Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Volkan

Volkan
@volkan_ys
Can MANAY: İnsanları hayatından başarısız oldukları için değil; umudun kalmadığı için çıkarırsın.
Reklam
19 Mayıs Atatürk ü anma gençlik ve spor bayramınız kutlu olsun.
"1919 yılı Mayısının 19 uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmis, koşulları ağır bir "Ateşkes Anlaşması" imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu Genel Savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça yollar araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki Hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.
Bir ortaçağ Fransız köylüsüyle modern çağda yaşayan Parisli bir bankeri karşılaştıralım. Köylü ısıtması olmayan çamurdan yapılmış bir kulübede yaşarken, banker her akşam Champs-Elysees’ye bakan ve son model teknolojik aletlerle donatılmış enfes dairesine dönüyor. Sezgisel olarak, hemen bankerin köylüden çok daha mutlu olacağını düşünürüz, oysa ki mutluluğumuzu belirleyen şey, çamurdan kulübeler, lüks daireler veya Champs-Elysees değil, serotonindir. Ortaçağ köylüsü çamurdan kulübesini bitirdiğinde beyni serotonin salgılayarak, serotonin seviyesini X ’e getirir. 2013 yılında muhteşem dairesinin son taksitini ödeyen bankerin beyin nöronları da serotonin salgılar ve benzer bir X seviyesine getirir. Beyin için lüks dairenin çamurdan kulübeye göre daha konforlu olmasının bir anlamı yoktur, o anda önemli olan tek şey serotonin seviyesidir. Sonuç olarak banker büyük büyük büyük büyük babası fakir ortaçağ köylüsünden azıcık bile daha mutlu olmayacaktır.
Sayfa 380Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
20 Temmuz 1969’da Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay’ın yüzeyine indiler. Apollo 11 astronotları bu seyahatten önceki aylarda ABD’nin batısında Ay’a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok Kızılderili topluluğuna ev sahipliği yapıyordu; bir yerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır: Bir gün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderiliyle karşılaşır. Adam orada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay’a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır, sonra astronotlardan kendisine bir iyilik yapmalarını ister. Astronotlar “Ne istiyorsunuz?” diye sorar. Yaşlı adam, “ Kabilemde ki insanlar Ay’da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim.” Astronotlar “Mesaj nedir?” diye sorar. Adam kendi dilinde bir şeyler mırıldanır, sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler. Astronotlar “ Bu ne demek?” diye sorar. “ Bunu size söyleyemem. Sadece bizim kabilemizle Ay ruhlarının bilebileceği bir sır,” der.Üsse geri döndüklerinde astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulurlar ve ondan mesajı tercüme etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalarla gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotların o kadar dikkatle ezberlediği sözlerin,“ Bu adamların size söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınızı çalmaya geldiler,” olduğunu söyler.
Sayfa 284Kitabı okudu
1500 yılında dünyada yaklaşık 500 milyon Homosapierıs vardı. Bugünse bu sayı tam 7 milyardır. 1500 yılında insanlar tarafından üretilen toplam mal ve hizmetlerin bugünkü dolar üzerinden değeri yaklaşık 250 milyardı, bugünse yıllık üretim yaklaşık 60 trilyon dolar.1500 yılında insanlar günde 13 trilyon kalori enerji tüketirken, bugünkü enerji tüketimi günde 1500 trilyon kalori. (Bu rakamlara dikkat edin, insan nüfusu 14 kat artmasına karşın üretim 240, enerji tüketimiyse 115 kat artmış durumdadır.)
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
BİR İSPANYOL KÖYLÜSÜ 1000 YILINDA uyuyakalıp, beş yüz yıl sonra Kolomb’un mürettebatının Nina, Pinta ve Santa Maria gemilerine binerken çıkardığı patırtı esnasında uyanmış olsaydı, dünya yine de gözlerine çok tanıdık gelirdi. Teknolojide, yaşam biçiminde, siyasi sınırlarda pek çok değişiklik yaşanmış olsa da, bu ortaçağ gezgini yine de kendisini evinde hissederdi. Buna karşılık, Kolomb’un denizcilerinden biri benzer bir uykuya dalıp 21. yüzyılda bir iPhone’un sesiyle uyansa, etrafındaki dünya tanıyamayacağı kadar yabancı gelirdi. Kendi kendine “Yoksa burası, cennet ya da cehennem mi?” diye sorabilirdi.
Sayfa 247Kitabı okudu
MÖ 1200’lerden kalma en eski Çin yazılarından bazılan kehanet için kullanılan kemiklerdir. Bunlardan birinin üstüne şu soru kazınmıştır: “Hao Hanım’m doğumu şanslı olacak mı?” Cevap şöyledir: “Eğer çocuk ding bir günde doğarsa şanslı, geng bir günde doğarsa çok şanslı olacaktır.” Buna karşılık, Hao Hanım jiayin bir günde doğum yapacaktır. “Üç hafta ve bir gün sonra, jiayin gününde çocuk doğdu. Şanssızlık. Bir kızdı.”
Sayfa 150Kitabı okudu
Yazının ortaya çıkmasıyla birlikte tarihi, o dönemin yaşayanlarının gözünden okuyabilmeye başladık. Kushim’in komşuları onu çağırdığında gerçekten de “Kushim!” diye bağırmış olabilirler. Tarihte adı yazılmış ilk insanın peygamber, şair veya büyük bir komutan değil de bir muhasebeci olması çok anlamlıdır*
Sayfa 131Kitabı okudu
..bir milyonerle karısı arasındaki ilişki dikenli bir yola girdiğinde, adam karısını pahalı bir Paris tatiline götürür. Bu gezi bağımsız bir isteğin değil, romantik tüketicilik akımının mitlerine duyulan coşkulu bir inancın yansımasıdır aslında. Eski Mısır’da zengin bir adam, asla ilişki problemini karısını Babil’e tatile götürerek çözmeyi düşünmezdi. Bunun yerine karısına, hep istediği şaşaalı bir mezar yaptırırdı.
Sayfa 124Kitabı okudu
Hammurabi kanunları;kötülüğün ve habisliğin ortadan kalkmasını, güçlünün zayıfı ezmesini engellemek istediğini” anlatır. Bundan sonra yaklaşık 300 hüküm, “şu ve şu olaylar gerçekleşirse bunun yargılaması şu şekilde olur,” biçiminde listelenir. Örneğin, 196-199 ve 209-214 hükümleri şöyledir: 196. Eğer bir üstün insan başka bir üstün insanın gözünü kör ederse, onun da gözü kör edilmelidir. 197. Eğer başka bir üstün insanın kemiğini kırarsa, onun da kemiği kırılmalıdır. 198. Eğer sıradan bir insanın gözünü kör eder veya kemiğini kırarsa 60 şekel ağırlığında gümüş ödemelidir. 199. Eğer bir üstün insan kölesinin gözünü kör eder veya kemiğini kırarsa kölenin ağırlığının gümüş cinsinden değerinin yarısını ödemelidir. 209. Eğer bir üstün insan üstün bir kadına vurur ve onun düşük yapmasına sebep olursa cenin için 10 şekel ağırlığında gümüş ödemelidir. 210. Eğer kadın ölürse, adamın kızı öldürülmelidir. 211. Eğer bu üstün insan sıradan bir kadına vurup onun düşük yapmasına sebep olursa 5 şekel ağırlığında gümüş ödemelidir. 212. Eğer bu kadın ölürse 30 şekel ağırlığında gümüş ödemelidir. 213. Eğer üstün insan üstün bir insanın köle kadınına vurur ve düşük yapmasına sebep olursa 2 şekel ağırlığında gümüş ödemelidir. 214. Eğer köle kadın ölürse 20 şekel ağırlığında gümüş ödemelidir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
MÖ 221’de Qin hanedanı Çin’i birleştirdi ve bundan kısa süre sonra da Roma, Akdeniz havzasını bir araya getirdi. 40 milyon Çinliden toplanan vergiler, yüz binlerce kişilik bir orduyu ve yüz binden fazla çalışanı olan karmaşık bir bürokrasiyi beslemekte kullanıldı. Roma İmparatorluğu gücünün doruğunda yaklaşık 100 milyon kişiden vergi toplamaktaydı. Bu gelir, 250 ila 500 bin askerlik bir düzenli orduya, 1500 yıl sonra bile kullanılabilen yollara ve günümüzde hâlâ gösterilerin yapıldığı tiyatro ve amfitiyatrolara harcanırdı.
Sayfa 113Kitabı okudu
Homo sapiens en çok bitki ve hayvan çeşidini ortadan kaldıran tür olma rekorunu elinde tutuyordu. Biyoloji tarihindeki en ölümcül tür olmak gibi şaibeli bir özelliğimiz var.
"Sizlerin inandığı Allah'a inanıp sizler gibi basit bir vatandaş olmak istiyorum, ama içimdeki Batılı yüzünden kafam karışıyor."
"Niye bu şehirde herkes intihar ediyor?" dedi Ka. "Herkes değil genç kızlar, kadınlar intihar ediyor," dedi İpek. "Erkekler kendini dine veriyor, kadınlar intihar ediyor."
"Mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye'deki kadınların yarısı intihar ederdi."
Sayfa 6
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.