Sarya Kurt K.

Sarya Kurt K.
@saryakurtt
12.09
Sabitlenmiş gönderi
"Sonunda insan ancak arzusunu sever arzuladıklarını değil." Friedrich Nietzsche
Reklam
Ödül beynin hem iç motivasyonunu öldürür hemde kişinin kendini motive etme kapasitesini azaltır. Onun için çocuklara, davranış kazandırmak ve gerçek öğrenmeyi sağlamak için ödülle iş yaptırmak yanlıştır.
Milli piyangodan büyük ikramiye kazanan kişiler ikramiyeyi kazandıktan hemen sonra çok mutlu olur. Ama bir süre sonra mutluluk seviyeleri ikramiyeyi kazanmadan önceki seviyeye döner. Neden? Çünkü insanlar sahip olduklarına hemen alışır. Örneğin, siz yeni bir araba alırsanız, bir süre sonra ona alışırsınız ve daha iyi bir araba almak istersiniz. Ev alırsanız, bir süre sonra daha iyi bir ev istemeye başlarsınız. İnsanların, sahip oldukları şeylere alışıp, o şeylerden daha az keyif almalarına, psikologlar "hedonistik adaptasyon" diyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... Bu deney sürekli ödül vererek çocuğu neden motive edemeyeceğimizin yanıtını da bize veriyor. Siz çocuğa ödülle iş yaptırttiğiniz an, çocuk heyecanlanır ve ödül için o işi yapar. Ama o ödüle kısa bir süre sonra alışır. Artık heyecanlanmaz. İş yaptırmak için bu sefer ona daha büyük bir ödül vermeniz gerekir. Örneğin, sınıfı geçince, tablet alırsanız, seneye daha büyük bir ödül almanız gerekir. Bunun da sonu yoktur.
Hiç hata yapmamış bir insan hiç yeni bir şey denememiştir. ALBERT EİNSTEİN
Reklam
Fakat sonunda, Profesör Grant in de çok güzel açıkladığı üzere, nazik, ahlaklı ve manevi değerlerine bağlı bir çocuk yetiştirmede anne ve babanın kullandığı kelimelerden çok daha önemli bir şey vardır. Nazik, ahlaklı ve manevi değerlerine bağli ebeveynlere sahip olmak, asıl bu bize uzun yol aldırır.
Kabul edilmeyen bir davranış karşısında anne ve babanin kullandığı dil, çocuğun benlik algısını yönlendirmede önemlidir. Eğer çocuğa olumlu davranış sergilemesi konusunda yardımcı olmak istiyorsak, beklentilerimizin çok fazla dışına çıkan belirli davranışlarını eleştirmek gerekir, çünkü böyle bir durumda kendini "kötü" bir insan olarak algılamasındansa "iyi" bir insan olduğunu ve telafisi olan bir hata yaptığını anlamasını sağlayabiliriz.
Profesör Grazyna Kochanska, Nazan Aksan ve meslektaşlarının yaptığı çalışma, çocuklarda öz-düzenlemenin geliştirilebileceğini göstermiştir. Bunun için anne ve babanın çocuğu kendi davranışlarını kontrol etmesi yönünde desteklemesi, kurallarla ilgili açıklamalar yapması ve disiplinin gerekliliği için duygusal olmayan nedenler sunması önemlidir. Böyle yetişen çocukların, anlık tepkisel davranışlar sergilemeden sorunları detaylı olarak düşünebilmeleri daha olasıdır. Buradaki düşünce, çocuğun anne babanın yetiştirme tarzını kendi "özel konuşması" olarak algıla- ması ve bunun da çocuğun davranışlarının temelini oluşturmasıdır. *Disiplinin diğer bir yüzünde ise daha kontrolcü anne babanın yarattığı olumsuz etkiler yer almaktadır. Baskı ve otoriteyi çocukların davranışını kısıtlamak için kullanan anne ve babalar, kısa vadede çocuğun itaat etmesini sağlayabilirler fakat uzun vadede öz-düzenleme ve yürütücü işlev becerisinin zayıflamasına neden olurlar. Böylece, bu çocuklar yetişkin bireyler haline geldiklerinde otokontrol ile ilgili ciddi problemler yaşayabilirler.
Kendilerini doğuştan "akıllı" olarak düşünen insanlar bir şeyi yapamadıklarında, bunun nedeni yeterince zeki olmamalarıdır... ya da bu başka birisinin hatasıydı... ya da zaten yapılması zorunlu değildi... sonra vazgeçerler. "Azimli" insanlar bir işi yapamadıklarında... bunun birçok denemeden sadece bir tanesi olduğunu bilirler. Ve pes etmezler... gerçek bir savaş vermeden. Çünkü yeterince çaba sarf ettiklerinde her şeyi yapabileceklerine inanırlar. İnsanlara doğuştan akıl vakfeden zekâ sabittir, değişmezdir. Öte yandan, "azimli" insanlar başarılı olmaya kararlıdırlar, bu da onlara bu yolda yardımcı olmaktadır.
Kararlılık yani dayanıklılık unsuru olmazsa , ne kadar akıllı ve yetenekli olursanız olun işe yaramayacaktır.
Reklam
Çocukları övmek...
Carol Dweck, "Övgü düzgün yapılmazsa, öğrencileri güçlendirmek yerine onları edilgenleştiren ve başkalarının görüşüne bağımlı kılan olumsuz bir güç haline gelebilir" dedi. Profesör Dweck'in araştırması bize çok farklı bir çocuk yetiştirme yolu gösterdi. İstediğimiz şey öz saygı değildir. İstediğimiz şey, bir görevi algılayan ve ne
Stanford'ta psikoloji profesörü ve Aklını En Doğru Şekilde Kullan kitabının yazarı olan Profesör Carol Dweck'e göre ebeveynler ve eğitimciler olarak yapmamız gereken, yetenekler hususunda mutlak değişmez bir bakış açısı aşılamak yerine, çabanın başarıda en önemli unsur olduğunu ve başarısızlığın en önemli sebebinin yetenek eksikliği değil de vazgeçmek olduğunu düşünmektir.
465 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.