Sude Şenol
@sudessenol
İçim karanlık, bilincim yalnız bir ışık.
öğrenci
Antalya
143 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Sude Şenol bir yorumu yanıtladı.
Yazık..!
Arkadaşlar burası bildiğiniz üzere bir kitap uygulaması. Bu platformu amacı dışında kullananan birçok 1K kullanıcısı var maalesef . Sohbet edelim, boş yapalım, Dm den konuşalım gibi paylaşımların ne işi var ? O ileti butonunu siz sohbet edesiniz, boş yapasınız diye koymamışlar. Sohbet etmek istiyor olabilirsiniz kitaplar üzerine yapabilirsiniz bunu , kitap karakterlerini konuşabilirsiniz uygulamayı amacına göre kullanın ya da çiftlığinizi kurmak için binlerce boş uygulama var şansınızı orda deneyin. İletiye herhangi bir tepki gelmeyince, iletinizi veya gönderinizi beğendi diye dm den kadınları rahatsiz etmeyi bırakın artık daha kaç kadın sizin bu tür davranışlarınıza maruz kalıp yapmayın artık demek zorunda ? Burdan çok acınası görünüyorsunuz. Burda görmek istemiyoruz sizi kirletmeyin boş cumlelerinizle 1000 kitabı.
Bu konu hakkında kesinlikle size katılıyorum. Gerçekten onlarca sohbet, arkadaşlık platformu varken böyle bir platformda bu şekilde paylaşım yapmaları hem oldukça mantıksız, hem de platformu sadece kirletiyor.
1 önceki yanıtı göster
"Platform kullanıcısı" tabirini kullanmak kesinlikle en uygunu olur. Okur demek, gerçek okurlara biraz hakaretimsi ya da okurluğun değerini oldukça düşürme gibi oluyor.
Okullarda Rus modeli örnek alınarak okul meclisleri kuruluyordu. Bu yolla öğrenciler, öğretmenleri dikkatle takip ediyorlar ve müfredatta değişiklikler yapıyorlardı. Çünkü çocuklar sadece kendi istedikleri şeyleri öğrenmek istiyorlardı.
Ülkemizde okul meclisleri mevcut fakat her zaman olduğu gibi bizi ne umursayan ,ne de sesimize kulak asan yetkililer var. Herkes aynı yoldan yürürse hiç kimse istediği hedefe ulaşamaz. Bize farklı yollar sunulmalı ki farklı başarılar elde edelim++
Her insan her şeyi öğrenemez. Öğrenebileceği şeyler herkes için farklıdır. En basit örnek olarak bir balığa uçmayı öğretmeye çalışırsanız bu sadece zaman kaybı olur. Fakat bu sistem ülkenin geleceği olan bizlerin fikirlerini umursamama konusunda oldukça kararlı :)
Okur Takip Önerileri
Sude Şenol yorumladı.
Sosyal medyadaki tartışmalarda gördüğüm senaryo genel olarak şu: Elinde argüman olmadan karşındakinin dış görünüşü veya kişiliği üzerinden yürü, birbirine nefret kus, iki taraf da kendine bir şey katamasın, zaman kaybet. Böyle tartışmalar gördüğümde aklıma hemen Kafka'nın günlüğüne yazdığı o cümleler geliyor:
"Ne diye sanki böyle çekişip duruyoruz; nasıl olsa anlaşacağımız yok. Yarın sabaha kadar konuşsak, ben kendi düşüncemi söyleyeceğim, sen kendi düşünceni."
Bu durum özellikle iki tarafın da kendisine bir şeyler katamaması durumu tartışmayı bilmeyen insanların ısrarla kendi düşüncelerini başkalarına kabul ettirme çabasından kaynaklandığını düşünüyorum. Şahsi fikrime göre tartışmayı bilen her insan hangi konuda olursa olsun bir tartışmada kendisine bir şeyler katar.
Hayatlarımızın en güzel günlerini mahveden o monoton, acımasız, iç karartıcı okul yıllarında hiç "mutlu" ya da "keyifli" hissettiğimi anımsamıyorum.
Şunu eklemek istiyorum, Stefan Zweig'ın belirttiği, yaşamış olduğu okul sistemi 8+3 yıl olarak günde min.5-max.6 saat tahta sıralarda oturmak. Devamında Türkiye'nin şuan ki eğitim sistemi ile arasında bir farkın olmaması ve şuan 21. yüzyıldayken , Stefan
+ Şuan 21.yüzyıldayken Stefan Zweig' in anlatımının 19.yüzyıla ait olması dışında bir sorun yok.
"Yaşa ve yaşat" Viyana'nın meşhur ilkesiydi.
Bu ilke Tevrat'ın ilk emridir ve 19.yüzyılda bunu neredeyse tüm Viyana halkı benimsemiştir. Fakat bu benimseme herkes Yahudi olduğu için değil, cehalete karşı gelip insanları din, dil ırk olarak ayırmamalarıdır.
Alıntılarda ek bilgi kısmına kendi yorumlamalarımı ekleme kararı aldım, yani demem o ki "ek bilgi" kısmındaki cümleler kitaplardan alıntı değil.
Sude Şenol yorumladı.
Müzik
En son hangi şarkıyı dinledin ???
Me = maluma hawaii
Sting- Shape Of My Heart