Abla gitme, demeye çalıştı ama kamburu ve yüzüne yapışık utangaçlığı yüzünden başını kaldırıp da cümlesini söyleyemedi. Ağzından dökülenler, gözyaşlarıyla beraber Müsemma'nın kıymetli halısının üzerine döküldü. Elem bulaşığı, ıslak kelimeler ilmeklerin arasında kuruyup giderken abla da gitti...
Sayfa 48Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
272 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Ölüm olgusunu kanıksayabilecek miyiz bir gün
Ben dün gece kendi isteğimle öldüm. Otuzbeş yıl süren bir kabustan uyanmak için bunu yapmak zorundaydım ve yaptım. Pişman mıyım? Belki, biraz... Yaşayan her insan kadar pişman ve ölen her insan kadar eksik işte...
Sayfa 9Kitabı okuyor
550 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Hayat, yaşam dolu ve yapıcı bir olgu mudur yoksa kaderinde kendi kendini yok etmek gibi ölümcül bir hatayı da içeren habis bir tümör müdür? Organik formların evrimi tasarlanırken temel bir hatanın gerçekleşmiş olması mümkün müdür? Evrendeki yaratıcılar insanlar gibi hata yapabilir mi?
Sayfa 79Kitabı okudu
Geçmiş, şimdi ve gelecek, aynı programın farklı bölümleri ve hepsi de aynı "şimdi" de oluyor. "Tarih" dediğimiz kaybolmuyor, siz bu satırları okurken hala aynı zamanda oluyor.
Sayfa 419
Hepimiz, bir "kozmik-görünürdeki gerçek oyun"a benzetebileceğimiz bir olayı deneyimliyoruz, bedenlerimiz de bizi bu oyuna bağlayan bir bilgisayar sistemi oluyor.
Sayfa 351
Bir beynin en yaratıcı olduğu zamanlar, güvenceyi sürprize, alışılmışı bilinmeyene feda ettiği zamanlardır.
Sayfa 172
İnsanlar sürekli bir yaratıcılık durumu içindedir. Kullanılan hammadde ister sözcükler olsun, ister ses ya da görüntü, bizler dünyaya ait parçaları içine alıp yeni bir şeye dönüştüren birer mutfak robotuyuz.
Sayfa 46
Bizler ateş, toprak, su ve havadan oluşan "yaşam çarmıhı"nda, bizlerin deneyimlediği şekliyle beden, duygular, zihin ve ruhta sıkışmış vaziyetteyiz. Uyanıp, burada olma nedenimizin gücümüzü elimize alarak çok boyutlu benliğimizin farkındalığına varmak olduğunu anlayana dek yaşamın köleleri olarak kalacağız.
Sayfa 23
Gözleri yarı kapalı, denizin sesini dinleyerek Trujillo'nun herkesi, er ya da geç, suç ortağı yapmayı başardığı şeytansı sistemini düşündü.
Sayfa 199Kitabı okudu
Trujillo yaşadığı sürece onun gibi bir çok Dominiklinin de kendinden nefret etmeye, her an yalan söylemeye, herkesi kandırmaya zorlandığından emindi.
Sayfa 196Kitabı okudu
Ahlakın temelinde merhamet yatar, demişti filozof Arthur Schopenhauer iyi bir gününde.. Belki hayatın temeli de buydu.
Sayfa 195
Sonunda Dominik Cumhuriyeti normal bir ülke olabilecek miydi? Seçimle gelen bir hükümete, bağımsız bir basına, adını hak edecek bir adalete sahip olabilecek miydi?
Sayfa 131Kitabı okudu
Asıl doğamız gereği sınırsız ruhsal varlıklar olduğumuz için kozmik oyuna özgür bir seçimle girer ve mükemmelliğinde hapsoluruz.
Sayfa 200Kitabı okudu
Elebaşılar arası çatışmalarla barbarlaşmış, yasasız, düzenden yoksun, yoksullaşmış, kimliğini yitirmiş, açgözlü ve yırtıcı komşuların istilasına uğramış küçük bir cennet.
Sayfa 18Kitabı okudu