Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena

320 syf.
10/10 puan verdi
“Etrafımızdaki dünyada algıladığımız her şey, bizim ne olduğumuzu ve en çok neyle ilgilendiğimizi yansıtır. Bir velî ile karşılaşan hırsızın bütün gördüğü onun cepleridir.” Hiç kimsenin sevmeksizin derinden öğrenemeyeceğini, acının tedavisinin acının içinde olduğunu, eğer kalbimizi hatırlarsak her şeyin kolaylaşacağını anlatan nefis bir kitap okudum. Bize unutturmak üzere dizayn edilmiş bu dünyada, hatırlamak isteyenlere tavsiye ederim.
Kalp, Nefs ve Ruh
Kalp, Nefs ve RuhRobert Frager · Sufi Kitap · 2018343 okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
1818’de sürgünde bir devrimci olan Jacotot, Belçika’da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır. İnsanın bilmediğini de öğrenebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekaların eşitliği. Bu şaşırtıcı hikayeyi ve Jacotot’nun felsefesini anlatan Jqcques Ranciere hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekaların eşitsizliği ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor.
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,293 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
Olunca Olur
Jay Griffiths, batıdaki zaman modelinden farklı olarak, bir çok kültür için zamanın, yalnız doğal dünyada ve doğanın işleyişinde beden buluşunu anlatıyor. Vakit nakittir anlayışını reddediyor ve hatta faşizan buluyor. Saatlerim ötesinde bir zamanın var olduğuna inanıyor. Bunu da farklı kültürlere ait zaman kavrayışına dair örneklerle anlatıyor. Örneğin Yakutlar bir yılın bittiğini anlatmak için “dünya geçti” derlermiş. Brezilya’daki Mato Grosso do Sul’da yaşayan Guarani - Kaiowa Kızılderilileri “kaç yaşındasın?” anlamında “Guavira yaşamında kaç kez çiçeklendi?” diye sorarlarmış. Akora Kızılderililerinin konuştuğu dilde “geç” veya “beklemek” kelimeleri yokmuş. Amerikan yerlilerinden olan Mikmakların dilinde zamanı karşılayan bir kelime yokmuş. Maoriler’e göre, geçmiş önümüzde uzanır, geleceğe doğru geri yürürmüşüz. Beni en çok etkileyen ise şu oldu: Griffiths, Kuzey Tayland’da bir dağ kabilesi olan Karen halkıyla yaşadıktan sonra ‘şu ne zaman olacak?” diye sormamayı öğrenmiş. Verilecek cevap olmadığını söyleyen gülüşler yanıtlarmış bu soruyu. Çünkü aslında yanıt şuymuş: Olunca olur.
Tik Tak Zamana Kaçamak Bir Bakış
Tik Tak Zamana Kaçamak Bir BakışJay Griffiths · Ayrıntı Yayınları · 20037 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
105 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fazlalıklar, bu hayatın fazlalıkları olmanın ağır sancısını çeken, hayata eksiyle başlayan, başlangıç noktasına ulaşmak umuduyla mütemadiyen çaba gösteren insanların hikayesi. Sinan Sülün’ü Ot Dergi’den beri takip eder, kalemine sevgi duyarım. O yazınca sözcükler çiçek açıyor sanki. Zarif Ruhi’ye karışmak değil bu dünyanın düzeninde kendisine sevgi dolu bir alan yaratmak istiyordu. Kemal, doktora seslenmek yerine ruhunu istirahate bırakmak istiyordu; sevgisini haykırmak değil, sevgisini susmak istiyordu. Tıpkı bizler gibi değil mi? Sinan Sülün her cümlesinde, her hikayesinde birimizi işaret ediyor sanki. Bu yüzden iyi ki yazıyor. Özgün ve çarpıcı bir metin okumak istiyorsanız Fazlalıkları okumanızı tavsiye ederim. Ve tabii Sinan Sülün’ün diğer eserleri olan Karahindiba ve Kırlangıç Dönümünü de.
Fazlalıklar
FazlalıklarSinan Sülün · İletişim Yayınları · 202068 okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
“Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm.” Bu sözler Nikos Kazancakis’in mezar taşında yazar. Zorba’dan alıntı değil. Ama tam da Zorba’nın dilinden. Zorba, dünya edebiyatında en sevdiğim karakterlerden. 1930’larda geçen roman, hayattan pek bir beklentisi kalmamış mutsuz bir yazarın kendini dinlemek için geldiği Girit’te geçer. Yazar burada kaba saba ama hayata tutkuyla bağlı orta yaşlı bir adam olan Alexis Zorba ile tanışır. Zorba bu dünyanın normlarına ters hayat felsefesini genç yazara kabul ettirdikçe yazarın yaşama bakışını değişime uğratır. “Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan.” Zorba, yazara tutsaklığını gösterir ve aslında zincirlerini kırmanın mümkün olduğunu da: “ Hayır, özgür değilsin. Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar. Senin, uzun ipin var. Gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun.” Zorba, aslında hepimizin olmak istediği insandır; her şeye rağmen korkusuz insan: “ Kırmızı, sarı, siyah yamalarla yamanmış, binlerce ekli ve yamaları kalın sicimle dikildiği için en büyük fırtınalarda bile yırtılmayan bazı gemi yelkenleri vardır. Benim kalbim de öyle işte! Binlerce delikli, binlerce yamalı ama korkusuz.” Zorba’yı okuyun. Hiçbir şey ummamak, hiçbir şeyden korkmamak, özgür olmak için.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201916,1bin okunma