Satrancın hesaplı kitaplı hamlelerini iyi bilmek ve uygulamak,karşıdaki oyuncunun ne yapacağını kestirmeye çalışmak yorucu geliyordu bana. Satranç yerine tavla oynamayı tercih ederdim ben. Zar tutarak , elinden gelen tüm hileleri yapıp en olmayacak kapıları alarak, bir sayı değil iki sayı hedefleyerek ve oyun sonunda “ Mars” diye zafer çığlıkları atıp, karşımdakini öfkeden deliye çevirerek…