Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Bernard Minier Yorumları ve İncelemeleri
Bernard Minier yorumları ve incelemelerini, Bernard Minier kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Bernard Minier puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
574 syf.
7/10 puan verdi
Yazarlar birbirlerini yücelticem diye ne söyleyeceklerini şaşırıyorlar, gerçek düşüncelerini keşke duyabilsek. Korkunun soğuk kanatlarını üzerinizde hissedeceksiniz demiş desteksiz sallamış. Giriş kısmı kafası kesilip derisi yüzülen atla başlıyor sadece o kısmı okuyup yorum yaptılar sanırım. Ya da bende bir sorun var çünkü öyle korkacak bir durum yoktu, çok abartılı bir tanımlama olmuş. Gerim gerim gerilecek bir anlatım ya da olay örgüsü de yoktu. Son 150 sayfa hariç.
Artılarını ve eksilerini düşünerek değerlendirme yaparsam puanım düşük olurdu. Fakat konusu çok güzel, bir atla başlayan cinayet örgüsü intihar görüntüsü verilerek işlenen birkaç cinayetle devam ediyor. En ilginç ve gizemli kısmı da içinde en tehlikeli suçlulardan oluşan 85 hastanın bulunduğu enstitü. Çok sıkı güvenlik önlemlerinin bulunduğu bu akıl hastanesinin işlenen cinayetlerle bağlantısı ne? Ve milyarder Eric Lombard bu düzenin içinde nerede yer alıyor, katil kim amacı ne?
Öncelikle çok ayrıntılı, geçişlere yer vermemiş aynı sayfa içinde başka konu ya da kişilere geçiyor fakat bunu belirtmiyor, okurken anlık bir bocalama yaşatıyor. Servaz'ın Latince alıntıları, enstitüye yeni katılan psikolog Diane'ın endişeleri, yoğun karakter analizleri, farklı bakış açıları derken ritmi düşürüyor. Tasvirler çok yoğun ve kitabın başlarında gerekliydi, fakat bir noktadan sonra beni sıkıyor. Ama konu güzel kurgu sağlam, final başarılı.
Korkunun soğuk kanatlarını üzerinizde hissedeceksiniz.. diyordu kitabin kapağında. Tam da öyle oldu! Güzel bir gerilim kitabiydi. Kitabın sonuna kadar katil hakkında bir yorumda bulunamiyorsunuz bu da sizi kitabin icine çekmeye yetiyor.
552 syf.
5/10 puan verdi
Almaktan dolayı pişmanlık duyduğum serinin ikinci kitabı ilk kitaptan daha beter çıktı. Düzelir diye beklerken hüsran yarattı yine.
İlk kitapta hapisten kaçan ünlü katilimiz Hirtmann vardı, sayesinde 500 küsur sayfa boyunca oyaladı bizi yazar. Çıka çıka karsimiza lise talebelerinden oluşan dedektifcilik kurmacasi çıktı. Giriş güzeldi, bir seri katilin kurbanı misali anlatılan küvette boğulan bir ogretmenle başladı. Bu kısmı çıkarın verin çocuğun eline okur. Sonra 400 e kadar birşey olmayınca usulen gostermelik bir cinayetle devam etti. O kadar ayrıntılı o kadar laf karmaşası ile dolu ki okumak işkenceye dönüyor. İç sesler,düşünceler sayfa sayfa anlatılıyor. Boğucu bir anlatım aksiyonsuz vasat bir kurgu.
Servaz'ın kızı ve iç sesi , Jandarmanın lezbiyen bir striptizci ile ilişkisi. Polisiyede olması gerekenlerden yoksun bir kurgu ve anlatım. Kısaca vakit kaybı, önermem.
Hellooo sevgili dostlar. O kadar zor zamanlar geçiriyoruz ki hem vicdan olarak hem de mental olarak bitmiş durumdayız. Uzakta olanın elinden dua etmekten, o masum canlılara üzülmekten, yardıma ihtiyaç duyanlara el vermekten başka bir şey gelmiyor. Ben bu haldeyken o yangın yerinde yaşayanların durumunu tasavvur dahi edemiyorum.
Akıl sağlığı için bir noktadan sonra zihni boşaltmak gerek ve bunun için elbette tek kaçış noktam olan kitaplara sığınıyorum. Buz kitabını da bu tercihimden yana kullandım. Ağaçlarla kaplı, buzların arasında kocaman bir vadide yer alan ve en azılı psikopat suçluların tedavi gördüğü akıl hastanesinin etrafında geçiyor olay. Yazarın, buzlarla kaplı vadiyi tasvir edişi o kadar güzeldi ki bir parça üzülmedim değil.
Hastaneye çıkan teleferik yakınlarında başı kesilen bir at ile başlıyor soruşturma. Önce ölü bir at, sonra köprünün altında asılan bir eczacı. İkisinin arasında ki tek ortak nokta ise, parmağının ucunu bile çıkarmanın mümkün olmadığı akıl hastanesinde yatan bir seri katilin DNA’sı. Kurgu ve gizem çok güzel yansıtılmış. Çoğu zaman betimlemeler sıkar beni ama bunda asla. Keşke daha çok detay verseydi yazar
Commandant Martin Servaz Serisinin yedi kitabı yurtdışında çoktan yayınlanmış durumda. Gariban bizde ise sadece üç kitap çıkmış. Peki, bilin bakalım bu kız çıkan kitapları ne yaptı? Tabi ki hemen aldı, kitaplığına dahil etti..
Tereddütsüz polisiye seviyorsanız mutlaka OKUYUN ve OKUTUN
KitapRüyasından Sevgilerle
Roman pirenelerin karlı dağlarında geçmektedir. Yazar, dağı resmen bir karaktere büründürerek bütün doğasıyla, tehlikesiyle bize tehlikeli bir serüven sunuyor. Kapanmış bir tesisin bulunduğu yamaçta buzların içinde kesik bir at kafası teşhis edilir. Olay araştırılırken bir süre sonra bir insan cesediyle de karşılaşırlar. İpuçları olayın seyrini çevre arazide yaşayan varlıklı bir aileye ve yine o civarlarda bulunan psikolojik bozukluğa sahip katillerin tutulduğu bir tesise kadar dayanır. Aileye ait korkunç bir sır vardır, aynı zamanda tesisteki seri katillerden en tehlikeli olanının ise kaçtığı düşünülmektedir. Kitap sayfa sayısı çok olsa da her sayfasındaki gizem unsuru sizi diri tutuyor ve bir sonraki sayfaya atıyor. Konu ara ara ağırlaşsa da genel olarak çok iyi.
Aynı yazarın bir önceki kitabını çok beğenerek okumuştum, bu kitabını da çıkar çikmaz hiç tereddüt etmeden hemen aldım,bu kitabı da bir önceki gibi güzeldi çok beğendim.
Buz kitabının devamı gibi fakat bağımsız da okunabilir, kitap karakterleri aynı.
Lise öğrencisi bir genç, gece yarısı öğretmenin evinin bahçesinde yağmur altında şaşkın bir vaziyette otururken, komşu fark eder ve polislere haber verir. Polisler eve gidince öğretmenin öldürüldüğünü görürler fakat genç, hiçbir şey hatırlamadığını gözlerini bu evde açtığını söyler. O eve nasıl gittiğini bilmemektedir.
Yazar hem aksiyon hem de merak konusunu çok güzel işlemiş. Olay örgüsü zaten süper, başarılı bir polisiye, ben çok beğendim
İlk kurban bir attı. Başsız vücudu buz tutmuş bir yamaçtan sarkıyordu…
İkinci kurban bir insandı. Bedeni buzlar vadisinde bir köprüye asılmıştı…
Cesetlerin tek ortak noktası olay yerinde bulunan bir DNA’ydı. Vadinin en ücra köşesinde, suçluların tedavi gördüğü ve kimse farkına varmadan bir sineğin bile dışarı çıkamayacağı akıl hastanesinde tedavi gören azılı suçlulardan birinin DNA’sı…
Başkomiser Servaz soğukkanlı katilin korkunç cinayetlerini aydınlatmaya çalışıyor, hastanedeki yeni işine başlayan genç psikolog Diane de kendi araştırmasını yapıyordu.
Bu cinayetleri araştıranlar akıl sağlıklarını korumaya çalışırken Pireneler’in derinliklerinde, buzlar altındaki bu vadide çılgınlığın ve intikamın ürkütücü hikâyesi gün yüzüne çıkmaya başladı…
Tavsiye üzerine okuduğum kitabı kısa sürede bitirdim. kitabın konusu kadar başlangıcı ve kurgusu da sürükleyici ve bir o kadar da gizemli... Benim severek okuduğum ve tavsiye ettiğim kitaplardan birisi, Gerilim ve polisiye severler için ideal!
Okuna bilecek bir polisiye
Öncelikle herkese ıyi okumalar
Son zamanlarda okuduğum en sağlam polisiye kitaplardan biri idi buz açıkçası ilk 150 sayfa tempo olarak beni pek sarmadı ama içerdiği cinayetler ve bunların işleniş biçimi insanı okumaya mecbur bırakıyor acaba nasıl öldürdü kim yaptı gibi soruları sorup durdurdu kitap yaklaşık 300 uncu sayfadan sonra yazar artık freni patlamış kamyon gibi tempoyu artırdı bence finali biraz daha iyi olabilirdi çok sasirdimmi açıkçası hayır ama finale kadarki bölümler gayet güzeldi tavsiye edilir
Yazarımız da J.C.Grange, M.Chattam gibi Fransız ve en az onlar kadar başarılı.Ben kitabı çok sürükleyici ve heyecan dolu buldum ayrıca son sayfalara kadar da gizemini koruyor.Diğer kitabını da en kısa sürede okumayı düşünüyorum.