1979 yılında Kütahya’da doğdu. Okula gitmeden iki yıl önce okumayı öğrendi; ardından, mevcut piyeslerin daha iyi yazılabileceğini keşfedip kendi piyeslerini yazarak sözcükler dünyasına girdi.
Özgün yazılar yazmanın not getirmediğini ve her kompozisyonun “giriş, gelişme ve sonuç” formülüne oturtulması gerektiğini öğrendiğinde yazı yazmanın ona göre olmadığını düşündü. Doğu Dilleri ve Edebiyatları bölümünü bitirip de artık hiçbir “edebiyat dersi” kuralının kendisini bağlamadığını fark edince özgürce yazmaya, yeni yazın şekilleri denemeye başladı.
Bazıları çeşitli dergilerde yayımlanmış veya seçkilerde yer almış onlarca öyküsü ve birkaç roman denemesi var. İlk kitabı Esrarname-Yasak İlmin Kitabı Timaş Yayınları’ndan çıktı (Şubat 2011).
Bilgelik, senin zannettiğin gibi, her şeyin bilgisine ulaşmak deği, her şeyi unutabilmekle mümkündür. Kendi bilgeliğiimle alay etmeyi öğrendim ve hayatı ciddiye almamayı başardım sonunda. Uzun bir hayat yaşamak, yaşamamak demektir.
Bütün bunların bana öğrettiği en sarsılmaz bilgi, yalnızlığının farkına varan birinin asla yalnız kalmayacağıydı. Biri çıkıp gelmezse tabii! Yalnızlık kıskanç bir yoldaştır.
Bir insan aylaksa, yapacağı iş yoksa, eli nasıl boş ise zihni de öyle boş olur. Ve fitne, girip de çörekleneceği boş zihinleri arar durur. Eğer işiniz yoksa şeytanın oyuncağı olmanız işten bile değil...
İnsanoğlunun rahatlığa alışması ve eski sefil günlerini çabucak unutuvermesi ne tuhaftır... İşte Yaradan bunun için "insan" demiştir adına. İnsan unutan demektir. Zaten unutulmasa çekilir mi dünyanın kahrı?
Nefes olarak anılan ölümsüzlükle lanetlenmiş şahsiyet, mitler, efsanelere konu olmuş, kitaplara, edebi eserlere girmiş. İyi veya kötü farklı farklı anlatımları ile karşılaşıyor. Bu kitapta da bir kısmının kalemi ile daha önce tanışmış olduğum 14 yazardan 14 çarpıcı öykü NEFES öyküsü yer alıyor.
Her bir öyküyü beğenerek okudum ve öykü olmasına kısa olmasına rağmen beni içerisine aldı. Hani bazen anlatılırken yok artık deriz, masal bunlar deriz inanmayız ya işte bu kitaptaki öyküler öylesine inandırıcı ve gerçekçi geldi ki bana, doğrudur, olmuştur dedim. Polisiye türü okumayı sevdiğim için de ayrıca çok hoşuna gitti öyküler. İçeriklerinde polisiye kurgulara rastlamak da ayrıca güzeldi.
Her biri roman kıymetinde öykülerdi. Kitapta farklı yazarların yazılarının olması okurken kopma yapar mı diye düşündüm ilk etapta ama sanki hepsi bir bütünün parçasıymış gibi ahenk oluşturdular zihnimde.
Farklı coğrafyalarda, farklı tarihlerde gelişen nefes ni kaleme alarak biz okurlarına sunan her bir yazara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Güzel bir okuma deneyimi oldu benim için.
Fantastik ile gerçeklik arasında başarılı geçişler yapan bu kitabı meraklısına, korkanına, herkeskere tavsiye ediyorum
Yazarlar:
Mehmet Berk Yaltırık
Saygın Ersin
Ozancan Demirışık
İsmail Güzelsoy
Afşin Kum
Meryem Gültabak
Funda Özlem Şeran
Emirhan Burak Aydın
Deniz Erbulak
Ayfer Kafkas
Murat Başekim
Ekin Açıkgöz
Hikmet Hükümenoğlu
Gökcan Şahin
Spoiler içeriyor!
Öyle bir kitap düşünün ki okurken sizi Osmanlı'da yaşatsın, Germiyan'ın tüm güzelliklerini hissettirsin. Öyle bir kitap düşünün ki ana karakteri küçük yaşlardaki bir genç kız olsun kadınların çarşafsız dışarı çıkamadığı zamanlarda Germiyan'ın güvenliğini sağlasın, gündüz gelin hamamına gidip geceleri kötülerle savaşsın.
Büyücüler, şeytanlar, özel güçler, Evliya Çelebi, Mevlana... Bir kitap ancak bu kadar ilginç ve sürükleyici olabilirdi.
Yazarın Kızıl Şebeke kitabından tanıdığımız İdris Bey'in maceraları bu kitapla kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı çok sevmiş, serinin devamını deyim yerindeyse dört gözle beklemiştim.
Hafiye İdris Bey, yine çözülmesi zor bir cinayeti aydınlatması için görevlendirilir. Hiçbir detayı atlamayan, gözünün önünde duran ve gerçeği görmek için daha doğrusu gözden kaçırmamak için en ince detayına kadar inen Hafiye İdris Bey, tıpkı resmin bütününe değil, fırça darbelerini inceleyen biri olarak çok zeki ve çok akıllı. Fakat okurken aklım hep Sherlock Holmes'e gidip geldi. Sanki Ayfer Kafkas değil, Arthur Conan Doyle okuyor gibiydim. Sanki daha önceden okuduğum bir kitabı tekrar ediyor gibiydim. Asla ve asla kitap kötü değil hatta kusursuz denilecek kadar başarılı yazılmış ama yukarıda belirttiğim nedenden dolayı kitap biraz canımı sıktı.Yine de okuyun. Hele hele bir Osmanlı Polisiyesi olarak biçilmiş kaftan.