Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

edaece köktaş

edaece köktaş
@serenceren
19 okur puanı
Şubat 2015 tarihinde katıldı
Kitap okuyan insan yalnız değildir. Çünkü onca cümlenin içinde, bir yerlerde kendiyle konuşulduğundan emindir. Bazı cümleler sanki senin için yazılmıştır. Peki senin roman cümlen hangisi?
Reklam
"Biz ayrılmıştık. Hem de onu ben terk etmiştim. Kötünün iyisi olsun diye. Kendimi yatağın üstüne bırakmış MENA Otel'in 438 numaralı odasının tavanını izlerken kendime ayrılığımızı ve nedenini hatırlatma ihtiyacı duyuyordum. Çünkü... Hiçbir şey yapmasa da yatağın diğer tarafındaki ağırlığı beni heyecanlandırmaya yetiyordu. "Biz ayrıldık." diye mırıldandım kendi kendime. Meriç "Eee?"dediğinde kendi yüzleşmeme onun da dahil olduğunu kabul ettim. "Hatırlatıyorum." "Hım. Sıra bende."dediğinde başımı yan çevirip onun kahverengi gözlerine, küçük yuvarlak burnuna ve bir kalbi andıran dudaklarına sırasıyla baktım. Dudağımdan tanımadığım seste bir soru döküldü. "Ne için?" Meriç Tuna parıldayan kahverengi mucizeleriyle bana bakarken kim olduğumu unutturuyordu. "Siyah benim rengim Kayla. Çiçekli elbiselerine ne oldu?" "Değişiklik yaptım." Meriç içini çektikten sonra başını yastığa doğru biraz daha bastırdı. "Ayrıldık demiştin değil mi?" Ses çıkarmadan ona bakmaya devam ettim. Meriç bir kez daha içini çekti. "Ne saçmalıyoruz biz?"dedikten yarım saniye sonra üstümdeydi. Bu ani yer değiştirmesiyle bedenim ona doğru kıvrıldı. Derin bir nefes alıp onu bekledim. Konuşmadan önce diliyle dudağını ıslattığında göğüs kafesimin altında bir sarsıntı yaşanıyordu. O'nun sarsıntısı. "Hatırlatayım. Sen benimsin, baş belası."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Herkes yabancılaşmıştı, yabancılaşıyordu. Toplum kuralları ve çevremizde tahkim ettiğimiz maddi dünya, bizi bu yabancılaşmadan koruyan gardiyanlardı adeta. Yolumuzu şaşırdıkça, alışkanlık denen ılık kaplıca sularının içine gömülüp rahatlıyorduk. Sonunda bize yol gösteren şey; evde her zaman oturduğumuz koltuğun aşina yumuşaklığı, gözü kapalı çevirebildiğimiz banyo musluğu ve başımızın yastıkta bıraktığı iz oluyordu. Kendi egemenlik alanını belirlemek için ağaçların altına sidik fışkırtıp sonra kendini bu sidiğin sınırları içinde güvenli hisseden köpeklere benziyordu insanlar da; aşina kokular ve aşina eşya arasındaki bir mutluluk formülü. Dostoyevski Avrupa'dan Rusya'ya dönüşünü, "Eski pantuflalarıma ayaklarımı sokar gibi" betimlemesiyle açıklamıştı. Eski pantuflalara ayakları sokmak... Güzel sözdü doğrusu ve insanlar böyle yaşıyorlardı. Eğer bu tanıdık dünya olmasa, kendilerini bir mahzende büyütülüp sonra birdenbire kent meydanına atılan Kaspar Hauser gibi hissedecekleri kesindi
'' Toprağına sahip çık'' KEMEL ATATÜRK... :))))))))
Reklam
Güzellik Uykusu İbrahim bey bu gece eve gelmedin Kaç kez açıldı senin için kimdir o penceresi Farkında mısın bilmem Düşmansız yaşamak köreltiyor adamı İnsanı yoruyor başkasının şarkısı İşte bundan dolayı düşmanı püskürtmekten Vazgeçip susuyorum ve tüfeği alnıma Kaş diye çatıyorum. A benim Oğulotu bitmeyen topraklarda Şaşırıp kalan kalbim Senin Türkçen yok mu, anlatıyorum işte Bir kuş musun ki ürkmek için bahane Arayıp duruyorsun. Bize dönecek oysa o güzel ölüm Yatacağız beraber güzellik uykusuna Her gün bahar olacak ve onun temizliği Yeni yıkanmış tül perde ne ki Benzetecek bizi dağların doruğuna... (Tanıtım Bülteninden) :))))
"Kıyamet günü mizana konan iyiliklerin en ağırı takva ve güzel ahlâktır" (Ebû Davud, Tirmizî). Güzel ahlâk, peygamberlerin, salihlerin sıfatı ve hâlidir. Ahlâk güzelliği ise insanı Allah 'a (cc) yaklaştıran ve sayısız nimetlere ulaştıran bir kapıdır. "İslâm, güzel ahlâktır" buyuran Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) , kendisine en sevimli olanların, güzel ahlâk sahipleri olduğunu bildirmiş ve 'Allah katında en sevgili kullar kimlerdir?' sorusuna da 'Ahlâkı en güzel olanlardır" cevabını vermiştir. İslâm Dini kadar güzel ahlâka önem veren bir başka din veya düşünce sistemi görmek mümkün değildir. İslâm'ın gayesi; insanları güzel ahlâk sahibi yaparak olgunlaştırmaktır. Kur 'ân-ı Kerim birçok ayette, itikat, ibadet ve ahlâka ait esasları birlikte zikreder ki bu da bize, iman ile ahlâki davranışlar arasında sıkı bir irtibatın bulunduğuna işaret eder. "Mü'minlerin imanca en olgun olanı, ahlâkı en güzel olanıdır" sözü ile güzel ahlâkın inanç üzerindeki önemini belirten Efendimiz ise şöyle buyurmuştur: "Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim." Bir müslümanın değeri, ahlâkının güzelliği ile ölçülür. "Güzel Ahlâk Sahibi Olmak" kitabında bir insanın bütün davranışlarını kapsayan ahlâk kavramı inceleniyor ve ibadetin bir hikmetinin de insanı güzel ahlâk sahibi olmaya yönlendirmek olduğu vurgulanıyor.
Sözün güzeli,insan fıtratına uygun hikmetler taşır,insanı doğruya,istikamete yönlendirir.Sözün güzeli,olmuşsa hikayenin özüne öz,daha bir ibret vericidir;hele ki insanın içini ısıtan,gönlünü okşayan bir üslupla kaleme alınmışsa...
"Bir kadın seni seviyorsa sana aittir. Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma! Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma! Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da
Asla bir çocuk kitabı olamayacak derinlikte bir kitap ve büyüklerin dünyasından kaçmak için en iyi seçenek. Kitabı okudu, 10 üzerinden 10 puan verdi ve kitabı beğendiği
Reklam
İlk kez 51’inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Akdeniz Üniversitesi’nde sergilenen ve küratörlüğünü geçtiğimiz yıl 10’uncu yılını kutlayan Bant Mag. dergisinin gerçekleştirdiği “100 İllüstrasyonla Türk Sinemasının 100. Yılı” sergisinde Selvi Boylum Al Yazmalım’dan Ah Güzel İstanbul’a, Vurun Kahpeye’den Yalnızlar Rıhtımı ve Sevmek Zamanı’na hafızalardan silinmeyen 100 filme dair 20 illüstrasyon sanatçısının çalışmaları yer alıyor. İllüstratörlerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sinemacılar ve akademisyenler arasında yaptığı anket sonucunda belirlenen film listesini temel alarak beşer film seçip ürettiği çizimler; portreler, film sahneleri ve afişlerinden oluşuyor. Çizerler arasında çok sayıda genç yetenek var. Gökhan Akbaba, Saydan Akşit, Aykut Aydoğdu, Ezgi Beyazıt, Ethem Onur Bilgiç, Furkan ‘Nuka’ Birgün, Vardal Caniş, Can Çetinktaya, Berkay Dağlar, Burak Dak, Sedat Girgin, Sadi Güran, Mark Hale, Murat Palta, Naz Tansel, Asuman Tanyaş, Duygu Topçu, Mert Tügen, Ada Tuncer ve Mehmet Uluşahin’in çizimleri projede yer alıyor. Sergi, pazartesi günleri hariç her gün TÜRVAK Müzesi Sergi Salonu’nda 10.00 - 18.00 arasında gezilebilir. :)))))))
Bir düşün, akşam yatıp da Ertesi sabah kalkamadığını. Hani son bir nefes alıp da Tekrar dışarı bırakamadığını Ruhun semaya yükselip Girmediğini tekrar bedene Bir düşün arafta bekleyip Baktığını yataktaki meyyite Ne aldın, ne verdin Neler yazdın deftere Şimdi cansız gözleri Bakar şöyle bir maziye Pişmanlık dolmuşdur oralar Neden? sorarsın kendine Hüzünler, zihnini oyalar Unutma, yürüyoru o güne Ne yar kalır, ne yaren Yalnız sen ve yaptıkların Bırakmaz peşini yaşarken Hani şu kalbini kırdıkların...