Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hiçlik.

Hiçlik.
@semanurdogan
Cehlimi bilmeyecek mertebe câhil değilim Bilirim rütbe-i noksânımı kâmil değilim
Türk Dili Ve Edebiyatı Öğretmeni- Çocuk Gelişimi
Lisans- Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi-İstanbul Üniversitesi
1999
129 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Mini Kütüphanem
Ne zaman kendimi kaybetsem bana kendimi yeniden bulduran köşem...📚🍀
Reklam
Otobüsleri yoğunlukla kullanan insan kalabalıkları o kadar köleleştirilmişlerdi ki, durakta saatlerce beklemek onlar için artık yorucu işlerinden uzakta birazcık dinlenmek, hayal kurabilmek için kendilerine ayırdıkları zaman anlamına gelir olmuştu. Kimsenin beklemekle ilgili bir şikayati yoktu bu ülkede. Rasgele duraklara gidip, şanslarına dua edip, otobüslerinin gelmesini bekleyen sürüler aynı zamanda bu ülkeyi yönetenleri de seçiyorlardı.
Düşüşler böyle başlardı, önce hiçbir zaman ait olmayacağını bildiğin bir yerde çalışırsın, sonra hiçbir zaman yaşamayacağına emin olduğun o eve taşınırsın, sonra da hiçbir zaman evlenmeyeceğini düşündüğün biriyle evlenirsin. Lanetlenmenin üç temel ilkesiydi bu: Köle ol, hapsol, kaybol.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhtaçtı ve muhtaç hissettiği içinde güçsüz. Güçsüz hissetmekten nefret etti.
Her birimizin içinde fırsat kollayan bir delilik olduğunun farkındaydı.
Reklam
Karşısındaki şey, atomu parçalayacak bir teknoloji gibiydi. Annesiz, yalnız bir insan bebeği kendi yolunu bularak gelmişti buraya.
Ben sistemin bir şekilde dışarıda bıraktığı, sistemin geneli tarafından deneyimlenmemiş birçok çöküşü yaşamış bir kazazedeyim. Sürekli hazır olmsaydım, hayatın benim için planladıklarından sağ çıkamazdım.
Hayatın gerçekleriyle haşır neşir büyümüştü, kendi başına da gelebilecek bir şeyin başkasına olduğunu görmek artık ona üzüntü veremez olmuştu.
Bu sefer hayatın gerçekten yüzüne gülmeye başladığını düşününce içini bir anda korku sardı. Ne zaman böyle düşünse sonrasının hüsran olduğunu hatırladı.
Aşka vurulan darbe, balta gibi inip ilişkiyi kesmez, tohum gibi ekilip zamanı geldiğinde ilişkinin tüm pürüzsüzlüğünü bozacak şekilde yırtıp çıkardı yüzeyi.
Reklam
Yeteneğin varlığına hizmet etmeli, varlığın yeteneğine değil. Varlığın yeteneğine hizmet eder hale gelirse, kendi ışığında kaybolur, özünle birleşemezsin. Hayatı yaşayamazsın, yeteneği tarafından zehirlenmiş bir kukla gibi dans eder durursun. Aldığın alkışlar sana güç vermemeli. Gücün içinden gelmeli. Bir gün o alkışları asla alamazsan o zaman var olamazsın, üstelik aslında sana hiçbir katkıları olmadığı halde alkışlar nefesin olur.
Kendi yeteneğine aşık biri, o yeteneği beslemek için daima diğerlerine ihtiyaç duyar. Diğerlerine ihtiyaç duyan bir budala asla kendisi olamaz!
Kelimesi kelimesine gerçekler...
Sanat kişinin kendi ihtiyacı için yaptığı bir şey, kendisinin ifadesi. Eğer sen diğerlerinin ihtiyacı olmayı bir halt sanıp kendi sanatını kullandırmaya başlarsan köleleşirsin. Kendini değil, istenileni ifade edersin. Hiç farkında olmadan girdiğin bu kölelik, seni öyle bir gecede ele geçirmez, önce sana ün vererek sahip olduğunu sandığın her şeyi olduklarından çok daha değerliymiş gibi algılamanı sağlar. Ün kişiyi uyuşturur, kendi gerçekliğinden uzaklaştırır, zaten doğallıkla yapabildiği bir şeye, sanki kendi üstünlüğünün bir mazeretiymiş gibi yaklaşamasuna neden olur, böylece kendine yabancılaştırır, sonra hemen ardından, o ünü korumak için, kendine değil diğerlerine hoş geleni yapmaya çalışırsın, işte bu, kendi özgürlüğünü teslim edip kimliğinden vazgeçmendir.
Bir şeyin daha güzel olabilmesi için önce yıkılması gerekebilir.
Yemek yemek gibi birincil ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken insanların, arkadaşlık etmek gibi lüks ihtiyaçlar peşinde avanaklık edenlere toleransının olmadığını iyi bilirdi.
Kalbi buz gibi soğuk ve duygusuz biriydi. Kimseyle konuşmaz, selamlaşmazdı.
481 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.