Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aslanhan Rukiye

Aslanhan Rukiye
@slnhnrukiye
Sözcükleri dinlemeyi, sonra da onlar üstüne düşünmeyi seviyorum. | Gülün Adı
Sabitlenmiş gönderi
“İzleyeceğin yolun uzun olmasına şaşırma, düşündüklerine ulaşmak istediğin için değil, büyük şeylere ulaşmak için uzundur.”
Sayfa 64 - SokratesKitabı okudu
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Bir Katilin Güncesi
Bir Katilin GüncesiKim Young-Ha
8/10 · 3.672 okunma
İnsanı birkaç kalıpla değerlendirerek bir ömür yaşayan aptallar var.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyadaki tüm uzmanlar benim bildiğim bir alanda konuşana dek gözüme uzman olarak görünürler.
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov
8.2/10 · 69,6bin okunma
Reklam
Yalnız kalmadan hakiki mutluluğu bulmak mümkün değildi.
“Hem hiç çalışma hem vicdanın rahat olsun hem kendini bilgin say… Ne âlâ felsefe! Hayır efendim, bu ne felsefe, ne düşünüş tarzı, ne bakış açısı genişliğidir; aksine bu tembellik, Hint fakirliği ve uyku sersemliğidir.”
Sayfa 41 - Ivan DmitriçKitabı okudu
Hayatı idrak etmeye çabalayan özgür ve derin düşünce, saçma dünyevi kaygıları tamamıyla hor görme; işte bu iki şey, insanın daha yükseğini göremeyeceği iki lütuftur. Üç demir parmaklığın ardında yaşasanız da bunlara sahip olabilirsiniz. Diyojen de bir fıçının içinde yaşıyordu, ancak dünyadaki bütün krallardan daha mutluydu.
Gariptir ki, düşünceleri hiçbir zaman, özgürlüğü ve şerefi adına ciddi ciddi korkması için binbir çeşit bahane üretebildiği bugünkü kadar çok yönlü ve yaratıcı olmamıştı.
Reklam
Her türlü zorbalığın toplum tarafından makul ve yerinde bir gereklilik olarak karşılandığı, beraat kararı gibi her türlü merhamet göstergesinin toplumda tatminsizlik ve intikam duyguları uyandırdığı bir dünyada adaleti düşünmek gülünç değil midir?
Çok okuyordu. Bütün gün kulüpte otururken sakalını sinirli sinirli karıştırdığı, dergilerin ve kitapların içine gömüldüğü zamanlar olurdu. Yüzüne bakıldığında bunları okumaktan ziyade çiğnemeden yuttuğunu görmek mümkündü. Okumak onun hastalıklı alışkanlıklarından biri kabul edilmelidir; zira geçmiş yılların gazete ve takvimleri bile olsa eline geçen her şeye aynı açgözlülükle saldırırdı. Evinde ise her daim uzanarak okurdu.
Ama çok geçmeden konuşma arzusu her türlü düşüncesini bastırır, kendini cesaretlendirerek ateşli ve tutkulu konuşmaya başlar. Konuşması düzensiz, coşkulu, hezeyan dolu; içgüdüsel ve bazen de anlaşılmazdır, fakat hem sözlerinde hem sesinin tonunda olağanüstü güzel şeyler duyulur. Yine de konuşmaya başladığında karşınızdakinin bir deli olduğunu anlarsınız. Akıldışı sözlerini kâğıda aktarmak güçtür. İnsanların alçaklıklarından, hakikate kafa tutan zorbalıktan, zamanla yeryüzüne inecek olan güzel hayattan, zorbaların aptallığını ve acımasızlığını her dakika anımsatan pencerelerin parmaklıklarından bahseder. Ve ortaya eski, ancak henüz söylenmemiş şarkılardan oluşan karışık, tutarsız bir potpuri çıkar.
Savaşmaktan ve devamlı bir korku halinde olmaktan hırpalanmış ruhunu tıpkı bir aynadaki gibi yansıtan solgun ve mutsuz bir yüzü var. Yüzünü garip ve acı çeker bir ifadeyle buruşturuyor, ancak derin ve gerçek acının yüzüne yerleştirdiği bu ince çizgilerden mantıklı ve zeki biri olduğunu anlamak mümkün. Gözlerinde ise sıcak ve canlı bir parıltı mevcut.
Gündüzleri odanın içinde pencereden pencereye dolaşıp durur ya da Türk usulü bağdaş kurarak yatağında oturup şarrakkuşu gibi ara vermeksizin ıslık çalar, sessizce şarkı söyler, kendi kendine kıkırdar.
Konuşmalara nadiren katılır, sorulara pek yanıt vermez.
1.414 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.