Günün sonunda , ister geçmişe dönmüş olun ister geleceğe gidin, şimdiki zaman değişmiyor. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: O hâlde sandalyenin ne anlamı var ?
Sandalyenin tabi ki bir anlamı vardı . Pişmanlıkları , ukdeleri , sevinçleri , dökemediğimiz gözyaşlarını içimizde kalan her neyse gözler önüne serip anı yaşamamız için bir anlamı vardı. Sadece anlayabilmemiz için bir cesaret gerekiyor.
Kitabın ismi bile içeriğinden izler barındırıyor.
İçeceksen “Kahveyi Soğumadan İç” ; Geleceksen ben vazgeçmeden gel …
*Tavsiyem bu kitabın içeriğini ve akıcılığını beğendiyseniz , aynı tadlarda bir şeyde okumalıyım diyorsanız “Yeşim Türköz’ün Büyü Dükkanı “ kitabını da okumanızı tavsiye ederim :)
“ Hiç böyle ısınmamıştım ;
Daldaki vişneye,
Vitrindeki aydınlığa,
Salça kokusuna mutfağımın,
Akan dereye , uçan buluta,
Hiç böyle ısınmamıştım yaşamaya.”
- Edip CANSEVER