Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akşam Notları
Büyümeye kaç yıl evvel başladığımı hatırlamıyorum. Takvim yapraklarının koparılışları dökülen saçlarımdan daha yavaştı oysa. Aynalarla aramın olmaması kendime söyleyecek hiçbir şeyim kalmamasından sanırım. Doğduğum günü unuttuğumu farketmeye başladım bir anketi doldurmaya çalıştığımda yada şifresini unuttuğum bir mobil uygulamada. Kelimeler o kadar dağınıkki zihnimde, sorulan sorulara vereceğim cevaplar üşengeçliğimden dolayı, ya "bilmem" yada "aynen" olarak çıkıyor dudaklarımdan. Otuzlu yaşlar ölmek için erkenken yaşamak için hayli zor oluyor. Sayfalar, kelimeler, cümleler hepsi yol kenarında otostop çekiyor iyi kötü yaşadığım anılarda. Bir kadının sesi çınlarken kulaklarımda, avaza kesiliyor ayaz. "Çocuk" diyorum "Kopar takvim yapraklarını yeniden ve büyü biraz" Alkışların hep ritimli olması doğum günlerimde yanlış dilek dilememe vesile oldu sanırım.Yada süper kahraman olmak için akşam yemeklerini biraz fazla kaçırdım. Tanrının unuttuğu çocuk olduğumu aile kavramını bir resim defterine anne ve babanın elinden tuttularak çizilmiş bir resmi sorgularken anladım.7 ve 8 yaşlarımda olması gerektiği kadarda aptaldım. Dünyanın dönüş hızından daha hızlı yön değiştiren insanlar tanıdım. Geri dönerler diye aynı yolda yürümemek için güzargahımda bulunan bütün tabelaları olduğu yerden kaldırdım. Şimdi bütün şeritler en büyük sırdaşımdır kaybolmak için çıkılan yolculuklarda. CİHAT İNCE
Bir Yazara Mektup
Sayın Yazar, Bu mektubu size yazmadan önce çok düşündüm. Bu mektubu gerçekten yazmalı mıydım? Nihayet gereklilik kipinden kurtulup irade kipine geçmeye karar verince okuduğunuz gibi –ya da okuduğunuzu varsaydığım gibi- bu mektubu yazdım (yazmaktayım). Öncelikle bir yazar olarak sizin hayranınız olduğumu belirtmeliyim. Aslına bakarsanız sadece bir
Reklam
TanrıNın bile unuttuğu insanlar var ! İnanmazsanıZ Kabil’e sorun ?