İlk resmi kayıtlara geçmiş seri katilin, kadın olması daha da ilginç bir durum. Çünkü seri katillerin erkek olduğunu düşünen büyük bir kitle var.
Locusta, resmi kayıtlara geçmiş ilk seri katildir.
Arkın Gelişin
Locusta, 1. yüzyılda Roma'da yaşamış olan ünlü profesyonel kadın Zehirci. Her gün bir parça zehir içtiği ve bu yüzden de bir süre sonra o dönemde bilinen tüm zehirlere karşı bağışıklık kazandığı söylenir. Herhangi birisi onu zehirlemek isterse bu yüzden başarısız olacaktır.
(Vikipedi)
Şu efsane seriyi tekrar okumak istiyorum. Keşke yaz tatili gelse. Eski fotoğraflara bakarken bu güzel seriyi görmek beni çok mutlu ve özlem dolu bıraktı.
1960'da ünlü yönetmen Alfred Hitchcock'un Psycho (Sapık) isimli ünlü filmi vizyona girdi. Siyah beyaz film, seri katil Ed Gein'den esinlenmişti. Annesine aşırı bağlı olan anti sosyal Norman Bates, tek başına işlettiği otelin kadın müşterilerini, ölmüş annesinin kıyafetlerini giyerek öldürür (meşhur duş sahnesi). Bu film, Amerikan halkını adeta şoke etmişti. Çünkü onlar seri katillerin potansiyelini halen idrak edememişlerdi. Aslında bu film bir yerde, bir sonraki on yılın habercisi gibiydi. Norman Bates karakteri, kişilik bozukluğu yaşayan bir adamın hikâyesiydi. Annesinin baskın karakteri sebebiyle kadınlarla yakınlık kuramıyor ve neticede cinayetler işliyordu. 1960 itibariyle ortaya çıkacak seri katiller, tam da bu profillemeye uygundu. Amerikan halkı, Norman Bates'in giriş yapmış olduğu on yıllık dilimin sonunda, belki de Amerika tarihinin en korkutucu ve inanılmaz seri katili ile tanışacağından bihaberdi. Bir ulus kendi gölgelerini göz ardı etmiş olacaktı.
Albert Fish'in Budd ailesine yazmış olduğu mektubun tam metni:
"Çok Sevgili Bayan Budd,
1894'te bir arkadaşım, Steamer Tacoma gemisinde denizci olarak denize açılmıştı. San Francisko'dan Hong Kong'a gitmek üzere yola çıkmışlardı. Limana varınca iki arkadaşı ile karaya çıkmışlar ve çok içip sarhoş olmuşlar. Döndükleri