Sana cehennem bir yürekle geldim
Dayanabilmelisin
Gül getirmedimse yokluğundandır
Dargınım sanma sakın
Gurbet geceleri zorlu feodal
Bırakma beni yanımda kal
Çok mevsimler geçti sırtımdan
Bir elektrik sızısı gibi zaman
Yokladı göğsümde direnci
Ama hep kutsal ve mahrem olanda
Sakladım sevinci
Sayfa 13 - Dayanışma Yayınları -1.Baskı- Eylül 1984
Aydım ayazdım, düşe daldım.
Parçalandım, kaldım gecene
Yaralar almış sögüt gibi dost bir insan beklerim sara beni
Yol geçer, eşkiya durmaz, firarda.
Çiçek açar bir dağdayım, yaralıyım
Gökyüzü merhaba
Sayfa 9 - Dayanışma Yayınları -1.Baskı- Eylül 1984
Marx’ı okumadan Marksizmi eleştirmek yükselen bir moda akımı haline gelmiştir. Marksizmi savunmaya artık “dinozorluk” diyenler Marksizm yerine ondan daha eski olan anarşizm, nihilizm vb akımları savunmaktadır.
Emperyalist kapitalizm dünya sisteminde insanlar, aidiyet duygularını yitirmektedirler. Aidiyet duygusunun yitirilmesi, insanları güvensiz ve zayıf kılmaktadır. Eski değerlere, eski inanç biçimlerine yönelmenin altında yatan en önemli nedenlerden biri budur.
Emperyalist küreselleşmenin oluşturduğu sistem içinde her şey var. Ancak insan yoktur. Bu sistem, insanın diğer yeteneklerden ayırıcı tüm özelliklerini yok eder.
Emperyalist küreselleşme çağında üretimin aldığı şekil, aynı zamanda buna uygun bir toplumsal şekillenmeye de yol açmaktadır. Bu sistemde üretim, insan ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmaz. Ürün, satılmak için üretilir. Bir ürünün ihtiyaç olarak görülmesi için önce toplumda böyle bir ihtiyacın olduğu yönünde istek uyandırılır. Mesela koka kola, insanın hangi ihtiyacını karşılıyor? İhtiyacını karşılayıp karşılamadığı bir yana, koka kola insanın sağlığını tehdit eden bir özelliğe sahip olduğu söyleniyor. Kolada bağımlılık yapan öz maddenin ne olduğunu Amerika açıklamıyor.