Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Ülkünur Metin
Ülkünur Metin
@siiriiussyy
18 okur puanı
Eylül 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
·
Puan vermedi
Kitapta, Lily'nin Ryle ile olan ilişkisini okurken, Lily'nin geçmişini yazdığı mektuplar aracılığıyla da okuyoruz. Ancak bu geçmiş, gerçekten derin bir geçmiş... Lily'nin aile içi şiddet hikayesine tanıklık ederken, aynı zamanda Atlas ile olan ilişkisini de görüyor ve ona aşık oluyoruz...
Colleen Hoover yine bizi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Ne kadar sinirleneceğimiz şeyler yapmış olsa da Ryle karakterinin geçmişinde üzüleceğimiz bir olay bulunuyor. Atlas ve Lily'nin yaşadıklarını anlatmıyorum bile...
Kitapta, mektupların hemen hemen tüm satırlarını çizmiş olabilirim. Lily, Atlas'ı anlatıyor, ben altını çiziyorum. Mektupta Atlas ile olan diyaloglar geçiyor ve yine altını çiziyorum. Ryle ile olan ilişkisinde bile, iyi veya kötü birçok yerin altını çizdim. Kitabın güzelliği buradan belli oluyor diye düşünüyorum. Bu yüzden, okumamış üç-beş kişiden biriyseniz, kesinlikle bir şans vermenizi öneririm.
NOT: Kitap, tetikleyici unsurlar içerir.
Merhaba! Bugün Kübra Nur'un "Son Şansım" kitabının yorumuyla geldim.
Konusundan bahsedecek olursak, ana karakterimiz Nisan, meraklı, her işe burnunu sokan, biraz güzel biraz da şımarık bir kızdır. Üniversite üçüncü sınıfını bitirdiği yaz, Trabzon'a ailesinin yanına dönmek istemeyince ablasının eşi sayesinde bir işe girer ve patronu Yiğit Kuzey Erarslan'dan başkası değildir. Nisan ve Yiğit'in daha önce karşılaştığı kısa bir anı vardır ve bu anıyı kitapta okumanızı öneririm, çünkü ben çok gülmüştüm. Nisan, Yiğit'in asistanlığını yaparken aynı zamanda da meraklı bir karakter olduğu için onun özel hayatıyla ilgili problemleriyle de ilgilenmeye başlar ve bir süre sonra Yiğit'i yaşamak istemediği o hayattan kurtarmak için şirketteki tek arkadaşı Alp ile birlikte plan kurup operasyona başlarlar. Nisan, Alp ve Yiğit üçlüsünün operasyonunu okumak benim için kitaptaki diğer kısımlar gibi çok keyifliydi.
Akıcı, kafa yormadan okuyabileceğiniz, mini dizi şeklinde eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayacak bir kitap. Ben kitabı okurken çok fazla kahkaha attım ve elinizde varsa, biraz da keyifli vakit geçirmek istiyorsanız okuyun derim."
Merhaba! Bugün tatlı mı tatlı, bir yaz dizisi kıvamında olan "Üç Yapraklı Ahududu" kitabının yorumuyla geldim.
Konusundan bahsedecek olursam, Şafak Korel hayalini kurduğu huzurlu bir pansiyon açmak üzereyken hemen yanı başında bir gece kulübü açılacağını öğrenir. Buna engel olmak için kafasında planlar kurar ve uygulamaya başlar. Tam da bu noktada gece kulübü sahibi Poyraz Sarıcalı kitabımıza dahil olur ve olaylar başlar.
Şafak ve Poyraz karakterlerini çok sevdim ve aralarındaki ilişki özellikle ilk başlarda eğlenceli vakit geçirmemi sağladı, diyebilirim. Şunu da söylemeliyim, evet Şafak karakteri belirli planlar yapıyor ve uyguluyor ama asla gereksiz, saçma sapan entrikalar yok. Her şey tam kıvamında oluyor bu kitapta.
Kitapla ilgili söylenecek pek de bir şey yok zaten. Hazır yaz ayları da gelmişken çerezlik bir kitap okumak isterseniz diye, bu kitabı buraya bırakıyorum.
Okur Takip Önerileri
Savaş sona erdikten sonra Rin, Cike'ın lideri olarak intikam almak için planlar yaparken aynı zamanda içindeki Ejderha'yı kontrol etmeye çalışıyor. Ancak Ejderha'yı kontrol etme çabası onun için zor bir mücadele oluyor. Neyse ki Ejderha Savaş Lordu Vaisra yetişiyor ve Rin'in ölmesini engelliyor. Vaisra, demokratik bir ülke kurma amacıyla Rin'in kendisiyle müttefik olmasını istiyor. Spoiler aldığım için bu kısım hakkında bilgim vardı, ancak yine de kitap hiçbir zaman heyecanını kaybetmedi.
Kitapta heyecan hiç eksik olmuyor çünkü arkadaşlar, nasıl kaybedebilir ki? Rin, her yöne döndüğünde bir tehditle karşılaşıyor, her adımında bir düşman çıkıyor karşısına.
Karakterlerle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum...
Kitay, ilk bölümlerde sinirimi bozsa da o benim bebeğim. Cike ekibi gibi... Onlar için yanarım.
Rin, zaten sevdiğim bir karakter, ancak bu kitapta zaman zaman kendisine gerçekten sinirlendim. Bazı yerlerde artık abartma dedim, ama yine de yine de bebeğim.
Ve o rezil şahıs Nezha... Abi, bir insan bu kadar ezik olabilir mi? Yaptığı bir şey var, sonra mal mal bakıyor. Resmen Türk dizilerindeki ikinci erkek gibi.
İlk kitabın yorumunda da belirttiğim gibi, midesi kaldırabilecek olanlara bu kitabı öneriyorum. Benim açımdan üçüncü kitaba geçiş açısından 10/10 bir kitaptı.
Yazar bu kitapta içimizden geçti. Umudumuz kalmadı hiçbir şekilde ama olsun. Üçüncü kitapta başımıza daha kötü şeyler gelecektir.
Haşhaş Savaşı yorumu
Ana karakterimiz Rin, güneyli bir savaş yetimi ve bir gün evlat edinildiği aile tarafından evlendirilmek istenince İmparatorluğun en prestijli okulu olan Sinegard'a girmek için çalışmaya başlıyor. Aslında kimse Rin'in bunu başaracağına inanmıyor, ama Rin bunu başarıyor. Ancak asıl önemli olanın okulu kazanmak değil, orada kalabilmek olduğunu Sinegard'a gittiğinde anlıyor. Rin, Sinegard'ın genel havasına, derslere alışmaya çalışırken bir de güneyli, köylü bir kız olduğu için kendisine karşı olan tutumlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Kitabın belirli bir kısmından sonra Rin doğaüstü, ölümcül güçleri fark ediyor.
Yorumuma gelecek olursak; Rin'in her seferinde kitaptaki karakterlerle birlikte beni de şaşırtması... Her seferinde "Bunu da yapmazsın ya!" dediğimde ne varsa Rin hepsini yapıyor. Akademi'de kalabilmek için yapacağı şeylerin sınırı yoktu bu kızın. Belli bir noktadan sonra giren doğaüstü olaylar, yazarın Çin'in mitolojisinden ve Şamanizm'den faydalanarak yazdığı fantastik olaylar benim deli gibi hoşuma gitti.
Kitapta sevmediğim hiçbir şey yoktu. Sadece şunu söylemeliyim; kitaptaki işkence sahneleri ya da sadece Rin'in kendine yaptığı bazı şeyler bile eğer hassas bir insansanız sizi rahatsız edebilir. Ben ne kadar hassas bir insan olsam da, böyle şeyler okumak çok hoşuma gidiyor. Kurguyu benim için çok daha gerçekçi kılıyor. Bir de, aşk arıyorsanız bu kitap size göre değil, onu söyleyebilirim. Kesinlikle aşk arıyorsanız uzak durmanız gereken bir kitap, ama yine de bu kitabı okuyabilecek herkese öneriyorum.
