Paulo Coelho kendi gençliğini ve yaşadıklarını yazmış bu kitapta ama kitap biyografi değil, bir roman. 70'lerin popüler akımı Hippileri ve bir hippi olmak ne demek, neydi bu hippilerin amacı, kendi anılarıyla çok güzel anlatmış. Günümüzde hippi denince akla renkli bol kıyafetler ve sandalet giyen vejeteryanlar dışında pek bir fikir gelmiyor. Fakat hippi aslında hiç bir şeye ait olmamaktır. Huzuru ararlar, kendilerini sınırlandırmazlar ve özgürlükçüdürler.
Ve inanılanın aksine banyo yaparlarmış. :D
Kitap sadece hippi akımını anlamada yardımcı olmuyor, yazarın kendi hikayesi olduğu için yazarı anlamaya yardımcı oluyor. Yazarın diğer kitaplarını yazarken nelerden etkilenerek yazdığını fark ediyorsun.
İstanbul'da geçen kısımları sevdim. Özellikle Atatürk'ten bahsettiği sayfa çok güzeldi. Küçüklüğümden beri İstanbul'da yaşamama rağmen hiç karşı yakaya geçtiğimde aslında 20 dakika içinde 2 farklı kıtada bulunduğumu düşünmemiştim. Bir kahve içtikten sonra kıta değiştirerek yemek yemek ve bunu 20 dakikada yapmak dünyanın geri kalanı için ne kadar büyüleyici bir fikir aslında.