Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şimdi sivil savaşın ne olduğunu gördükten sonra biliyorum ki; savaş eğer bir gün biterse herkes şunu sormalıdır: Peki ya şehitleri ne yapacağız? Neden öldüler?
Savaş beni yapayalnız olmaya, yılları ve yüreğimi tek başıma yiyip bitirmeye mahkum etti ve günün birinde fark ettim ki koca köpeğim Belbo elimde kalan tek ve son sırdaşımdı. Savaşla birlikte içe kapanmak, günü gününe yaşamak, yitirilen fırsatlar için pişmanlık duymamak yasal bir durum oldu. Şimdi öyle şeyler oluyordu ki yakınmadan, neredeyse hiç konuşmadan yaşamak davranış biçimi sayılıyordu.
Reklam
Bana öyle gelirdi ki, bir ormanda köpeksiz dolaşmakla yaşamın büyük bir dilimini, toprağın gizini elden kaçırmak aynı şeydi.
Oysa ben yalnız başıma yemekten hoşlanıyordum, karanlık odamda, tek başıma ve unutulmuş, kulaklarımı dikip geceyi dinleyerek zamanın geçmişine kulak vermeyi seviyordum.
Evet, acı çekiyordum ama geleceği ne görebilen ne de sevebilen çelişkili bir bakıştı bu. Ve konuşuyordum, konuşuyordum, kendi kendimle arkadaşlık ediyordum. İkimizde yalnızdık.
Beni, Cate'den çok, zaman, yıllar ilgilendiriyordu. İnanılmaz bir şeydi. Sekiz mi, on yıl mı? Sanki unutulmuş bir odayı, bir dolabı açmıştım ve burada başkasına ait bir hayat, boşuna yaşanmış, risklerle dolu bir hayat bulmuştum. Unuttuğum buydu, Cate değil, bir zamanların zavallı zevkleri değil. Ama o günleri yaşayan, bir şeyler olacak korkusuyla olaylardan kaçan ürkek genç, çoktan adam olmuştu, o hala çevresine bakınıyordu, yaşam neler getirecek diye bekleyen genç beni şaşırtıyordu. Benimle onun arasında ortak ne vardı ki? Ben onun için ne yapmıştım? O banal ve ateşli akşamlar, o rastlantısal riskler, bir yatak ya da pencere kadar tanıdık umutlar, her şey uzak bir ülkenin, şimdi tekrar düşününce, tadına bakıp da nasıl böylesine ihanet ettik diye düşündüğüm hareketli yaşamın anısı gibi geliyordu.
Reklam
Onunla küsüşürdünüz , ama ona kırılmazdınız. Hani meyhanede içki istemek gibiydi biraz: Pek matah bir şarap beklemezsiniz ama geleceğinden eminsinizdir.
Birlikte aylar, yıllar tüketilir, sonra olanlar olur. Bir randevu kaçırılır, bir ev değiştirilir ve her gün görüştüğün birinin artık kim olduğunu bile bilemezsin. Günün birinde hepimiz yapayalnız kalırız. Hem bu o kadar da kötü sayılmaz.
+ Bir yatakta uyuyabilmek için evlendim, şimdi yatak da yok oldu. - Üzme canını, kırlarda uyuyacağız.
''Bu dünyada tesadüfen bulunuyoruz,'' dedim. ''Baba, anne, çocuklar, herkes bir rastlantı sonucu burada. Boşuna ağlıyorsun. İnsan yalnız doğar, yalnız ölür..'' ''Birazcık sevgi yeterdi,'' diye mırıldandı..
Reklam
''Geleceği köpekler kadar kimse iyi anlayamaz'' ''Ama onlar..'' ''Devlet düzenine karşı mı? biliyorum. İyi ki öyleler! Sen dünyada yalnızca rahiplerle faşistlerin olduğunu mu sanıyordun?''
'' Bu utanç hükümeti'' ''İhanet ve beceriksizlik hükümeti, sizden memleketin katlini istiyor''
''Ben yalnızım. Olabildiğince de yalnız olmaya çalışıyorum. Şimdi yalnızca yalnız olanların delirmediği günleri yaşıyoruz.
''Para sahibi olmak ve kimseye bağımlı olmamak isterdim. Bir köy evine tıkılmak ve bir daha kımıldamamak.''
''Soğuğu işitmemek için suya atlamak gerekli. Ama ya yüzmeyi sevmiyorsan? Ya böyle bir şeyi göze alamıyorsan? Tıkırı yerinde olanın umurunda olur mu?''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.