Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
hera
hera
@saturntomoonchild
my favorite season is the fall
of the patriarchy
yıkık bir tıp öğrencisi
20 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
·
Puan vermedi
Son zamanlarda sosyal medyada patlayan bir romantik-komedi: Nefret Oyunu
Kitabı Instagram ve Tiktok'ta çok görüp merak ederek okudum. Hakkında çok fazla güzel yorum gördüğüm için beklentilerim fazlaydı ama maalesef bu beklentilerimi karşılayamayan bir kitap oldu. Açıkçası yazarın "İkinci İlk İzlenimler" kitabını daha çok beğenmiştim
Kitabımız aynı iş yerinde ,aynı pozisyonda çalışan ve tanıştıkları ilk günden beri birbirlerinden nefret eden Lucy ve Josh'un birbirlerini tanıdıkça değişen düşünce ve ilişkilerinin gelişimini anlatıyor. Bol bol komiklik, romantiklik, hüzün ve rekabet içeren sahneler okuyoruz
Oldukça akıcı bir anlatıma sahip olsa da açıkçası ilişkilerinin derinliğini tam hissedebildiğimi söyleyemem. Ve karakterlerin düşüncelerini ve yaptıkları davranışların arkasındaki psikolojiyi anlayamadığım bölümler oldu. Ayrıca Lucy'nin ne kadar kısa ve minik, Josh'un ise iri ve kaslı olduğu o kadar sık vurgulanmıştı ki bir süre sonra okurken gözüme rahatsız edici ve itici geldi açıkçası
Spesifik olarak hoşuma giden tatlı sahneler olsa da genel olarak çok sevdiğim bir kitap olmadı
Kitaba puanım: 4/10
·
Puan vermedi
Herkesin okuması gereken kitaplardan: Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Açıkçası kitaba romantik olduğunu düşünerek başladım ama olaylar ilerledikçe romantikten ziyade psikoloji ağırlıklı bir kitap olduğunu fark ettim. Yoruma başlamadan önce belirtmek isterim ki kitap oldukça sarsıcı bir kitap ve okurken sağlıklı bir ruh haline sahip olmanız önemli
Kitap, baş karakterimiz Lily'nin yakışıklı ve sempatik, beyin cerrahı Ryle ile tanışması ile başlıyor. Olaylar romantik seyirde ilerlese de aslında çıplak gerçeğin hiç de öyle olmadığını görüyorsunuz. Spoiler vermeden daha fazla anlatamam sanırım
Doğrusu her gün haberlerde gördüğümüz partnerinden şiddet görmesine rağmen ayrılmayan kadınlar bana hep mantıksız gelirdi ve kendilerini küçük duruma düşürdükleri için çok kızardım. Ama bu kitap onlara olan bakış açımı tamamen olmasa da birazcık değiştirdi. Artık nasıl bir psikoloji içinde olduklarını ve ne hissettiklerini az da olsa anlayabiliyorum. Ve bence bu bakış açısına erişmek için herkesin bu kitabı okuması lazım
Kitap genel olarak Amerikan filmi tadındaydı ama ara ara sıkıldığım kısımlar oldu maalesef. Yine de kitabın son 100 sayfası o kadar güzeldi ki soluksuz okudum diyebilirim. Yazar notunu okuyana kadar ise ne kadar etkilendiğimi fark etmemiştim ve notu okurken ağlamaya başladım çünkü yazar aslında kendi ailesinin hikayesini anlatıyormuş
Kitaba puanım: 7/10
·
Puan vermedi
Stefan Zweig'ın dilinden: Kızıl ️
Doğrusu Stefan Zweig'ın yazımını her zaman karamsar bulmuşumdur ve çoğu kitabını okumama rağmen içlerinden tek sevdiğim Korku kitabı oldu diyebilirim. Bu kitabını okumamıştım ama konusu ilgimi çektiği için -ana karakterin tıp öğrencisi olması- bir şans vermek istedim 🩺
Kitap, üniversiteye başladığı için yaşadığı yerden ve ailesinden ayrılmak zorunda kalan Bertold'un yeni şehrine ve insanlara alışmasını anlatıyor. Yalnızlığı daha önce hiç bu kadar şiddetli tatmamış olan karakterimizin adapte olmaya, arkadaş edinmeye çalışırken kendi içinde yaşadığı çatışmaları okuyoruz (Kitabı okumayı düşünürseniz arka kapağından konusu hakkında daha ayrıntılı bilgiler alabilirsiniz)
Kitabın karanlığından ne kadar rahatsız olsam da Zweig'ın dilini övmeden geçemem. Ağır konuları hafif diliyle o kadar güzel anlatıyor ki kendinizi olayların içinde bulmadan okuyamıyorsunuz. Özellikle betimlemeleri ve karakterin düşüncelerini nakletme tarzına bayıldım. Bertold'un yaşadığı yalnızlık, yabancılık ve özlem duygularını bizzat kendi içimde hissettim okurken 🫧
Puanım:5/10
"İçinde milyonlarca yüreğin attığı şu kocaman kentte tek başınaydı ve şakır şakır yağan hain yağmurdan başka ona kulak veren ya da bakan yoktu."
Okur Takip Önerileri
·
Puan vermedi
En sevdiğim yazardan başka bir seri: Karanlık Sanatlar serisi ️
Cassandra Clare...başka ne diyebilirim ki. Dili, karakterleri, olay örgüsü, kısaca her şeyiyle ikonik bir yazar. Tüm serilerinin etkisi uzun bir süre üstünüzden geçmiyor diyebilirim ️
Uyarı! Karanlık Sanatlar serisini okumadan önce Ölümcül Oyuncaklar ve Cehennem Makineleri serisinin
·
Puan vermedi
2022'de okuduğum ilk kitap: Benjamin Alire Sáenz - Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor
Kitabı hiç duymamıştım ve bir sahafta gezerken ismini ilginç bulduğum için aldım. İyi ki de almışım çünkü kitaba tek kelimeyle ba-yıl-dım
Kitap konu olarak Aristo ve Dante isimli iki çocuğun küçük yaşlarda tanışmalarını, aralarındaki ilişkiyi ve büyüyüp kendi dünyalarını keşfetme hikayesini anlatıyor
Şahsen ben karakterleri o kadar sevdim ki... Hepsinin kendine münhasır özellikleri ve düşünceleri vardı. Ve hepsinde kendinizden bir parça bulabiliyordunuz. Özellikle Aristo'nun hayata bakış açısı beni gerçekten etkiledi. Ayrıca Dante ve Aristo'nun aralarındaki ilişkiyi de çok hoş ve gerçekçi buldum ben ️
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve dilini beğendim. Oldukça espritüel, yalın ve anlaşılırdı. Hatta dili bana John Green'i anımsattı ki John Green'in tarzını da severim. Karakterlerin duygu ve düşünceleri çok güzel aktarılmıştı
Kitabı, okurken kafa dağıtmak ve sık sık uwu krizlerine girmek isteyen herkese tavsiye ederim
Puanım:10/10
·
Puan vermedi
Yeni yılın ilk kitap yorumu: Erin A. Craig - Tuz ve Keder Evi
Kitap 11 tane kız kardeşi olan Annaleigh'ın 4 kız kardeşinin art arda gizemli şekillerde ölmesiyle başlıyor. Son kız kardeşinin ölümünden sonra Annaleigh, bu ölümlerin cinayet olabileceğini düşünüyor ve bunu araştırmaya başlıyor
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve dilini gerçekten beğendim. Kitabın geçtiği yer deniz kıyısında, tam olarak Game of Thrones'taki Iron Island gibi olan bir adaydı ve yazarın betimlemeleri de tam yerinde ve hoştu
Kitabın ilk yarısındaki olay örgüsü çok sürükleyiciydi ve eğer bu şekilde ilerleseydi gerçekten gizemli ve zekice bir sona sahip olabilirdi ama kitabın sonraki yarısında yazar kitaba beklenmedik bir şekilde fantastik ögeler ekledi ve şahsen bu çok hayal kırıklığına uğratıcıydı. Ayrıca maalesef yazar karakterlerine fazla bir derinlik de verememişti
Zaman geçirmek için okunabilecek bir kitaptı ama o kadar akılda kalıcı ve etkileyici bir kitap değildi maalesef
Kitaba puanım: 5/10
10/10 puan verdi
Mitoloji meraklılarına: Akhilleus'un Şarkısı
Ah Akhilleus ve Patroklos...benim için her zaman güzel ve özel iki karakter olarak kalacaksınız. Bu kitabın bende bıraktığı etkiyi nasıl anlatırım ki? Okurken güldüm, ağladım, sinirlendim, şaşırdım ve en önemlisi sevgiyi hissettim. Benim için her zaman okuduğum en değerli kitaplardan biri olacağına eminim 😻
Kitap İlyada Destanı'nın yeniden bir yazımı ama olayları Akhilleus'un hayatındaki en değerli kişi olan Patroklos'un gözünden okuyoruz. Patroklos'un çocukluğu, başına gelenler sonucu Akhilleus ile tanışması, arkadaşlıktan aşka dönüşen tatlı ilişkileri ve son olarak Truva Savaşı...
Kitap oldukça akıcı ve anlaşılır. Ben Kirke'yi okuduktan sonra da gördüm ki yazarın kendine özgü değişik ve şiirimsi bir dili var , bence bu dil kitabı daha da etkileyici yapıyor
Puanım:10/10 🌟
Kitaptan bazı alıntılar: (❌SPOİLER❌)
"Bende ölünce , küllerimizi karıştırın ve bizi birlikte gömün. Size bu vazifeyi veriyorum."
"-Hem ünlü hem de mutlu olan ilk kahraman ben olacağım
-Yemin et
-Niye ben yemin ediyorum?
-Sebep sensin de ondan. Yemin et
-Yemin ediyorum"
"Onu yalnızca dokunarak, yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarının yere vuruşundan tanırdım. Ölmüş olsam bile , dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu."
Merhaba
Sosyal medyada çok önerildiğini gördüğüm , isminin ve kapağının sadeliği de dikkatimi çektiği için aldığım Sally Rooney'in Normal İnsanlar kitabı maalesef ki beni hayal kırıklığına uğrattı
Kitap konu olarak lisede tanışan Connell ve Marianne'in yıllar içinde gelişen inişli çıkışlı ilişkilerini anlatıyor. Doğrusu konusunu okuduğumda daha romantik ve etkileyici şeyler beklerken yazarın hem karakterlerin ilişkilerine hem de kişiliklerine fazla bir derinlik vermediğini düşünüyorum. Karakterlerin yaşadıkları sorunların onlar üzerindeki etkisi yüzeysel olarak ele alınmıştı. Ve ilişkileri de bir süre sonra toksik olmaya başladı
Yazarın dili sade ve hafifti ama yine de olaylar akıcı değildi ve kitap bir-iki hafta elimde süründü. Ayrıca kitaplarda zaman atlamasından hiç hoşlanmam ve yazar kitapta bunu da bol bol kullanmıştı ne yazık ki
Puanım: 3/10
Harika bir klasik: Emma
Öncelikle Jane Austen'in kalemine Gurur ve Önyargı'yı okuduğumdan beri hep hayranlık duymuşumdur. Karakterlere verdiği derinliğe , olay örgüsüne , yazım tarzına ve verdiği mesajlara bayılıyorum. Bu kitap da yazardan dolayı beğeneceğimi düşünüp okuduğum ve gerçekten de beğendiğim bir kitap oldu
Konu olarak genç , zengin ve bekar bir kadın olan Emma'nın çok bilmişliği ve çöp çatanlıklarının sonucunda başına gelenler ve bunlardan ders alıp karakterine yön vermesini anlatıyor Tabi Emma'dan bahsetmişken Mr. Knightley'den bahsetmemek olmaz. Emma'nın bu kişisel gelişim sürecinde ona karşı en net ve dürüst kişi olarak katkıda bulunan harika bir karakter kendisi. Hatta Mr. Knightley için en sevdiğim roman karakterleri içine girdi diyebilirim
Benim için kitabın tek sıkıntısı çok karakter ismi var ve ezberlemekte biraz sıkıntı yaşadım. Yine de dil ve olay örgüsü o akıcıydı ki genelde klasik roman okurken yaşadığım tıkanıklığı yaşamadım ve hızlıca bitirdim diyebilirim
Puanım: 9/10
Harika bir tiyatro kitabı: Marianne'in Kalbi
Doğrusu öneri ile aldığım ve okuduğum ilk tiyatro kitabı oldu. Dili o kadar sade ve anlaşılırdı ki bir oturuşta hemen bitirilebilecek bir kitaptı , yazarın dilinde herhangi bir zorlama ya da yapmacıklık yoktu
Kitap genç ve romantik biri olan Célio'nun evli bir kadın olan Marianne'ye aşık olması ve çılgın , eğlenceye düşkün yakın arkadaşı Octave'nin ona bu konuda yardım eli uzatmasını konu alıyor. Zaten 50 sayfalık minik bir kitap olduğu için olaylar su gibi akıyor
Daha önce tiyatro kitabı okumamış kişiler için kesinlikle öneririm , önyargınızı kıracak ve tiyatroya karşı ilgi uyandıracak bir eser fikrimce
Puanım: 9/10
Kitap konu olarak adından da anlaşılacağı üzere Vincent'ın kardeşi Theo'ya yazdığı mektupların bir derlemesi
Vincent'ın kelimeleri kullanış şeklini o kadar beğendim ki... Resmen kelimelerle resim çizmiş diyebilirim. Düşünme tarzı beni kendine hayran bıraktı
Kitabın içinde bilmediğim ressamlar , yazarlar ve terimler vardı ve okurken bir yandan da araştırdım. Onun dışında anlatımı gayet yalın ve anlaşılırdı. Herkese öneririm Puanım:8/10
Açıkçası kitaba o kadara yüksek beklentiler ile başlamamıştım ama okuduğum en iyi Zweig kitabı oldu diyebilirim. Korku duygusu o kadar güzel betimlenmiş ki okurken resmen içimde hissettim. Korkunun vücutta yaptığı değişiklikler , korkudan doğan utanç , insanların yüzüne bakamama , herkese şüphe ile yaklaşma... Muazzamdı. Ayrıca kitap oldukça yalın bir üsluba ve ilerleyişe sahip dolayısıyla tek oturuşta bitirilebilir.
Puanım: 10/10
