1981, Almanya doğumlu. Evli, iki oğlu var. 2009-2011 yılları arasında “Bir edebiyat eylemi” Yumuşak Ge’nin yayın yönetmenliğini, 2010-2011 yılları arasında Gerçek Hayat dergisinin kültür sanat editörlüğünü yaptı. Ekim 2011’de Keyfekader Kahvesi isimli hikaye kitabı Okur Kitaplığı’ndan çıktı. Bu kitap 2011 yılı Ömer Seyfettin Öykü Ödülü’ne layık görüldü. Hikaye ve denemeleri; Yumuşak Ge,Aşkar, Hece Öykü, Dergah, avantgardé, üç jeton, İzafi, Edebi Müdahale dergilerinde ve sitesinde yayımlandı
Furkan Çalışkan ve Erkan Şimşek beyefendilerin yaptığı güzide bir adım olacağına inandığım program. İlk bölümde Gogol'u, Bir Delinin Hatıra Defteri'ni, Palto'yu ve Dostoyevski'den Puşkin'e kadar bir çok güzelliği ele almışlar. Tanışmak isteyenler için linki şuraya iliştiriyorum, iyi seyirler 🌿
youtu.be/yZZlwnl4Rec
Çok geç kalmışım Aykut Ertuğrul'un kalemi ile tanışmaya!.. Çok farklı, çok ilginç bir kalemi var yazarın. Kendinizi bazen fantastik, bazen romantik, bazen dramatik ve bazen de korku filmi izliyormuş gibi ve birçok duygu içerisinde buluyorsunuz. Kitabı yaşıyorsunuz... Geçmişin derinliklerine yolculuk yaparken aslında bugünü yaşıyorsunuz.
Aykut Ertuğrul yaptığı bir söyleşide:
"Hep okudum, ne oldu da kendimi bu kadar okumaya verdim bilmiyorum. Yaşadığımız çağda okumak çok da iyi bir şey değil aslında. Bir lanet gibi. Başka insanlar eğlenirken, biz kâğıt fareleri, sayfalar arasında debeleniyoruz. Fakat insanların dışarıda yaptıkları şeylerden aldığı hazzı biz kitap okurken alıyoruz. Bir bakıma aynı şey " şeklinde konuştu.
Kitabı okuyunca yazarın bahsettiği o kitap okurken yaşanılan hazzı yazar okura vermeyi başarmış.
Hikayelerinden anlaşıldığına göre yeniliklere açık olan yazar, mutluluğa farklı açılardan bakmayı öğretiyor bize... Hikayelerin anlamlarını zirvede aramaya teşvik ediyor okuru.
Sözün kısası, yazar kalemini kuşanmış ve hiç de sıradan olmayan üslupla harika bir kitaba imzasını atmıştır. :))
Kitabın adına baktım yaratıcı beni güldürecek öyküler bekledim. Okumaya başlayınca adının bir ironi olduğunu anladım. Gerçekten de farklıydı. Kitap günlük hayatta hepimizin karşılaştığı, çoğunluğun ötekileştirdiği, üzülüp çabuk unuttuğu hayatları anlatıyor. Olumsuz yanları ise yazım yanlışları vardı ve okuru durdurup bir şeyler hatırlatması sıkıcı geldi. Önemli kitap ve filmlere gönderme yapması ve leitmotiv tekniğini kullanması hoşuma gitti. Kitap genel olarak iyi okumanızı tavsiye ederim.
Kitabı okurken zamanda yolculuk yapıyor gibi hissettim.Bir bakmışım peri kızlarıylayım bir bakmışım Feraye teyzenin balkonunda çay içiyorum.Dedem Korkut'un masallarını dinlerken Basat'ın dilinden bi anda biksici Celalle çatışmada buluyorum kendimi.Sanki uzun bir kış gecesinde elektrik gitmiş de babaannem masal anlatıyormuş gibi...