Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

SametBirkâr

kesinlikle öyle oluyor
Çok fazla kitap okuduğum zaman dönüştüğüm kişiyi se­viyorum. Sosyal medyada çok fazla vakit geçirdiğimde dönüştüğüm kişiyi sevmiyorum
Reklam
Aynısı Instagram için de geçerli. Herkes gibi ben de güzel insanlara bakmayı seviyorum. Ama hayatın esasen bu yüzeylerle "baklavalarınız" ya da bikiniyle nasıl göründüğünüz konusunda onay almakla- ilgili olduğunu düşünmek mutsuzluğa davetiye çı­karmak oluyor. Facebook'taki etkileşimlerimizin büyük kısmı için de geçerli bu. Başka birinin fotoğraflarını, şişinmelerini, yakınma­larını gıptayla inceleyip durmak, onlardan da bunu yapmalarını bek­lemek arkadaşlık değil ki. Arkadaşlık birbirinin gözünün içine bak­mak, dünyada birlikte bir şeyler yapmak, sonu gelmeyen kahkaha­lar, kucaklaşmalar, neşe, keder, dans demek. Facebook'un zamanı­nızı kof arkadaşlık parodileriyle doldurması sizi tüm bunlardan yok­sun bırakıyor genellikle.
Dünya kar­maşık bir yer ve anlaşılması için odaklanma gerekiyor; yavaş yavaş düşünülmesi ve kavranması gerekiyor; en önemlisi de, doğrular ilk ifade edildiklerinde rağbet görmezler. Kendi hayatımda Twitter'da -takipçi sayısı ve retweet'ler bakımından- en başarılı olduğum za­manların insan olarak en işe yaramaz olduğum zamanlara karşılık geldiğini fark ettim
Sayfa 89

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peki ya Instagram? Birincisi: Önemli olan dışarıdan nasıl gö­ründüğünüz. İkincisi: Önemli olan dışarıdan nasıl göründüğünüz. Üçüncüsü: Önemli olan dışarıdan nasıl göründüğünüz. Dördüncüsü: Önemli olan dışarıdan görünüşünüzün insanlar tarafından beğenilip beğenilmediği. (Bunu öylesine ya da kinayeyle söylüyor değilim: Si­tenin mesajı bu sahiden.)
Linc
Gerçekliği doğru dürüst anlamanın tek yolu Twitter'ın verdiği mesajların tam aksini benimsemekten geçiyor
Sayfa 89
Reklam
Ortaya çıkan her yeni araç ya da mecra -basılı kitap, televizyon, Twitter- ile birlikte gö­zünüze kendine özgü renkleri ve mercekleri olan yeni bir gözlük ta­kıyorsunuz adeta. Her gözlük dünyayı farklı görmenize yol açıyor. Örneğin televizyon seyretmeye başladığınızda, herhangi bir te­levizyon programının -Çarkıfelek ya da The Wire- mesajını özüm­semeden önce, dünyayı televizyon gibi şekillenmiş olarak görmeye başlıyorsunuz. Bundan dolayı, ortaya çıkan her yeni aracın/mecra­nın -insanlar için yeni bir iletişim yolunun- içinde gömülü bir mesaj bulunduğunu söylüyor McLuhan. Bizi usulca dünyayı yeni kurallara göre görmeye itiyor her yeni mecra. Enformasyonun size nasıl ulaş­tığının ulaşan enformasyondan daha önemli olduğunu öne sürüyor McLuhan. Televizyon size dünyanın hızlı olduğunu, yüzeyler ve gö­rünüşlerle ilgili olduğunu, dünyadaki her şeyin aynı anda meydana geldiğini öğretiyor.
Sayfa 88
"İyi bir hayat için yanlış olan şeyleri hayatınızdan çıkarmak yeterli de­ğil," diyor Mihaly. "Olumlu bir hedef de gerekiyor; yoksa devam et­menin anlamı kalır mı?"
Sayfa 66
İçimizde uzun süre odaklanmamızı ve bundan keyif al­mamızı mümkün kılan bir güç bulunuyor ve bu gücün akıp gitmesi için gereken koşulları yarattığımız takdirde daha mutlu ve sağlıklı oluyoruz. Bunu öğrendiğimde, dikkatim hep dağınık olduğunda neden kendimi hem asabi hem de bir nevi azalmış gibi hissettiğimi anla­dım. Odaklanmadığımız zamanlarda en büyük kapasitelerimizden birini kullanmadığımızın farkındayız bir düzeyde. Akıştan yoksun­ken güdük kalıyoruz ve bunun başka türlü olabileceğini seziyoruz.
0.1 adımda hızlı okuma taktikleri
İnsanların çok çok hızlı okumasını sağlayabilir miyiz sorusunu cevaplamak için yıllarca uğraş veren biliminsanları olmuş. Bunun mümkün olduğu, ama her zaman bir bedeli olduğu ortaya çıkmış. Sıradan insanları çok daha hızlı okuma yapabilir hale getirmiş bu ekipler; biraz eğitim ve pratikle oluyormuş bu iş. Gözlerini kelime­lerin üstünde hızla gezdirip gördüklerinin bir kısmını akılda tutabiliyorlannış. Ama sonrasında okudukları şey hakkında test edildik­lerinde, ne kadar hızlı okudularsa o kadar az şey anladıkları ortaya çıkmış. Hızın artması anlayışın azalması anlamına geliyormuş. Son­rasında profesyonel hızlı okuyucuları inceleyen bilim insanları, biz­ den bariz daha iyi durumda olsalar da aynı şeyin bu insanlar için de geçerli olduğunu öğrenmiş.
Derinliğin vedası
"Süratin insana çok iyi hissettiren bir tarafı var . ... Buna bu kadar gömülmüş hissetmemizin bir nedeni harika bir şey olması, değil mi? Bütün dünyayla bağlantı içinde olduğunuzu, her­ hangi" bir konuda olup biten her şeyi öğrenebileceğinizi hissediyor­sunuz." Gelgelelim maruz kaldığımız enformasyon miktarında ve bu enformasyonun geliş hızında meydana gelen muazzam artışın bir bedeli olmadığını söylüyoruz kendimize. Bu bir yanılgı: "Çok yo­rucu hale geliyor." Daha önemlisi, "her türlü boyutuyla derinliği fe­ da ediyoruz," diyor Sune. "Derinlik için zaman gerekiyor. Derinle­mesine düşünmek gerekiyor. Her şeye yetişmeniz, her dakika e-pos­ ta göndermeniz gerektiğinde derinliğe ulaşacak zamanınız olmuyor. İlişkilerde derinlik için de zaman gerekiyor. Enerji gerekiyor. Uzun zaman aralıkları gerekiyor. Kendinizi adamanız gerekiyor. Dikkat göstermeniz gerekiyor, değil mi? Derinlik gerektiren her şey zarar görüyor. Yüzeye doğru çekilip duruyoruz."
Sayfa 40
Reklam
(...) ama öyle bir ortamdaydım ki herkes ne malu­mat alıyorsa onu alıyor, herkes ne düşünüyorsa onu düşünüyordum
Sayfa 37
Bakışınız hızla akan şeylere takılıp kaldığında kendinizi endişeli, te­laşlı hissediyorsunuz; hareket etmezseniz, ellerinizi sallamazsanız, bağırmazsanız sürüklenip gidecekmiş gibi. Şimdiyse çok eski ve çok kalıcı bir şeye bakar haldeydim. Bu okyanus benden çok önce­leri buradaydı, diye düşündüm, benim ufak tefek kaygılarım unutu­lup gittikten çok sonra da burada olacak. Twitter size, tüm dünya ka­fayı sizinle ve küçük egonuzla bozmuş, sizi seviyor, sizden nefret ediyor, şu an sizden bahsediyor gibi hissettiriyor. Okyanus ise dünya sizi yumuşak, ıslak ve sıcak bir kayıtsızlıkla selamlıyormuş gibi his­settiriyor. Avazınız çıktığı kadar bağırsanız da karşılık vereceği yok
Sayfa 33
Kutsal,kendisini her zaman "doğal" gerçekliklerden bütünüyle farklı bir gerçeklik olarak gösterdiğinden,dil, hayret ve huşu duygusu uyandıran bu Gerçeği doğal alana ait terimlerle ifade edemez.
Dini ifadelerle ne kastedildiğini anlamak için onların ne zaman ve nerede ifade edildiklerini ve ifade ediliş amaçlarını araştırmamız gerekir. Dini inanç ancak içeriden araştırılabilir; dolayısıyla bu inanç dışarıdan yöneltilen tutarsızlık, anlaşmazlık, irrasyonellik ve nesnel gerçekliğe uymama suçlamalarından muaftır; çünkü öteki söylem dünyaları gibi ,din tutarlılık, anlaşılırlık,rasyonellik ve gerçeklik konusundaki belirleyici kıstaslarını kendisi koyar
(...) Çünkü dil, anlamını kullanımdan alır.
562 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.