Kitabı genel olarak beğendiğimi söylemek isterim. Yazar, kitapta bazı sorunlardan bahsediyor. Başlangıçta bizim sözel bir kültürden geldiğimiz(masallar, anlatılar, hikayeler...) ve zamanla okuryazarlığa doğru giden bir sürecin içinde olduğumuz ancak bazı koşulların bu süreci sekteye uğrattığından bahsediyor. Daha doğar doğmaz bir 'tüketim' sürecinin parçası olan bizlerin biberonla ve mamalarla anneden ve anne sütünden mahrum kalmamız; aileden alınması gereken değerlerin anaokulu vb. yapılarla evden uzaklaşarak verilmeye çalışılması; doğal olarak alınması gereken 'eğitim' sürecinin yapay, sınırlandırılmış ve zorlama ile 'öğretim' haline gelmesini anlatıyor. Bunun çözümü olarak da hem annenin hem de babanın, gelişim sürecinde çocuğun fiziksel ve manevi olarak yanında olabilmesidir diyebiliriz. Aksi takdirde; çocuk kendini bir çetenin ya da şiddet ortamının ortasında bulabilir. Yazar tüm bunları kendi Ülkesi(ABD) için söylese de bana kalırsa, ülkemiz hatta diğer tüm dünya ülkeleri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Şimdiden keyifli okumalar:)