Bugün bile, güzelliğe karşı bu kadar uzun süre kör ve sağır yaşamış olmaktan pişmanım. Bu alan benim için yasaklanmış gibiydi, sanki girmek için anahtarım yoktu.
Mutsuz insanların felâketi bundan ileri gelir. Parlak ve erişilmez olan şeyler bir an için onlara kolayca erişilecekmiş gibi görünür ve bu istek bir kere içlerine yerleşti mi her şeye rağmen ona el uzatanlara getirecekleri felaketlerle tekrar erişilmez bir hale gelir.
Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır!