Yıldız büzüştükçe, yüzeyi yakınındaki çekim alanı
gittikçe şiddetlenir ve ışık konileri daha çok bükülürler. Bu
da ışığın yıldızdan kaçmasını zorlaştırır ve uzaktaki bir
gözlemciye göre ışık daha sönük ve kızılımtrak görünür.
Sonunda yıldız belli bir kritik çapın altına düşünce
yüzeydeki çekim alanı o denli şiddetli ve ışık konisi o denli
bükük olur ki, artık ışık kaçamaz (Şekil 6.1), Görelik
kuramına göre hiçbir şey ışıktan hızlı gidemeyeceğinden,
eğer ışık kaçamıyorsa, hiçbir şey kaçamaz; her şey, kütlesel
çekimin etkisiyle geriye döner. O halde öyle birtakım
olaylar, uzay-zamanının öyle bir bölgesi vardır ki, ondan
kaçılıp uzaktaki bir gözlemciye ulaşılamaz. Bugün kara delik
dediğimiz işte böyle bir bölgedir. Kara delikten çıkmayı kıl
payı başaramayan ışık ışınlarının yollarının kesiştiği sınıra
ise olay ufku denir
Bir yıldızın oluşumu, büyük bir miktar gaz
(çoğunlukla hidrojen gazı) kütlesel çekim kuvveti etkisinde
kendi üstüne çökmesiyle başlar. Gaz kütlesi büzüştükçe,
atomları gittikçe daha sık ve daha büyük hızlarla birbirlerine
çarpar ve böylece gaz ısınır. Sonunda gaz öyle sıcak olur ki,
hidrojen atomları çarpışınca sıçrayacakları yerde birleşerek
helyum atomları oluştururlar. Denetim altında patlatılan bir
hidrojen bombasına benzeyen bu reaksiyonda salınan ısı,
yıldıza parlaklığını verir. Bu fazladan ısı aynı zamanda gazın
basıncını artırarak, çekim kuvvetini dengeler ve gazın
büzüşmesi durur
Yaşam, hücre zarlarında bulunan mikroskobik elektrik motor-
larını ve zar boyunca görülen pH farklılıkları sayesinde oluşan
elektrik akımlarını kullanarak enerji üretir. Bu muhteşem molekü-
ler makineleri anlatmaya kelimeler yetmez, o yüzden okurlara in-
ternette "ATP sentaz animasyonu" araması yapmalarını öneririm.
Temel olarak, hücre zarının iki yanında farklı pH değerleri oluş-
turmak için metabolik enerji kullanılır ve genellikle hücrenin dışı
içinden daha asidik hale gelir. Bu kademeliliğe proton gradyanı
denir çünkü pH bir solüsyonda bulunan pozitif yüklü hidrojen
iyonlarının (protonların) konsantrasyon ölçümünün tersidir; kon-
santrasyon arttıkça pH azalır, asidiklik artar. Proton gradyanı esa-
sen bir pile benzer. Deşarj olduğunda, elektrik akımı hücre zarın-
daki moleküler türbinden geçerek enerji depolayan moleküller
oluşturur. Adenozin trifosfat veya "ATP" adı verilen bu molekül-
ler tüm hücrelerde enerji taşıma görevini üstlenir. Örneğin insan-
da 250 g ATP bulunur ama bir insan üretilen ATP'nin kullanılıp
yeniden üretilmesi sayesinde, bir günde vücut ağırlığına denk ATP
kullanır.