yazamadığım göremediğim duyamadığım kadar içine
kaçmış meğer içim: upuzun ip-ince bir sabırla
suyunun yolunun uykusunun uzağına...
içime: kör derinlik kör katman kör küme.
bir kaplumbağa duruyor. Orada, kör.
beni duymuyor, bir kaplumbağa orada, beni görmüyor
üzeri serin üzeri mavi üzeri toz: bir hatıra.
..
uyanmıyor, gaz, uyanmıyor, toz.
..
uyandırmaya çalıştım
onu.
Bilmiyor o.
beni.
Evet kara bir ömür bu benimki.
Kara bir toprak.
Gerçekle değil, hakikatle değil,
Kalbimin aklıyla kurduğum
Kara bir ömür.
Yalnız değilim, biliyorum
Binlercesi var, onbinlercesi vardı.
Kara bir ömürle buradan geçen.
Sen bundan böyle
Gerçeğin yan yana getirilmiş yamalarıyla yaşayacaksın.
Ben çoktan çıvdırılmış bir şeydim
Sevgilim.
Günler öylece kendi kendine geçsin diye
Bir camın arkasında durdum
Bana dokunmasın hiçbir şey
Hiçbir şey yarama merhem olmasm
İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
Bir camın arkasında durup
Akan hayata ve zamana baktım.
Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
Ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.
Bilemem, belki bu yüzden
Ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim.