Cem Eroğul

Demokrat Parti yazarı
Yazar
Çevirmen
8.4/10
65 Kişi
318
Okunma
16
Beğeni
2.321
Görüntülenme

Cem Eroğul Sözleri ve Alıntıları

Cem Eroğul sözleri ve alıntılarını, Cem Eroğul kitap alıntılarını, Cem Eroğul en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözü kara sanayileşme ve tüketim çılgınlığımızla, yeryüzünü neredeyse geri dönülmez ölçüde kirlettik. İklimleri bile şaşırttık. Kültürümüz sayesinde, doğayı önce yaşanır hale getirdik, sonra da yaşanmaz.
Beyaz ya da Siyah, Güzel ya da Çirkin...
Saf nesneler ancak laboratuvarlarda uğraşarak üretilir. Yani saflık yapaydır. Gerçek dünyada nesneler, " ya şu ya da bu" değil, "hem şu hem de bu"dur.
Sayfa 25 - Yordam Kitap
Reklam
"İnsan düşüncesi kusursuz olarak toplumsaldır: kökeni açısından toplumsal, işlevleri açısından toplumsal, biçimleri açısından toplumsal, uygulamaları açısından toplumsaldır"
Laikliğin temeli, dini inançların dünya işlerinin düzenlenmesine karıştırılmamasıdır. Buna uyulmazsa, demokrasinin gereği olan uzlaşı kültürü yeşeremez. Birinin savunduğu görüşe bir başkası, Allah'ın iradesini dile getirdiğini iddia ederek karşı çıkıyorsa, Allah'la tartışılamayacağına göre, hiçbir uzlaşı umudu kalmaz. Böyle bir kör dövüşü de demokrasiyi boğar. Demokrasinin vazgeçilmez ikinci temel değeri hoşgörüdür. Bu da, toplumsal işlerde değişik görüşlerin savunulmasının doğal karşılanmasını gerektirir. Tekseslilik, tekbiçimcilik (üniformacılık, "üniforma" tekbiçim demektir) demokrasiyle bağdaşmaz. Demokrasi çoğulculuğa dayanir. Bu ses çoğunluğa ait bile olsa, tek sesin egemen olduğu yerde demokrasi kalmaz. Hele iktidarin "benim gibi düşünmeyen vatan hainidir" dediği bir ortamda demokrasi nefes alamaz. Hoşgörünün doğal sonucu da şiddetin dışlanmasıdır. Demokrasi, dövüşerek değil konuşarak işleyen bir düzendir.
Sayfa 102 - Yordam KitapKitabı okudu
D.P.'nin başarısının sırrı, bu partinin rejim içinde kalmasını bilmesi ve halkı seferber edebilmesidir. Rejim içinde kalmanın şartları, antikomünist ve lâik olmak, halkı seferber etmenin yolu ise, iktidara karşı ciddi bir muhalefet yürütmekti.
Sayfa 224 - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1. Baskı (1970)Kitabı okudu
"Eğer bir idare insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa, o memlekette ihtilâl behemehal olur."
Sayfa 174 - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1. Baskı (1970)Kitabı okudu
Reklam
Türkçe ezan
"Allah ü Ekber" ile "Tanrı Uludur" arasında, bir dil farkından öte bir şeyler vardır. Yüzyılların getirdiği ibadet alışkanlıklarının suç olmaktan çıkması, halkı manen gerçekten ferahlatıcı bir etki yapmıştır. Yasak kalkar kalkmaz, Türkçe ezanın tamamen terkedilmesi, bu zorlamanın ne kadar sunî olduğunu ispat etmiştir.
Sayfa 99 - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1. Baskı (1970)Kitabı okudu
İktisadî zorlukların artması şikâyetlerin yoğunlaşmasına yol açar ve bunun sonucu olarak da, siyasi rejimler genellikle sertleşme temayülleri gösterirler.
Sayfa 183 - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1. Baskı (1970)Kitabı okudu
Ekim 1951'de Mısır hükümeti Süveyş kanalında egemenliğin kendine devrini isteyince İngiltere bir kızılca kıyamet koparmış ve bölgeye derhal asker göndermekle bu isteğe mukabele etmişti. Biz bu buhranda İngiltere'nin tarafını tuttuk. Ocak 1952'de Süveyş'te, İsmailiye bölgesinde Mısırlılarla İngilizler çarpıştığında ve İngilizler Mısırlıları öldürüp, yaralayıp, esir ettiklerinde biz yine İngiltere'nin yanındaydık. Fas ve Tunus'ta Araplar ayaklanıp bağımsızlık için savaşa başlayınca biz bu sefer Fransızlara yakınlık gösterdik. Nitekim 13 Aralık 1952'de, Birleşmiş Milletler Siyasi Komisyonu'nda, Araplar, Tunus olayları dolayısıyla Fransa'nın kınanmasını istedikleri zaman, biz bu teklifin reddi için Fransa ile birlikte oy kullandık. Başbakan Musaddık İran'da petrol şirketlerine baş kaldırınca biz yine emperyalistlerin yanındaydık. Şah kovulunca üzüldük, şah dönünce sevindik ve basınımız Musaddık taraftarı "kızıllar"ın tevkifini alkışladı. Bütün bu yüz kızartıcı hareketlerden sonra Mısır Hükümeti Ocak 1954'te büyük elçimizi kovunca da şaşırdık. Oysa biz artık ilk millî kurtuluş savaşını vermiş Türkiye değil, emperyalizmin dümen suyuna bağlanmış bir çeşit uydu olmuştuk.
Sayfa 81 - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1. Baskı (1970)Kitabı okudu
Nasıl ki milliyetçilik başka milletleri hasım ya da hiç değilse rakip olarak görmeye iterse, bencillik de başka bireyleri hasım ya da hiç değilse rakip olarak görmeye iter. İnsanlık toplumsallığa dayandığına göre, gerçekte insanlığa en yakışan tutum bencillik değil toplumculuktur. Bu da başkalarına karşı saygılı ve yardımsever bir tutum gerektirir.
374 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.