Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
sevgi ULUDAĞ
sevgi ULUDAĞ
@sevgi_uludag23
Her okurun hayali birgün yazar olmaktır.
ziraat muhendisi
lisans
konya
elazığ
197 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kırkaltı farklı yazardan kırkaltı öykünün derlemesini, değerli yazar Hatice Dökmen üstlenmiş. Kibele Sanat Yayınları’ndan çıkan bu güzel hikaye kitabı kısa hikayelerden oluşuyor. Her birinin farklı konusu var. Her biri çok güzel konulara değinmiş. Kadına şiddet, yazar olmanın zorlukları, geçim sıkıntısı, aşk acısı gibi bir çok konuya değinilmiş. İçinde çokça acı barındıran hikayeler var. Zaten yaşamanın kendi değil mı acı? Bence herkesin okuması gereken bir kitap. Eminim ki kendinizden bir şeyler bulacağınız hikayeler okuyacaksınız.
Metin ve Remzi üniversitede yıllarında ev arkadaşıdır, İnci ise Remzi‘nin sevgilisidir. Yıllar sonra Metin ünlü bir cerrah olur. inci evlenir ve Antalya’ya yerleşir, bir oğlu olur. Remzi izini sildirip ortadan kaybolur. İnci kocasından ayrılır Remzi’ye dönmek ister fakat ulaşamaz. Metin’e meyil atıp yardım ister, Remzi’yi bulmak için. Metin Zehra ile evlilik yolunda ilerlemektedir Zehra hostestir. Kardeşi trafik kazası geçirmiş onunla ilgilenmektedir. Metin Zehra’yı mutlu etmek için bir dedektif tutar ona çarpanın kim olduğunu bulmaya çalışır. Remzi‘yi ararken başlarına neler neler gelir. Olaylar matruşka gibi açıldıkça altından yeni bir sır çıkar. Sırlar, Yalanlar, ihanetler bitmek bilmez. Şok üstüne şok yaşadım. Sürprizi hiç bitmeyen bir kitap. O kadar sürükleyiciydi ki bir günde okuyup bitirdim herkese tavsiye ederim, mutlaka okuyun.
Remzi neden ortadan kayboldu?
Zehra’nın kardeşine kim çarptı?
Remzi’yi bulabilecekler mi?
Ne gibi sırlar ortaya çıkacak?
Muhasebeci Hasan, düzenli ve başarılı bir hayatı olan bir karakter. Bir gün evine giderken, komşusunun kapısının açık olduğunu görür. İçeri seslenir, cevap gelmeyince merakına yenilip içeri girer. Karşılaştığı manzara karşısında şoka girer. İçeride kendini asmış bir kız bulur. Daha önce hiç görmediği bu kızın gözleri günlerce aklından çıkmaz. Kızın hayatını ve neden intihar ettiğini merak eder. Bir ipucu bulmak umuduyla kızın evine girer. Bulduğu bir kaç bilgi ile kızın daha önce gittiği yerlere gider ve bu olanların sebebini araştırmak uğruna bütün düzeni bozar. İşini boş verir, oysa kendisi tam bir işkolikdir. Atıldığı bu macerada yaşadığı olayları ve karakterin psikolojik durumunu okuyoruz. Yoğun psikolojik tahlilleri olan bu kitabın sayfalarını çevirdikçe merakınız artıyor. Sonu çok çarpıcı ve hiç beklemediğim bir şekilde bitti. Çok şaşırdım ve bir süre etkisinden çıkamadım. Bu tarz romanları seviyorsanız mutlaka okuyun tavsiyemdir.
Okur Takip Önerileri
Merhaba kitap sever dostlarım. Çok güzel bir öykü kitabı okudum, size biraz ondan bahsetmek istiyorum. İçinde onyedi kısa öyküyü barındıran bir kitap. Her birini keyifle okudum. Bir günde okuyup bitireceğiniz bir kitap. Hepsi çok güzel öyküler ama Ben Habil ile Kabil, Şehrin en yüksek yeri, Değirmen, Yorgunum Mitral öykülerini özellikle çok sevdim. Öykü severlere tavsiye ederim. Mutlaka okumalısınız.
#tanıtımbülteni
Her şey öyküleşebilir. Ölmekte olan beyin bile. Geniş anlatım olanakları sunan modern öyküler bu eserle okuru buluşturmak için kaleme alınmıştır. Günlük hayata dair modern çağın çıkmazlarından sıyrılıp sayfalara sığınmış nice öykü, okurunu beklemekte. Ayrıca canlı ve cansızların dile geldiği bu kitapta, okur, öykü dünyasının kapısını aralayıp uzun soluklu bir yolculuğa çıkacak belki de kendi yaşamından bir parçayı bu kitapta bulacaktır.
Merhabalar. Uzun zamandır deneme türünde kitap okumuyordum. Buluttan Düşler Koleksiyonu ile okumuş oldum, tekrardan. Severek okudum bolca alıntı yaptım, kitabı bol bol çizdim. Sindire sindire anlaya anlaya okudum. Yazarla bolca duygudaşlık yaşamışız meğer onu fark ettim. Aynı duyguları başka insanların da hissetmiş olması, yani yalnız olamamak insanı rahatlatıyor. Kısacası ben keyifle okudum sizlerde şiddetle tavsiye ediyorum. Kitaplarla ve sevgiyle kalın, hoşçakalın
#tanıtımbülteni
"Buluttan Düşler Koleksiyonu, insanın içinde beslediği tezat duyguların bir nevi ortak paydası. Aşkı, sevgiyi, umudun yanında hüznü, yalnızlığı ve kuşkuyu da harmanlıyor. Duyguların bilinmedik yoldaşlığını göreceğimiz bu deneme eseri, insana yalnız olmadığına dair inancını en derinlerde hissettiriyor."
Acılarımız ortak paydamız oldukça aynı lisanı konuşuyor ola- cağız.
Her yol ayrımında bir umut tabelası asılıdır. Akıl pes ederse yürek onu ikna etsin diye...
Merhabalar bugün sizlere bir kişisel gelişim kitabından bahsetmek istiyorum. Ama bildiğiniz tüm kişisel gelişim kitaplarını unutun. Yazar çok farklı bakış açısıyla bakmış olaylara. Diğer kişisel gelişim kitaplarında olduğu gibi sadece karşı tarafın hatalarını değil kendi hatalarınızıda görüp özeleştiri yapabilmenizi sağlıyor. Ben çok beğendim. Bir şans verin derim mutlaka. Bu arada bu kitabı bir okuma gurubu ile okudum. Yerli yazar başlığı altında bu kitabı seçtim. Herkese bol okumalı, ve huzurlu bir gün diliyorum. Kitaplarla ve sevgiyle kalın, hoşçakalın.
#tanıtımbülteni
Karşı tarafa duyulan bir sevgi yoktur...
Kendinden başka hiçbir varlığa âşık olamaz insan...
İnsanın tek derdi acı çekmeden yaşamak olsa da, keyif içinde yaşamak da durduramıyor zamanı...
Birinden intikam almanın en iyi yolu, ondan intikam almamaktır...
Herkes aynı yaşta doğar, aynı yaşta ölür; çünkü herkes an kadar yaşar...
İnsanın yaşamı boyunca inşa edeceği en büyük eseri kişiliğidir...
"Bütün gölgelerine veda etmektir uyanmak. Uyandım, attım üstümden dünya denilen tozlu toprağı. Kalbim acımıyor artık. Ah! Bu hâl nasıl bir hâldir, şükürler olsun."
"Ruhsal bağları olan insanlar mutlaka birbirlerini hissederler. Hem de en ihtiyaç duydukları anda ve yerde. Çünkü onlar görünmeyen iplerle birbirlerine bağlıdır. Aslında bütün evren birbirine bağlıdır. Yalnız, bazı ruhların bağına gemici düğümü atılmıştır."
"Tam unuttum dersin ama yolculuk bitmemişse ve dolmamışsa çile, o kendini hiç beklemediğin bir anda tekrar hatırlatır. Ne zaman ki ruhunu kalbinde
hissedersin, işte o zaman renklenir çehren. Işık olursun gökkuşağı gibi. Özgürlük başlar, sonra çileden özgürleşmek, belki de her şeyden. İçinde bir dünya vardır. Aslında o hep oradadır. Keşfedilmeyi bekler sadece. O dünyanın içinde her şey vardır ve sen artık hiçbir şeye ihtiyaç duymazsın ve özgürlük bununla başlar."
Aşk nedir sizce? Ruh ikizini bulmak mı?
Bade, Tarat ve Astrogiyle yakından ilgidir. Dünya'ya gelen her tek(yalnız) gibi o da diğer yarısını, ruh ikizini, hayatının aşkını, çiftini aramaktadır? Öyküde Bade’nin aşka dair yaşadıklarını okurken bir yandan da astroloji ile ilgili şahane bilgiler kapmak istemez misiniz?
Bu kısacık, bir akşamda okunacak, çerezlik öykü kitabını herkese tavsiye ediyorum. Astroloji ile ilgili olanlara şiddetle tavsiye ediyorum.
Peki güzeller güzeli bade aradığı aşkı bulmuş mudur?
Burası Dehliz, burası hayatın kendinden bile daha acımasız.
Dehliz adının tam olarak hakkını veren bir okul. Karanlık bir tünel gibi, her türlü pisliğin, her türlü ahlaksızlığın yapıldığı bir üniversite. Ancak bu iş böyle yürümez, yürümemeli. Bizim bir an önce Dehliz'deki bu bozuk düzene, karmaşaya karşı bir çözüm bulmamız gerekiyor."
Ana karakterimiz X (Eks) Hukuk Fakültesi’nde okuyor. Buraya DEHLİZ diyorlar. X çocukken yaşadığı baskılar yüzünden asosyal ve silik bir karakter.
Dehliz’de Burjuvalar, Yancılar, Antisosyaller, Siyasallar, Dindarlar, Bilgeler ve Bağımlılar olmak üzere öğrenciler, hocalar ve hatta yönetim bu gruplara ayrılmış durumda. Grupların her birinin farklı görevlileri var. Aklınıza gelebilecek her türlü suç mevcut. Sistemli bir suç yuvası. Gruplar bazen yarış halindeyken bazen ortak çıkarlar için birlikte hareket ediyor. Aslında bu gruplar ülkedeki suç örgütlerinin Dehliz’deki ayağı.
Bu kötü sisteme artık dur demek isteyen bir grup kuruluyor adı bilinmezler grubu ve bu gruba bizim X te dahil oluyor.
Suçun bitmeyip el değiştirdiği bu dünyada bilinmezler grubu amacına ulaşabilecek mi?
X’e ne gibi görevler düşecek?
Nasıl bir savaş verecekler?
Kalın olduğu halde hemen akıp giden bir kitap gençlik ve suç konulu kitapları seviyorsanız mutlaka okuyun derim tavsiyemdir.
Simay başarılı bir yazardır kitaplarını genelde tek başına birkaç ay yaşadığı evlerde yazmaktadır. Kendini tüm insanlardan, telefondan, sosyal medyadan soyutlayarak kitap yazabilmektedir. Son kitabını yazmak için yine bir ev bulup oraya birkaç aylığına yerleşir. Gittiği yer küçük bir kasabadır. Buradaki insanlar ona tuhaf tuhaf bakınca Simay bundan rahatsız olur, onu karşılayan emlakçıya insanların bu davranışlarının nedenini sorar emlakçı Burak ise bu kasabada bu yıllar önce kötü bir kadının yaşadığını ve kendisinin o kadına benzediğini söyler. Simayın da tıpkı o kötü kadın gibi simsiyah ve ön tarafta bir tutam gümüşe yakın beyaz renk saçı varmış. Emlakçı Burak Simay’a evi gezdirir. Simay daha evin bahçesine girer girmez bahçeyi ve deniz manzarasını çok beğenir evin kapısında garip kocaman bir asma kilit vardır. Evin içinde de bir odada bu kilidin aynısından bir tane daha vardır. Simay bu kapilara neden bu kilitlerin takıldığına bir anlam veremez. Bu evde garip şeyler var ama kitap için çok güzel ilham veren bir yanı da var. Bu yüzden korkmaya başlasa da evden ayrılamaz. Evde garip sesler duyar, garip hayaller görür, garip rüyalar, görür korkuların üstüne giderek evin gizemini çözmeye çalışır.
Bu evdeki garip olayların sebebi neydi ?
Simay bu evin sırrını çözebilecek mi?
Bu sesler ve görüntüler onun kafasının içinde mi yoksa gerçek mi ?
Burak neden her garip olayın sonucunda orada bitiyordu? Bu olaylarla ilgisi neydi?
Ben kitabı çok beğendim bir solukta okuyup bitirdim. Çok keyifliydi korku ve gizem sevenlere şiddetle tavsiye ederim Yazarın kalemi daim olsun.
Kişisel gelişim kitapları okumayı sevmiyorsanız bu kitabı okuyun.
Eşinden ayrılan Berrin Kadeh kafeyi açar. Eski eşi Faruk onu aldattığı kadında aradığını bulamayınca Berrin’e geri dönmek ister. Berrin için her şey çok güzel giderken Kadeh kafe bir saldırıya uğrar. Fakat Berrin pes etmez ve kafeyi yaptırdığı ustayı çağırıp her şeyi aynı şekilde yeniden yaptırmasını ister. Ufak bir kaç dokunuş daha ekler. Berrin’in İki yakın dostu vardır. Leyla ve Türkan. Türkan ayran gönüllü bir kadındır ve sürekli sağlıksız ilişkiler içinde bulur kendini. Leyla ise mutsuz bir evliliği olduğu halde boşanma cesareti gösteremeyen güçsüz bir kadındır. Yeni hayatına uyum sağlamaya çalışan Berrin bir yandan Kafe ile bir yandan dostlarıyla vakit geçirmektedir ve bir yandan da kafeye saldırının kim olduğunu bulmaya çalışmaktadır.
Sorunlar, dostluklar, aşklar, her şey gerçek hayattan. Üstelik yazar erkek olduğu halde kadınları ve erkekleri tarafsız bir yanla eleştirmesi takdire şayan. Ben çok beğendim. İki günde okuyup bitirdim. Çok güzel bir okumaydı. Herkese tavsiye ederim. Yazarın kalemine sağlık, kalemi daim olsun.
Kendine Yatırım Yapma Zamanı: Kumanda Sende mi?
Yolculuğa Çıkmaya Hazır mısın?
Bu kitap sen'den daha mutlu bir sen'e yolculuğun hikâyesini anlatıyor.
"Her istediğin her düşündüğün gerçek olacak!" vaatlerini veren şu çok popüler kişisel gelişim kitaplarından biri değil Yolcu!
Bu kitap, senin hissettiklerini hissetmiş ve senin yaşadığın üzüntüleri, hayal kırıklıklarını, korkuları, endişeleri ve tabi ki mutlulukları da yaşamış birinin yol boyunca öğrendiği o büyük sırları sana tüm detayları ile anlatacak.
Bu kitap, seni hayallerine bir adım daha yaklaştıracak.
Bu kitap, arzu ettiklerine ulaşman için dikkat etmen gereken konulara ışık tutacak.
Bu kitaptan önce ve bu kitaptan sonra diyebileceğin bir sen olacak.
Sırların sana akmasına izin vererek, yavaş yavaş ve sırları sindirerek okumalısın.
Fark ettiysen ândasın, ândaysan Çatlakses var olamaz.
Yukarıdaki cümleler bana ait değil. Kitabın içinden seçtiğim. Cümleler. Kitabı benim size anlatmama gerek yok. Kitap zaten kendini anlatıyor. Diyebileceğim tek şey etrafınızdaki insanlardan çıkan ve sizin kafanızın içinde olan gereksiz sesleri kışkışlamayı öğrenmek istiyorsanız bu kitabı alın, okuyun. Kitaplığınızda kolay ulaşabileceğiniz bir yere koyun. Zira o sesleri kışkışlamayı unutursanız bu kitap imdadınıza yetişebilir. Şiddetle tavsiye ederim ederim.Okumayan kalmasın.
Seksenli yıllarda Türkiye’de Yaşananları anlatan roman Ankara Üniversitesi’nde sağ sol davalarının en hararetli zamanlarını konu almış.
Tuna mühendislik okuyan devrimci bir gençtir, davası uğruna mitingleri düzenleyip oradan oraya koştururken derslerini aksatmakta ve hatta tamamen okulu boş vermiş durumdadır. Bir gün kantinde konuşma yaparken gözü onun gibi mühendislik okuyan güzeller güzeli Umut’a takılır.
Umut ise sağ sol davaları ile ilgilenmeden, beladan uzak durmaya çalışarak, okulunu başarılı bir şekilde tamamlamak için çabalamaktadır. Polis olan babası aslında onun üniversite okumasını istememiştir. Çünkü o dönem ülke ve özellikle de üniversiteler bir hayli karışık durumdadır. Fakat biricik kızına da kıyamayıp izin vermiştir.
Bir ödev vesilesiyle bu iki gencin yolu kesişir ve birbirlerine aşık olurlar bu durumda zorlu bir yol onları beklemektedir. Devrimci birinin, bir polisin kızıyla aşk yaşadığı duyulursa, solcular tarafından nasıl karşılanır?
Peki ya Tuna’nın en yakın arkadaşı Mustafa’nın tüm olanlardan habersiz Umut’a aşık olmasına ne demeli?
Ben kitabı çok ama çok beğendim çok usta bir kalemden çıkmış bir roman okudum duygu aktarımı, dilin akcılığı, konunun sürükleyiciliği, heyecanın son sayfasına kadar bitmediği bir kitap. Hele o karekodlardaki şarkılar beni benden alıp Ankara’nın 80’li yıllarına götürdü resmen. Kalemine, yüregine sağlık -Esin KARADENİZ kalemin daim olsun.
Doğu ve Gül Naz’ın anne ve babası akademisyendir. Bu iki aile ortak bir çalışma için Trabzon’da buluşup projelerini tamamlamak üzere bir araya gelirler. Doğu ve Gül Naz arasında güzel bir arkadaşlık başlar ve bu arkadaşlık dördüncü sınıftan lise yıllarına kadar devam eder. Fakat proje biter ve Doğu ailesi ile Diyarbakır’a dönmek zorunda kalır .Sds hastası Gül Naz’ın koruyucu meleği artık yoktur onu bırakıp gitmiştir. Yolları ayrılan bu iki çocukluk arkadaşını adeta kabus dolu günler beklemektedir. Doğu farkında olmadan terör örgütüne bulaşır Gül Naz ise terör örgütü yüzünden anne ve babasını kaybeder. Anne ve babası şehit olurken küçük kardeşini ölü ya da diri bulamazlar. Kayıp mı öldü mü bilemezler.
Peki müjde bu işin neresindeydi?
Kayıp kardeş canlı ya da ölü bir şekilde bulunabilecek mi? Doğu terör lanetinden kurtulabilecek mi? Gül Naz bu zor acılar ile nasıl başa çıkacak üstelik SDS hastası iken bu acılara dayanabilecek mi ?
Yazardan okuduğum ikinci kitaptı ikisini de çok beğendim sizlere de tavsiye ediyorum. Ülkemizin en büyük sorunlarından olan terör konusunu ele alması da alkışlanacak bir durum gençlerimizi ve çocuklarımızı bu bataktan uzak tutmak için elimizden gelenin fazlasını yapmalıyız çok masum insanları bile bir ölüm makinesine çevirebiliyorlar. Sizleri bu hüzünlü hikayeyi okumaya davet ediyorum.
"Gizemli hiçbir yönüm yok. Ben de herkes gibi sıradan bir insanım, bir anne ve baba tarafından dünyaya getirildim ve benden habersiz bana Affan ismini vermişler. Son iki yıldır varlığımı, içinde yaşadığım evreni sorguluyorum. Çünkü annem, babam ve içinde büyüdüğüm çevre her ne kadar bana kendilerince bazı vasıflar yüklemiş olsa bile, ben gerçekte kim olduğumu bilmiyorum. Bu sonsuz kâinat içinde zerre kadar yer kaplamayan benliğime bir anlam yükleyebilecek miyim, bilmiyorum ama durmadan araştırıyorum."
Çocukken çok yaramaz olan Affan sapanı ile küçük gibi görünen ama aslında büyük ve kötü sonuçlara yol açan bazı suçlar işliyordu. Kimseye fark ettirmeden sevmediği insanlara, kuşlara ve evlerin camlarına sapanıyla taş atıyordu. Bir gün masum ve minik bir cana yine sapanı ile bir kötülük yaptı ve büyük bir aydınlanma yaşadı. Bugüne kadar yaptığı kötülüklerden büyük bir pişmanlık duydu ve bir daha asla kimseye kötülük yapmadı. Derslerinde başarılı ve uslu bir çocuk olmaya başladı.
Kim olduğunu nereden geldiğini nereye gideceğini çok merak ediyor benliğini bulabilme umuduyla bisikleti ile Van Gölü’nün etrafında bir gezinti yapmaya karar veriyor ve bir maceraya atılıyor. Yolculuğu boyunca düşünmeye, sorgulamaya, okuyup araştırmaya devam ediyor. Peki Affan çıktığı bu yolculukta benliğini bulabilecek mi? Aradığı soruların cevaplarını çözebilecek mi?
Macera aksiyon felsefe düşünce türlerini barındıran bu kitapta Affan’ın yolculuğu ile birlikte sizde kendi benliğinizi ve var olma nedeninizi keşfedeceksiniz.
Ben çok beğendim, okurken çok keyif aldım herkese tavsiye ederim.
Çocukluk arkadaşı olan Aydan, ikizi Aydın, Cengiz, Selim, Demet ve İhsan adeta mahallenin küçük çetesidirler. Fakat Aydın ve Demet’i pek aralarına almazlar. Aydan zengin olma ve hayalleri uğruna mahalleyi, Cengiz ile kaçarak terk eder. Aydan’ın gidişiyle yasa bürünen İhsan yıllar sonra Demet’i fark eder ve evlenirler. Beş yıllık mutlu giden bir evlilikleri varken Aydan mahalleye geri döner, Aydan ve İhsan yasak aşk yaşamaya başlarlar. Bu duruma üzülen demet kötü bir hamilelik geçirir ve doğurduğu bebeği kaybeder. Aydan tehlikeli işlere bulaşır ve İhsan’ı da peşinden sürükler. Demet’e kalan daha önce yiyeni Mert ve arkadaşlarının belgelerine baktığı gibi bu defa da Aydan de İhsan’ın kızı Yakut’a annelik yapmaktır. Ah Demet sen ne kadar vefalı bir kadınsın o kadar büyük acılar çektin ki aklın bile dayanamadı bu duruma sana oyunlar oynadı. Umarım o vefasız vicdansız kocan İhsan’dan kurtulur bir ömür mutlu olursun peki ya Yakut’u neden sarmalamak istedin, onunla aynı yerden vurulduğun için mi?
Yaralarız aynı yerden kanadığı için mi? Sizleri bu harika romanı okumaya davet ediyorum kalın olduğu halde çok sürükleyici elimden bırakamadım. Herkese tavsiye ediyorum. Vefa mevsimi benim için çok keyifli bir yolculuktu.
