Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serhat Pelvanlar

Serhat Pelvanlar
@serhatpelvanlar
Sıkı Okur
İnsan Olmak - Karşımdaki Ben, Yaşama Dair Tavsiyeler, Kendimize Doğru Soruları Sormak, Söyle, Tekrar Et, İnan isimli Kitapların Yazarı. Düşüncelere ve Duygulara Şekil Verme Uzmanı.
Reklam
Öğretmen konuşuyor. "Söz güç demektir, iktidar demektir. Sözcükler dünyayı ve insanı değiştirirler. Kim bilir kaç kez duyduk: 'Başımıza gelen güzel şeylerden kimseye söz etmemeliyiz, çünkü başkalarının kıskançlığı mutluluğumuzu elimizden alır. Hiç de öyle değil. Fatihler, hayatlarında meydana gelen mucizelerden gururla söz ederler. Siz kendiniz pozitif enerji yayarsanız, bu enerji daha çok pozitif enerji çekecektir kendine ve gerçekten sizin iyiliğinizi isteyenlere neșe verecektir. Kıskançlara, mağluplara gelince, eğer onlara bu gücü verirseniz size zarar vermekten başka bir şey yapmayacaklardır. Korkmayın. Duymak isteyenlere hayatınızın iyi şeylerini anlatın. Dünyanın Ruhu'nun sizin neșenize ihtiyacı var."
"En küçük ayrıntılara kadar haklı olmayı bir onur sorunu yapan insanlar vardır. Bizler de, çoğu zaman, herhangi bir hata yapmaya katlanamayız. Böyle davranarak elimize geçen șey, ilerleme korkusundan başka bir şey değildir. Yanılgı korkusu, bizi vasatlık kalesine hapseden kapıdır. Onu yenmeyi başarırsak özgürlüğümüze doğru kesin bir adım atmış oluruz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Öğretmen konuştu: "Bizim içimizde olan Tanrı'nın ruhu, tıpkı bir sinema perdesi olarak tanımlanabilir. Sinema perdesi üzerinde birçok durum betimlenir: İnsanlar birbirlerini severler, insanlar ayrılırlar, hazineler bulurlar, uzak ülkeleri keşfederler. Hangi film gösterilirse gösterilsin, perde hep aynı kalır. Gözyaşlarının akmasının kan dökülmesinin pek önemi yoktur, perdenin beyazlığına hiçbir sey olmaz. Tıpkı sinema perdesinde olduğu gibi, hayatın bütün mutsuzluklarına bütün esrimelerine karşın, Tanrı oradadır. Bizim filmimiz sona erdigi zaman hepimiz göreceğiz O'nu."
Zen rahipleri murakabaya varmak istedikleri zaman, bir kayanın önüne otururlar: "Şimdi bu kayanın biraz büyümesini bekleyeceğim," diye düşünürler. Öğretmen konuştu: "Çevremizdeki her șey durmadan değişir. Her gün, yeni bir dünyayı aydınlatır. Alışılmış olarak adlandırdığımız șeyler yeni fırsatlarla doludur, ama her günün bir öncekinden farklı olduğunu görmeyi beceremeyiz. Bugün, herhangi bir yerde, bir hazine sizi beklemektedir. Bu bir küçük gülümseme, büyük bir fetih olabilir, bu pek önemli değil. Hayat küçük ve büyük mucizelerden oluşmuştur. Hiçbir șey can sıkıcı değildir, çünkü her şey sürekli olarak değişmektedir. Can sıkıntısı dünyanın kendisinden kaynaklanan bir șey değildir, dünyayı görme tarzımızdadır. Şair T.S. Eliot' 1n yazdığı gibi: Yollan yürümek Eve geri dönmek Ve her şeyi görmek sanki ik kez görür gibi.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
İş ile dinlenmeyi dengelemeyi beceremeyen kimse coşkusunu yitirir ve daha ileri gidemez.
Sayfa 191Kitabı okudu
Williams çok tuhaf bir durumu betimlemeye çalışır: "Kusursuz bir hayat hayal edin. Kusursuz bir dünyadasınız, kusursuz insanlarla birliktesiniz, istediğiniz her şeye sahipsiniz, herkes tam anlamıyla kusursuz yaratılmış, en uygun zamanda. Bu dünyada, tam olarak hayal ettiğiniz gibi, arzu ettiğiniz her şeye sahipsiniz Yüz ya da iki yüz yıl sonra, çevrenizde görkemli bir manzara, tertemiz bir banka oturup, Amma da can sıkıcı! Heyecan yok! diye düşündüğünüzü hayal edin. O anda, önünüzde kırmızı bir düğme beliriyor ve düğmenin üzerinde 'Sürpriz' yazmakta. Bu sözcüğün ne anlama geldiğini uzun süre düşündükten sonra, düğmeye basar mısınız? Hiç kuşkusuz basarsınız! O zaman karanlık bir tünele giriyorsunuz ve tünelden șu anda yaşamakta olduğunuz dünyaya çıkıyorsunuz."
Sayfa 183Kitabı okudu
İnsanın keşfedebileceği en etkili öldürücü silahlar arasında en korkuncu, en alçağı söz söyleme yeteneğidir. Hançerler ve ateşli silahlar geriye kan izi bırakırlar. Bombalar binaları ve sokakları yıkar. Zehirler ortaya çıkabilir. Öğretmen konuştu. "Söz söyleme yeteneği iz bırakmadan yok edebilir. Çocuklar ana babaları tarafından yıllarca koşullandırılabilirler, erkekler acımasızcasına eleştirilebilirler, kadınlar eşlerinin sözleriyle düzenli bir biçimde yok edilebilirler. Müminler de, kendilerinin Tanrı'nın sesini yorumlamaya yetkili olduğunu sananlar tarafından dinden uzaklaştırabilirler. Bu silahı kullanmamaya dikkat edin. Bu silahı size karşı kullanmamalarına dikkat edin."
Sayfa 182Kitabı okudu
Antonio Machado söylüyor: "Yol yoktur ey yolcu, kaza kaza, adım adım, yürüye yürüye yol yapılır. Yol yürürken yapılır ve geriye bakacak olursak bir patika görürüz, asla bir daha yürümeyeceğimiz patikayı. Yol yoktur, ey yolcu, Yürüye yürüye yapılır yol."
Üç peri, bir prensin vaftiz törenine davet edilmişlerdi. Birinci melek prense aşkını bulma şansını armağan etti. İkincisi, isteklerini gerçekleştirmesi için servet sundu. Üçüncü peri ise güzellik. Derken, bütün çocuk masallarında olduğu gibi, bir büyücü ortaya çıkt. Davet edilmeyişine kızan büyücü, prens için kötülük diledi. "Her şeye sahip olduğun için, sana daha fazlasını vereceğim: Giriştiğin her işte yetenekli olacaksın. Prens büyüdü, yakışıklı ve zengin oldu ve aşkını buldu. Ancak yeryüzündeki görevini yerine getirmeyi başaramıyordu. Mükemmel bir ressamdı, heykeltıraştı, yazardı, müzisyendi, matematikçiydi ama başladığı bir işi bitiremiyordu, çünkü kısa zamanda sıklıp bir başka işe başlamak istiyordu. Öğretmen konuştu. "Bütün yollar aynı yere çıkar. Fakat siz kendi yolunuzu seçin ve yolun sonuna kadar gidin. Bütün yollarda yürümeye kalkışmayın.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Vasatlıktan Özgürleşmek
Yanılgı korkusu, bizi vasatlık kalesine hapseden kapıdır. Onu yenmeyi başarırsak özgürlüğümüze doğru kesin bir adım atmış oluruz.
Sayfa 155Kitabı okudu
En önemli olana dikkat edersen, daha az önemli olanlar kendiliğinden yoluna girer.
Korkmayın. Duymak isteyenlere hayatınızın iyi şeylerini anlatın. Dünyanın Ruhu'nun sizin neșenize ihtiyacı var.
Sayfa 119Kitabı okudu
Her olayı zihnimizdeki duygulara göre yorumlarız. Eğer korku varsa, yaşadığımız olay korkuyla analiz edilir. Eğer öfkeliyim yaşadığımız olay öfkeyle algılanır. Duygularımız dünyayı görürken bir filtre gibi davranır. Gözlerinizin duygularınızı ifade ettiğini söyleyebilirsiniz. Dış rüyayı gözlerinize göre görüyorsunuz. Öfkelendiğinizde dünyayı öfkeli gözlerle görürsünüz. Kıskanç gözleriniz varsa, tepkileriniz farklı olacaktır çünkü karşınızda duran dünyaya kıskançlıkla bakarsınız. Deli gözleriniz varsa, herşey sizi rahatsız edecektir. Üzgün gözleriniz varsa, yağmur yağdığı için, gürültü çıktığı için her şey için anlayacaksınız. Yağmur yağmurdur. Yargılayacak ya da yorumlayacak hiçbir şey yoktur. Ama yağmuru duygusal bedeninizle görürsünüz. Eğer üzgünseniz herşeye üzgün gözlerle bakar ve herşeyin üzücü olduğunu algılarsınız. Ama eğer dünyaya sevgi dolu gözlerle bakıyorsunuz, nereye giderseniz gidin hep sevgiyi görürsünüz. Ağaçlar, hayvanlar ve su sevgi ile yaratılmıştır. Sevgi dolu gözlerle baktığınızda kendi arzunuzu bir başka rüyacının arzusu ile bağlayabilir ve rüyalarınızı tek bir rüya haline getirebilirsiniz. Sevgiyle baktığınızda kuşlarla, doğayla, bir kişiyle ve herşeyle bir olursunuz. Ardından bir kartalın gözleriyle görebilir ve her türlü yaşam formuna dönüşebilirsiniz.
181 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.