Öne Çıkan Abdulkadir Turan kitaplarını, öne çıkan Abdulkadir Turan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Abdulkadir Turan yazarlarını, öne çıkan Abdulkadir Turan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selahaddin Eyyubi , bu isim devrinin en popüler isimlerinden biriydi ve namı tüm dünyaya tüm İslam ve Hristiyan alemine yayılmıştı. Onun bu haklı şöhreti, Kudüs gibi mübarek bir şehri seksen sekiz yıl sonra, 1187 yılında Haçlılardan geri alması, Kudüs'ün ikinci fâtihi olmasından dolayıdır.
Devrin tüm sultanlarından farklı bir merhamete sahip
İbn Münir ise Nûreddin'i
"Sen, İslâm'ın gençlik yüzyılını yeniden getirdin, temelini sağlamlaştırdın, sütunlarını ve surlarını onardın"
diyerek onun zaferinin İslâm için önemini destansı bir anlatımla dile getirmiştir.
Nureddin, Tel Habiş tepesinde iken bir düşman grubunun kendisine doğru geldiğini gördüğü hâlde kaçmamış, kıbleye dönüp şöyle dua etmişti:
Ey Kulların Rabbi! Ben, zayıf bir kulum. Sen, bana bu idareyi, bu vekâleti verdin, senin ülkeni imar ettim, kullarına öğüt verdim, bana neyi emrettin ise onlara onu emrettim, bana neyi yasakladıysan onlara onu yasakladım, aralarından münkerâtı kaldırdım, senin dinin şiarlarını diyarlarında ihya ettim. Muhakkak ki Müslümanlar yenildiler. Benim gücüm senin dinine ve Peygamberin Muhammed'e düşman olan şu kâfirleri defetmeye yetmez. Ben şu an nefsimden başka kimseye hükmedecek durumda değilim, sen zaferi onlara verirsen senin dinin ve dininin yardımcıları darmadağın olur.
Nûreddin, toplumla yakın bir ilişki içinde bulundu. Medreseler ve tasavvuf kurumları üzerinden ülkesinin hâkim unsurunu inşa etti. Tasavvuf kurumları onun devrinde merkezi bir sisteme bağlanırken Dimaşk'ta ilk kez Nizami medreseler kuruldu. Mısır'da ilk kez Ehl-i Sünnet medreseleri açıldı. Hadis ilimlerine özellikle önem veren Nureddin, daha önceki kimi benzer yapılar söz konusu olsa da ilk Darülhadis'i açan isim olarak bilinir.
Dini ilimlerin yanında tıp eğitimi de onun döneminde önem kazandı. Başta Dimaşk'ta kendi adıyla anılan Bimáristan olmak üzere ülkesinin önemli şehirlerinde hastaneler inşa etti.
Nureddin toplumla devlet ilişkilerinin iyi işlemesine önem verdi. Dimaşk'ta ilk kez Darüladl açtı ve oturumlarına bizzat başkanlık etti. Onun toplumla ilişkilerde önem verdiği diğer bir saha maliyedir. İslam hukukunda yer almayan vergileri kaldırdı.
Nûreddin, Ali b. Vefa'nın Haçlılara yaptığı işbirliğinin oluşturduğu psikolojik ortamda ve şüphesiz Haçlılarla işbirliği yapan Şiî unsurlara karşı tedbir olarak Receb 543'te (1148 yılı sonları) Halep'teki Şiî etkinliklere müdahale etti. Şiiler tarafından sabah ezanına eklenen "Hayye alâ hayri'l-'amel (Haydi en hayırlı amele)" sözlerinin ezanda okunmasını ve Hz. Muhammed'in sahabesi aleyhinde konuşmayı şehrin Hanefi âlimlerinden İmam Ebü'l-Hasan Ali el-Hanefi ve bir grup Sünni'nin talebi ile yasakladı. Nûreddin'in devletinin Haçlı karşıtı Sünnî bir karakter üzerine oturduğunu gösteren bu uygulama, Halep Şiîlerine ağır geldi. Halep'te karışıklıklar çıkardılar fakat Nûreddin'in "meşhur heybeti"nden bu durumu sürdüremediler.
Bismillah...
Okuduğum en güzel tarih romanlarının arasına koydum seni ;
İsa'nın Oğlağı
Kıymetli Abdulkadir hocamın dizinin dibinde anlattıklarını dinlemek çok güzeldir.
Kitabını okumak da bir o kadar güzel... Kitapta kendini ' Müslüman' diye nitelendirmiş zalimlerin, katillerin, merhametsiz insanların (!) dini bahane ederek Süryanilere, Hristiyanlara yaptıkları zulüm ve işkenceleri küçük bir çocukken yaşamış, yıllarca susmuş korkusundan kimseye anlatamamış bir teyzenin anlatımı ile, " İsa'nın Oğlağı 'nın ablasının ağzından okuyacaksınız ... Kitap kısa, bir solukta okunası. Ama okuduklarınızı kolay kolay hazmedemeyeceğiniz bir kitap.
Allah
Abdulkadir Turan hocamdan razı olsun. İçinde büyüdüğü memleketini, insanlarını iyi tanıyan onların derdi ile dertlenen biri. Öyle insanlar hep vâr olsun...
Vesselam
Nûreddin, II. Kılıcarslan'a bir elçiyle gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
Senden üç şeyi terk etmeni istiyorum: Birincisi, senin İslâm toprakları üzerindeki hâkimiyetini kabul edebilmem için benim elçimin huzurunda İslâm'ını yenileyeceksin [zira II. Kılıcarslan, filozofların mezhebinden olmakla itham ediliyordu]. İkincisi, senden gazve için asker talep ettiğimde sefere çıkacaksın, sen İslâm diyarında geniş bir yer tutan bir kesite hükmediyorsun. Bizanslılarla cihadı terk ettin ve onlarla barıştın. Ya Haçlılarla savaşımda bana askerinle destek vereceksin ya da çevrendeki Bizanslılarla savaşacaksın ve onlara karşı cihadı genişleteceksin. Üçüncüsü, kızını kardeşimin oğlu Seyfeddin Gazi ile evlendireceksin.
İbnü'l-Esir'e göre Nureddin başka şartlar da koştu. Kılıcarslan mektubu dinlediğinde "Nureddin benimle ilgili zındıklık şayi ası yaymak istiyor. Onun taleplerine cevap vermek benim için bundan iyidir. İslâm'ımı onun elçisinin önünde yeniliyorum " dedi ve bunun üzerine barış hâsıl oldu.