Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gökhan

Sabitlenmiş gönderi
"saçlarımı hep kestim tutacak kadar kalmasın dedim çünkü bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur"
Reklam
Gökhan
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
1/52 kitap - %2 tamamlandı
1 kitap okudu
52 kitap
106 sayfa
0 inceleme
1 alıntı
5 günde 1 kitap okumalı.
106 syf.
8/10 puan verdi
·
134 günde okudu
Dört Hapishaneden
Dört HapishanedenNazım Hikmet Ran
9.2/10 · 44 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben yaşamak istiyorum biraz daha, daha bir hayli yaşamak. bunu birçok şey için istiyorum, birçok çok mühim şeyler.
Reklam
Bir eski Acem şairi : "Ölüm adildir"- diyor, - "aynı haşmetle vurur şahı fakiri."
İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan, giyin, kuşan, benze bahar ağaçlarına ... Hapisten mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına, kaldır, öpülesi çizgilerle kırışık beyaz, geniş alnını, böyle bir günde yılgın ve kederli değil, ne münasebet, böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nazım Hikmetin kadını..
Çekilmez bir adam oldum yine : uykusuz, aksi, nâlet. Yine her seferki gibi haksızım. Sebep yok, olması da imkansız. Bu yaptığım iş ayıp rezalet. Fakat elimde değil seni kıskanıyorum beni affet...
Seni düşünmek güzel şey ümitli şey dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey. Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum ...
Saat 21. Meydan yerinde kampana vurdu, nerdeyse koğuşların kapıları kapanır. Bu sefer hapislik uzun sürdü biraz : 8 yıl... Yaşamak : ümitli bir iştir, sevgilim, yaşamak : seni sevmek gibi ciddi bir iştir ...
Reklam
En güzel deniz : henüz gidilmemiş olandır. En güzel çocuk : henüz büyümedi. En güzel günlerimiz : henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz : henüz söylememiş olduğum sözdür.
Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken ...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine..
... birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. Paşalar : "Üç" dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker erimiş altın pahasında gazyağı ve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullular sidiklerini yaktılar 5 numara lambalarında. Yedikleri mısır koçanıydı ve arpa ve süpürge tohumu ve çöp gibi kaldı çocukların boynu.
991 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.