Ömrünü birlikte geçireceğin insanın kusurlarını ne kadar az bilirsen o kadar iyi!
Evlilikte mutluluk tam bir piyangodur. İki taraf birbirlerinin huylarını ne denli yakından bilirlerse bilsinler, zevkleri birbirlerine ne denli uyumlu olursa olsun, bu onların mutlu olma şanslarına hiçbir şey katmaz. Nasılsa sonradan kişilikleri yüzde yüz zıt olarak gelişmeye başlayacağı için paylarına düşen hır gürden kaçınamayacaklardır.
Okur Takip Önerileri
"Bir kız duygularını sevdiği adamdan da saklarsa, onu kendine bağlamak fırsatını elinden kaçırabilir. O zaman da aşkından kimsenin haberi olmadığını düşünmek, sanırım pek cılız bir avuntu olur. Hemen hemen her sevgide öyle büyük bir gönül borcu ya da gurur payı vardır ki yeni doğmuş bir sevgiyi başıboş bırakmaya gelmez. Hepimiz başlangıçda özgürüzdür. Ufak bir gönül kayması kadar doğal ne olabilir ki? Ama karşıdan beslemedikçe sırılsıklam âşık olacak kadar pişkinlik gösterebilen kadın azdır. Bence kadınların onda dokuzu karşılarındaki erkeğe duyduklarından öte bir sevgi gösterseler iyi ederler. "
Hepimiz kendi yarattığımız zindanda yaşamaya mahkûm edildik.
İnsan denen mahluk noksandır, zihni paramparça, gönlü kara deliklerle kaplıdır.
özgürlük yoksa cesaret zulmün kapısını açar; özgürlük yoksa tutku büyük bir zindana dönüşür; özgürlük yoksa iyilik en korkunç kötülükleri uyandırır. Siz aşkı hükmedilecek bir ülke zannettiniz, sevgiliyi ise bir savaş ganimeti. Oysa aşkın bunlarla alakası yoktur. Sevmek için insanın hür olması gerekir, anlayın artık, özgürlük yoksa aşk da yoktur.
aşk sevgiliye kavuşmak değil, sevgiliye kavuşmak için verilen mücadeleymiş, yapılan uğraşmış,çekilen çileymiş. Aşkı kıymetli kılan da işte buymuş.
Evet, aşk yüce bir duygudur, evet, aşk hayatımıza anlam katar, evet, aşk bize yaşadığımızı hissettirir, evet, aşk kendimizi tanımanın en iyi yoludur.
Aşktan daha güçlü bir inanç yoktur. Ne kadar büyük hayal
kırıklıkları yaşarsak yaşayalım eğer benliğimiz gerçek aşk ta-
rafından ele geçirilmişse, o yakicı duygu bizi asla terk etmez.
Büyük fedakârlıklar yapmak, cesur olmak, kötülüğü yeryüzünden kaldırmak, yararlı biri olmak, bunlar büyük işler. Ancak bunların hiçbirinin aşkla doğrudan ilgisi yok. Hiçbir sevinç, hiçbir keder, hiçbir doyum, hiçbir mutluluk, hiçbir acı, aşkın verdiği bir anlık coşkudan daha güçlü değildir.
Ve tanrıların en sevdiği kullar âşıklardır. Çünkü âşıkların yürekleri inanç, akılları tutku, ruhları masumiyetle yıkanmıştır.
Gençlik her türlü hazineden daha kıymetlidir; gençlik her iktidardan daha güçlüdür; her türlü yasadan daha üstündür. Yaşamı zevkli hale getiren de zaten budur: Gençliğin bitmez neşesi, gözü kara cesareti, adanma tutkusu. O yüzden âşık olma yeteneğini yitirmeyenler gençliklerini de yitirmezler. Aşk ve gençlik, ömür denen o zorlu serüvende hep aynı saflarda yer tutarlar.
"Siz insanların en büyük kusuru da budur, emin olmadan harekete geçmek. Çok önemli saydığınız bir ideal için fedakârlıklar yapmak, tehlikelere atlmak, hatta ölümü bile göze almak ama sonra o önemli kararları alan,o büyük lafları eden siz değilmişsiniz gibi pişman olmak."