Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar kendi değer yargıları nispetinde anlam veremedikleri tavırlarla karşılaştıklarında, önce yorulmadan, usanmadan O insanları dönüştürmeye, kendilerine benzetmeye çalışıyor, dönüştüremediklerinden de bir anda nefret etmeye başlıyorlardı.
Herkes kendi kuyusunu kalbinde taşır..
Reklam
Abaza asıllı ve 22 Nisan 1947 doğumlu olan Tarık Ümit'in yaşamı, şayet öldürüldüyse kaçırıldığı Mart 1995'te bitmiş sayılabilir. Ümit'in gerisinde bulunan ilk şey Silivri yakınlarında, Jandarma bölgesine giren Büyükkılıçlı beldesi'nde, 34 ZU 478 sahte plakalı Chevrolet Camaro marka arabasıdır. Bu plaka güvenlik gerekçesiyle, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar tarafından verilmiştir.
Herkes yolda karşılaştıklarının yanından geçip gider. Hikâyelerine değmeden. Dokunmadan.
Okumakta olduğum satırlardaki bir haberde, 70'lerde ün yapan ülkücü lider Abdullah Çatlı'nın, Tarık Ümit isminde bir iş adamını geçtiğimiz haftalarda kaçırtıp, sorguya çektiği ve yüklü miktarda para talep ettiği yazıyordu. Kaçırıldığı iddia edilen şahıs bulunamamış fakat birilerinden gelen bir istihbarat üzerine Çatlı ismi lanse ettirilmişti.
Tarık Ümit'in ortadan esrarengiz şekilde kaybolması, derin güçlerdeki farklı grupların arasını açmıştı. Suflörlerin kol gezdiği o dönemde iddialara göre, bize yakın sanılan kişilerce Ümit kaçırılmıştı. Babamın ismi de bu olayda geçiyordu. Zaten bu iddia, Ümit'in bağlı olduğu MİT'in belli bir grubuyla Çatlı'nın arasını açmak için ortaya atılmıştı. Bu da uzun bir hikaye.
Reklam
İyi şeylerin bu kadar yakınımda durabileceğine ve olabildiğince uzun süreceğini inanmıyorum.
Kimseyi suçlamamayı öğrendiğim andan beri garip bir ferahlama yaşadım.
İnsan acı çekerken birilerini suçlamayı istiyor. Birilerini suçlamak içindeki yaraya iyi gelecek zannediyor.
Kalbindeki eksik parçayı arıyor. Ne kadar uzakta olursa olsun, onu düşünmekten, ona bakmaktan vazgeçmiyor. Bir mucize gibi sevgisini bırakıyor.
Reklam
İnsanlara bir şeyler anlatmaya çalışmak buharlı bir cama yazı yazmaya benziyor. Özenle yazıyorsun, apaçık belli oluyor anlattıkların. Sonra silinip gidiyor.
Etrafındakilerin konuşkanlık cıvıl cıvıl ve hayat dolu olmak sandığı şey, İshak için bir tür gizlenme biçimiydi. .. Kaybolmuştu, İçindeki bir kapana kısılmıştı ve hiçbir yerden ışık sızmıyordu
' Anlatmaya olan bütün inancını yitirmişlerden, her an kaybolmanın kenarında bekleyenlerden... '
Gitmek derdine bir kez düşen için artık kalmak da yaradır.
İnsanın en ölümcül yarası içinde anbean büyüyen gitme hevesidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.