"Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Hepsi de onu yüklenmekten kaçındı ve ondan korktu. İnsan ise onu yüklendi.”
(Ahzâb Suresi, 72)
***
Emaneti yüklenen öğretmenler kutsaldır, çünkü onlar toplumun mimarlarıdır.
"Kutsal" kelimesi Arapça olarak "mukaddes" demektir. Mukaddes ise, mübarek, kutlu ve temiz şeyler; Allah Teâlâ ile ilgili olan ve manevî bir büyüklüğü bulunan kutsal, pak değerler, anlamına gelir. Cenab-ı Allah ve O'nun isimleri, kitapları ve peygamberleri kutsaldır. Din, îman, ibadetler, Kâbe, cami ve mescitler ve bunlarla ilgili olan her şey de mübârek ve kutsaldır." O yüzden kutsal kelimesini böyle konulara atfetmemeliyiz.Kullanırken dikkat edelim inşallah😊
Doğru söylediniz, katılıyorum.
Bütün öğretmenler için kutsaldır, demedim özellikle. Emaneti yüklenen öğretmenler içindi kastım. Biliyoruz ki peygamberler de öğretmendi, bu yüzden öğretmenlik bir nevi peygamber mesleğidir. Vesselam.
Neden helak oluyordum yollarda? Aileme zenginlik yaşatmak için, -karım ve kızım- özel kıyafetler giysinler, sabahlara kadar partilerde eglensinler diye.
Amaç sadece nefsin, arzularını yerine getirmek olan, hevâ peşinde olan kimseleri mutluluğa kavuşturmaksa elbette bu kölelikten feragat edilmeli… çünkü manevi bir tat alınmıyorsa maddi tatlar belli bir zaman sonra bıkkınlık verir hatta o zevklerin esiri olmuş ve böylece maddiyatçı sistemin zengin kölesi olursun!
Şehit olmadan bir gün önce bir iş için çadıra gelmişti. Öteden beriden konuşurken dedi ki: “Bundan iki sene evvel Erzurum’da evlendim. Binbaşıydım. Zifaf gecesinin ertesi günü taburumuz Sırbistan‘a gönderildi. Hemen o gün Dersaadet’e doğru Erzurum’dan çıktık.
Hanımımı da memleketim olan Livana’ya gönderdim. Sırbistan savaşları bitti, Moskof Savaşı çıktı. Şimdi de bununla meşgulüz. Sağ kalırsam savaştan sonra birkaç ay izin alıp memleketimde rahat edeceğim.” Konuşmanın sevki ile, hanımının eli eline dokunmamış olduğunu da anlatmıştı.