Ali Nesin, 1957 yılında İstanbul'da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokulu İstanbul'da Saint Joseph Lisesi'nde, liseyi de İsviçre'nin Lozan kentindeki College Champittet'de tamamlayan Ali Nesin, 1977-1981 yılları arasında Paris Diderot Üniversitesi'nden matematikten "maitrise" derecesini aldı. Daha sonra ABD'de Yale Üniversitesi'nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, 1985-1986 arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampüsü'nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Türkiye'ye kısa dönem askerlik görevi için geldiği sırada erlerin aynı şırıngadan aşı olmasına itiraz ettiği için "orduyu isyana teşvik" iddiasıyla tutuklanarak yargılandı. Yargılanma sonunda beraat etti.
1987-1989 arasında Notre Dame Üniversitesi'nde yardımcı doçent, ardından 1995'e kadar Kaliforniya Üniversitesi Irvine Kampusü'nde doçent ve daha sonra profesör olarak görev yaptı. 1993-1994 öğretim yılını Bilkent Üniversitesi'nde misafir öğretim görevlisi olarak ge çirdi. Babası Aziz Nesin'in 1995'te ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı ve Nesin Vakfı yöneticiliğini üstlendi. 1996'dan 2022 yılına kadar İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanlığı yapmıştır. 2022 itibarıyla İstinye Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanlığına geçmiştir. Kasım 2004'ten beri de Nesin Yayınevi genel yönetmenliğini yapmaktadır ve 2011 yılından itibaren Hrant Dink Vakfı danışma kurulu üyesidir.
Ali Nesin'in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz, Matematik ve Oyun, Matematik ve Develerle Eşekler, Matematik Canavarı ve Matematik ve Ger çek adlı popüler matematik kitaplarının yanı sıra, Önermeler Mantığı, Sayma ve Sezgisel Kümeler Kuramı gibi yarı akademik matematik kitapları ve henüz birinci ve dördüncü ciltleri yayımlanan Analiz kitapları mevcuttur. Bunların yanı sıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimsel makaleleri ve Alexander Borovik ile birlikte yazdığı İngilizce bir kitabı (Groups of Finite Morley Rank), babası Aziz Nesin'in Osmanlıca el yazılarından çevirileri bulunmaktadır.
Ali Nesin'in babası Aziz Nesin ile mektuplaşmaları (diğer kitapları gibi) Nesin Yayınevi tarafından iki cilt olarak yayımlanmıştır. Matematiksel araştırma alanı "Morley mertebesi sonlu gruplar"dır. Aynı zamanda, 2003'ten beri ü ç ayda bir yayımlanan ve Türk Matematik Derneği'nin sahibi olduğu Matematik Dünyası adlı derginin sorumlu yazı işleri müdürüdür. Ayrıca, TÜBA (Türkiye Bilimler akademisi) tarafından kabul edilmiş kümeler kuramı ve analiz konularında ders notları bulunmaktadır.
Matematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıra yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır. Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) kurucu üyesidir. Nesin Matematik Köyü'nün kurucusudur. Ali Nesin dört çocuk sahibidir.
Anne, Aziz Nesin için bir melektir. Annenin erken ölümü bu imgeyi daha da güçlendirir elbet. Annesine benzeyen bir melek-kadın bulma düşüncesi yaşamı boyunca Aziz Nesin 'in peşini bırakmaz. Bunun bilincindedir de:
Benim için kadın, erişilmez, insandan ayrı, yüce bir varlıktı. Okurlarımın inanmayabilecekleri bişey söyleyeyim: Bunca kadınla yakınlığımdan sonra bile, bugün kadınları, elbet gerçekten sevdiklerimi, aynı biçimde görüyorum. O kadınlar,
biz erkekler gibi gerçek insan değil, gerçekte varolmayan, imgelememizin yarattığı birer peridirler; hiç eksiksizdirler. Bu yücelttiğim kadınlardan biri de elbet annemdir.
Benim kuşağımdan bu gizil düşüncelerle yetişmiş erkek pek- çoktur. Bunlar, eşlerinde annelerini arayan mutsuzlardır. Anne leri ne denli mükemmelse, anne lerini ne denli idealize etmişlerse, yaşamlarını paylaşacakları o mükemmel kadını hiçbir zaman bulamayacaklarından, o denli düşkırıklığına uğrayacaklar, evlilikleri o denli mutsuz sürecektir.
Bundan çıkardığım özet kanım şu: Bir anne ne denli ideal anneye yakınsa, oğlu evlendiğinde oğluna o denli kötülük etmiş olur. Oğul, boş yere o meleği, o periyi arayıp duracaktır.
Adam oğlunu arabası ile okula götürüyor yolda bir kaza oluyor ve baba ölüyor.Çocuk ağır yaralı ambulans geliyor çocuğu hastaneye kaldırıyorlar.Çocuğun hemen ameliyat olması gerekiyor ameliyat masasına yatırıyorlar.Çok geçmeden cerrah içeri giriyor ve bu çocuğu görür görmez
-Ben bu çocuğu ameliyat edemem diyor bu benim oğlum...
acıklı öykümüz bitti .Ne olup bitiyor çocuğun iki babası mı var Hayır çocuğun iki babası yok.. Babalardan bir üvey mi? Hayır.Cerrahın oğlu yaralanan çocuğa çok mu benziyor? Hayır.Son derece doğal.
Beynimizi nasıl kalıplara girdiğine çok güzel bir örnektir bu bilmece. Beynimiz öylesine kalıplaşmış ki cerrahın kadın olabileceğini yani çocuğun annesi olabileceğini düşünemiyoruz bile... kadın erkek eşitliğinden yana olabiliriz ama eşitsizlik biz ayrımına varmadan beynimize işlemiş
Aziz Nesin'in doğumgünü 20 Aralık 1915. Bu yıl 107 yaşına basacak büyük yazar. Düşündüm ki bana okuma alışkanlığı kazandıran bu büyük aydın için bir okuma etkinliği yapalım. Şöyle aramızda. Aybaşında başlayalım, yılbaşında bitirelim. Böylece bir kez daha anmiş oluruz.
Katılmak isteyen olursa kitap ismiyle birlikte lütfen belirtsin...
1-
Ikinci 'Nesil"den bir "Nesin"anlatısı. .
Oğul Ali Nesin gözünde "babam"
"Babamın gözün-de de onun babası "
#spoiler
#Dostundan çok Düşmanı vardı ..
Aziz Nesin tanıma turlarım devam ederken anı_ anlatı okumak, bazı yazarları roman ,oyun,şiirlerinden öte "yaşam "ile tanımak daha doğru geliyor ...bu
Bu ülkeye yaşamını adamış, eserleriyle dünümüze ve bugünümüze ışık tutmuş şairlerimizin, yazarlarımızın hayatını, eserlerini kaçımız biliyoruz?
Rus kökenli bir velim vardı bir gün dedi ki Rus Edebiyatının büyük yazarlarının kitaplarını okumazsan okuldan mezun olamazsın bizim orada. Sakın zannetmeyin üniversiteden bahsediyorum. Çok daha öncesi...
Bu tarz mektuplaşmalar beni çok motive ediyor. Geçen senelerde Fields'in matematik eğitimi alanında Ali Nesin'e ödül verdiğini düşündükçe hele içim kıpır kıpır oluyor. Babanın da oğlun da ne denli çok çalıştığını gormek sonra, bazı bazı özelliklerini kendimle özleştirmek... En son Vincent'ın ağabeyi Theo'ya mektuplarını okurken bu kadar heyecanlanmıştım doğrusu. Kitapta beni rahatsız eden tek unsur çok fazla para hesabını mektup üzerinden konuşmaları oldu. Oralar birazcık kırpılabilirmiş gibi geldi. O kısımları geçerek okumanızı mutlaka öneriyorum. "Galiba bende de sendeki hastalık başlayacak. Yazarak çalışmaya alıştım." Sf. 30, Ali (Aynı hastalıktan bende de var :') "Çehov'un 3. kitabını okuyorum. Büyük yazar ama babam daha büyük, adım gibi eminim buna." sf. 93, Ali "Ali, Bulgar elçiliğinde zorluk çıkartırlarsa, babanın kitaplarının Bulgarca çevrilip 5 kitabının Bulgaristan'da basıldığını söyle, etkisini gösterir." sf. 116, Aziz "Ders çalışmak koşu gibidir, ikisinde de deparla finish önemlidir; arası nasıl olsa olur." sf. 188, Aziz "Biliyorsun, ben birçok yarışmalarda 1. olamamışımdır. Ne önemi var? En üstün olduğumu ben biliyorum ya!" sf.175, Aziz "... Kafanın içine önem vermeyenlerin, dışına önem verdiklerini uzun uzun yazdım..." sf. 218