kendinden çok başkalarını düşünüp empati yapmaktan benliğini kaybedenlere, herkesi ama herkesi, kendisi dışındaki herkesi çok iyi anlayıp yaptıkları her şeyi anlayışla karşıladıkları için suçu kendine atanlara, acılarının okyanusunda kaybolanlara, tüm pişmanlıklarını, hatalarını ve yara izlerini ortadan kaldırmak istediği hâlde yapamayanlara, belirsizlik çukurunda hâlâ yolunu aramakta olanlara, ruhunu kaybedenlere ve belki de asla bulamayacaklara..
yalnız değilsiniz ama keşke yalnız hissetmek zorunda kalmasaydınız.
"Bugün" diye adlandırdığımız şey, "geçmiş ve geleceğimizin toplamıdır". Yani geçmişimiz; elimizden uçup gitmiş, kaybolmuş bir zaman değildir. Şimdiki zamanın içinde duran, bekleyen bir şeydir.
Hayatımız, "bir yumağın sürekli sarılmasıdır." Yaşadığımız her şey, ardımıza takılıp gelmekte ve doğal olarak da birikmektedir. Yol boyunca ne yaşandıysa toplamaktadır çünkü.
Dedemden öğrendiğim, "insan olmak" kendi mutlu olduğun şeyleri yanındakilere de iletmektir. İnsan, kendinde olmasını istediği herhangi bir şeyi bir başkası için de aynı şiddette isteyebiliyorsa "insanım" diyebiliyor.
"Bardağı suyla doldurursunuz. Dolar, ama taşmaz. Ağzına kadar doldurursunuz, yine taşmaz. Ama bir damla daha koyarsanız, işte o zaman taşar. Sadece bir damla. Biliyor musunuz, bardağın taşmasına bir damla kaldı!"