Yazgıya inanmam ama olaylar bu düşüncemin yanlışlığını kanıtlamak istercesine ardı ardına siralanmaya başladığında, bunları kurgulayan biri mi var diye endişelenmekten de kendimi alamam.
Din politik, ekonomik ve sosyal alanlara sızdığında ise siyasi iktidarı, kārı, ve her türlü zaferi( ötekini mağlup etmeyi) kutlayan bir patolojik formasyona dönüşür.
Felsefe imkansız aşka benziyordu: tutarlılık var, kesinlik yok: biriciklik var, birliktelik yok; cazibe var, kavuşma yok. 200 bin yılda 120 milyar insanın bulamadığı hakikati arıyorsun.