Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.
Hayatını sindire sindire yaşıyordun; oysa ben, sanki hayatımız gerçek anlamda ancak daha ileride başlayacakmış gibi, bir sonraki işe geçme telaşı içindeydim daima.
Reklam
Kay'i kaybetmek istemediğinden emindi. Kay'e sarıldı ve bir tür rahatlamayla şöyle dedi: 'Eğer gidersen, ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam.' Ve bir an sonra ekledi. 'Asla." Aslında, o sırada, "Seni seviyorum" dedim. Ama hikâyede bu geçmiyor.
Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum.
Şunun farkındaydım ki "her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır, her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima"
Edebiyatın büyüsü: kendimi, var olmayı reddedişim çerçevesinde tanımladığım, ifade ettiğim ölçüde beni varoluşa dahil etmekteydi.
Reklam
Bir yazarı sevmek, onun yazmasını sevmektir diyordun. "Öyleyse yaz!"
Denemenin ikinci cildindeydim. Aşk konusunda çok zorlandım; çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız.
Bayılıyorum böyle insanlara ruha şifa gibiler
Hayatını bensiz, benimle olduğundan daha kolay kurabilirdin. Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yoktu. Doğal bir güce, ilişki kurma ve düzenleme yeteneğine sahiptin; mizah Duygun vardı; rahattın ve her durumda başkalarını da rahat ettiriyordun; yakınlaştığın insanların hemen sırdaşı oluyor ve onlara yol gösteriyordun. Başkalarının sorunlarını şaşırtıcı bir çabuklukla seziyor ve kendilerine açıkça görmelerine yardım ediyordun. Londra'da haftada bir sterlin ile yaşayan Savaş dulu çok yaşlı bir hanım aracılığıyla sana her gün mektup yolluyordum. Bu yaşlı hanımı çok seviyordun. Mektuplarım Sevgi doluydu. yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım.
İstediğimiz kadar alabildiğine farklı olalım, doğuştan gelen bir tür yara gibi temel bir ortak yanımızın olduğunu hissediyordum.
Reklam
Çocukluğunu, basit gerçekliği içinde bana anlatmanı istiyordum.
Kendi kendime şöyle dedim: "biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız."
Bodrum’da sadece Bodrumlular otururdu eskiden ve onlar son derece güler yüzlü, hoşgörülü, terbiyeli insanlardı. Kısacık şortlu, sutyenli yabancı turist kızlar geçerken, Bodrumlu delikanlılar başlarını kaldırıp onlara bakmazlardı bile. Hırtlık yoktu, hırsızlık yoktu, “vukuat” yoktu, cinayet ise hiç yoktu.
Darvincilik başlıklı makale
24 Kasım 1859'da, Türlerin Kökeni'ni yayınlayan Darwin, bilimsel evrim teorisinin temelini atarken, canlı varlık popülasyonlarında üreme sırasında gerçekleşen küçük değişiklikleri ve bu varyasyonların doğal seçiliminin özellikle çevreye ve nüfus fazlasına bağlı olduğunu ifade eden varyasyon/seçilim kavramsal çifti sayesinde biyolojide
Sayfa 188 - Yordam KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.