Önce zihninde bir kurgu yaratırsın. "gerçek hayatta" iletişim kurduğun kişiye söylemek isteyip söyleyemediklerini anlatmaya başlarsın. Bu konuşmalardaki ortak nokta, hiç birinin başlangıcının belli olmayışıdır. Aynı "rüyalar" kimine göre de kabuslar gibi.
Aslında kırılmak kadar kırmak da çok zordur. Vicdan azabı da acıtır canı, en az kırılan kadar. Bazen okadar acıtır ki " iyi ki affetmek diye bir şey var." dersin..
Belki de bir gün zihin nakli mümkün olur. Sentetik, ölümsüz insanlar dolanır ortalıkta, kıyamete kadar yaşamını sürdürecek ruh hastası hiç yaşlanmayan, sağlıklı bedenler.
Ölümlerin olduğu dünyadan daha ürkütücü..