Dilimizdeki her kelime değerlidir ama bize daha sevimli gelen bizi bizden iyi tanıtan kelimelerimiz vardır. Ruhumuzun girip içine yuva yaptığı, rengimizle boyanan, kokumuzla kokulanan kelimeler...Adımız, parmak izimiz, alameti farikamız olmuştur artık. Uzun yıllar var ki içimizde ikinci bir ben gibi konuşmaktadır fakat sorsalar, hemencecik söyleyemeyiz hangisidir o kelime. Belki tanınmaktan korkarız, belkide eksik kalıcağından bir yanımızın. Zordur, bütün benliğini bir kelimeye sığdırıp bağışlayıvermek birine.
Tanrı biz kullarından ne istiyor? Tanrı'nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mi? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde?
Ne biçim dünya bu be! İnsanlar aya gidiyor.Elektriğin çevresinde dönen tatarcıklar gibi dünyanın çevresinde vızır vızır dönüyor uydular ama, burada, şu garipler köşesinde ne yasa var ne de zavallıyı koruyan, onu düşünen biri...
Bence serinin iki kitabı da güzeldi ama bu son kitap... Konu çok güzel ilerliyordu her zaman ki gibi merakla okudum fakat sonu kesinlikle çok saçmaydı, böyle bitirilmemeliydi yazar okurları bu şekilde hayal kırıklığına uğratmamalıydı akıllarda bu kadar soru bırakmamalıydı. Yazarın bu sonla seriyi çöp ettiğini düşünüyorum.