Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Charles Freeman

Charles FreemanMısır, Yunan Ve Roma yazarı
Yazar
8.8/10
22 Kişi
75
Okunma
7
Beğeni
1.705
Görüntülenme

Charles Freeman Gönderileri

Charles Freeman kitaplarını, Charles Freeman sözleri ve alıntılarını, Charles Freeman yazarlarını, Charles Freeman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yunanca'nın kökeni
Bilim adamları, Yunanca’nın Homeros’un ilk metinlerinden beş yüzyıl önce bile konuşulduğunu öğrenince çok heyecanlandılar. Ne kadar erken olduğu ise hâlâ bir tartışma konusudur. Yunanca Hint-Avrupa dil ailesinin bir üyesidir. Karadeniz’in kuzey bölgesindeki ortak kaynaktan doğmuş ve oradan Avrupa’nın batısına yayılmıştır. Geleneksel görüş, Yunanca’nın İÖ 2000 civannda doğudan gelen istilacılarla Yunanistan’a girdiği ve zamanla yerel diller üzerinde baskın bir hale gelmiş olduğudur; bu dillerden geriye kasabalar, dağlar, ağaçlar ve bitkiler gibi bölgesel özellikleri tanımlayan az sayıda sözcük kalmıştır. 1987’de Cambridge kazıbilimcisi Colin Renfrew ce­ sur bir seçenek ileri sürdü. Ona göre Hint-Avrupa dillerinin gelişi, Neolitik Çağda, belki Yunanistan için IÖ 6000 civarı kadar erken bir tarihte, tarım terimlerinin ilk kullanımıyla birlikte oldu. Bazı arkeologlar sempatiyle yaklaşsa da, bu teori, dilbilimciler tarafından bugüne kadar yaygın bir kabul görme­ miştir. Bu tarihlerde Anadolu ve Yakındoğu’dan kalkıp Balkanlar’a ve Yuna­nistan’a gelen yeni halkların olduğuna dair bazı arkeolojik deliller var ve Hint-Avrupa dillerinin bu halklarla birlikte geldiği akla yakın görülüyor.
1952’de, çocukluğundan beri dillere ve şifreyle yazı yazmaya özel bir ilgisi olan Michael Ventris adındaki genç mimar, yüzyılın önemli arkeolojik başarılarından biri olarak kabul edi­ len müthiş bir öneride bulundu. Bazı hecelerin şifrelerini çözdü ve onlardan, yaşayan ilk Yunan metinleri olan Homeros’un destanlarındaki sözcüklere çok benzer yeni sözcükler yarattı. Bu sözcüklerden bazıları ‘çoban’, ‘bronz ustası’ ve ‘kuyumcu’ydu. Herkes ikna olmamıştı, fakat sonraki yıl Pelopon- nesos’un güneybatısında yer alan Pylos sitesindeki Mykenai sarayından, Lineer B ile yazılmış birtakım yeni tabletler çıkarıldı. Aralarından biri, bir mobilya listesiydi. Uç ayaklı bir kabın yanında, Ventris’in teorisine göre TI-RI-PO demek olan Lineer B heceleri okunuyordu. Daha erken döneme ait başka bir metinde ise bu kez, benzer iki kabın yanında TI-RI-PO-DE şeklinde yazılmıştı. Homeros Yunanca’sı üçayak ve bir üçayak çiftini tam tamına karşı­ladı. Bundan böyle kuşku duyan pek az kişi kalmıştı.
Reklam
Mykenai uygarlığı yayılmacı ve çoğunlukla saldırgandı. Kültürel açıdan Minos uygarlığından çok daha az incelikliydi, fakat on beşinci yüzyıldan itibaren bütün Doğu Akdeniz boyunca genişlemiştir. Şimdiden sonra, Girit’in istila edildiği, kültürününse sindirildiği söylenebilir. (En sonunda Mykenai ve Minos işçiliğini birbirinden ayırt etmek olanaksız hale gelir.) Kykladların hepsinde Mykenai varlığı saptanmış ve Asya anakarasındaki Miletos’ta sa­vunma amaçlı duvarlarıyla bir Mykenai yerleşimi bulunmuştur. Mykenai ça­ nak çömlek buluntulan sayesinde haritası çıkarılan ticaret yolları, batıda İtal­ ya’nın Sardinya Adası’na ve Malta’ya, doğuda ise Mısır ve Levanten sahiline kadar uzanır. Mısır’da, bazıları Nil’in çok yukarılarında olan yirmi yerleşim Mykenai çömleği üretmiş ve son olarak Teli el-Amama’da bulunan papirüs­lerin üzerlerindeki savaşçı figürlerinin, Mykenai paralı askerlerini temsil ede­bileceği ileri sürülmüştür.
Omurgası doğruysa insan her zorluğun altında demir gibi sağlam kalkar.
Reklam
Zaman kötüdür. Devran namerttir. Feleğin çarkı haindir.
Dareios askeri darbe yapıp imparator olması:
İ.Ö 525 civarında, Pers İmparatorluğu Batı Asya çapında yayıl­ mıştı. Ne var ki, Kambyses önemli iç ayaklanmalarla karşı karşıya kaldı ve ölümünden kısa bir süre önce, 522’de generallerinden biri olan Dareios tara­ fından askeri bir darbeyle devrildi. Dareios önceki Pers kralı Ahameniş’in soyundan geldiğini iddia etti ve imparatorluğun merkezi bölgelerinde taraftar kazanmak amacıyla özgeçmişini başanyla kullandı. 520 civannda, Dareios askeri ve örgütsel dehasını ayaklanmaları bastırıp, imparatorluğu istikrara yeniden kavuşturarak kanıtlamıştır. Başarıları İran’ın kuzey batısındaki Behistun’da, 80 metre yüksekliğindeki bir kayaya oyulan büyük bir yazıtta, Elamca, Akadca (Babilliler ve Asurlular tarafından kullanılan çiviyazısı) ve eski Pers dilinde olmak üzere üç dilde ilan edilmiştir. (On dokuzuncu yüzyıl arkeolojisi­ nin önemli başarılarından biri de, Ingiliz Henry Rawlinson’un Akadca’yı, bu yazıyı kopyalayarak çözümlemesidir.) Kontrolün geniş ovalar ile Afganistan’ı, Pakistan’ı ve bugünkü İran’ın doğu bölümlerini oluşturan dağlar boyunca pekiştirildiği seferler devam etti. Dareios, 514 civannda Hellespontos’u geçe­rek Trakya’ya ulaştı ve yerli İskit halklarına karşı bazı etkisiz seferlere girişti. İmparatorluk, Dareios’un kral atalannın ardından, genellikle Ahameniş İmpa­ ratorluğu olarak bilinir.
Sayfa 92
Perslerin Mısır işgali:
Böylesine muazzam genişlikteki bir imparatorluğun varlığını sürdürmesi, ağırlıklı olarak Kyros’un enerjisine ve karizmasına bağlıydı. Ölümünden sonra ardılı, oğlu Kambyses, Mısır ve Kıbrıs’ı fethederek imparatorluğu daha da geniş­letmede başarılı oldu. Pers orduları, Memphis’i kuşatma altında tutarak Kral III. Psamtik’i mağlup edip, İÖ 525’te Mısır’ı fethetti. Şehir düştü ve bazı kay­naklara göre, ülkenin yerli Mısırlı krallarından sonuncusu, zafer çığlıklan içinde Perslerin başkenti Susa’ya götürüldü (diğer kaynaklara göre, kral Memphis’te idam edilmiştir). Mısır tarihinde, aralarında Persler, Yunanlılar ve Romalılar gibi, merkezi yöneticiye karşı duyulan yüzlerce yıllık sadakat geleneğini, kendi çıkarları için kullanacak yabancı yöneticilerin olduğu yeni bir evre başlamıştı.
Sayfa 91
Kyros'un imparatorluğu
Kyros’un Yunan kıyılarını fethini, büyük olasılıkla Orta Asya ve Afganis­ tan kadar uzak diyarlara yaptığı seferler izledi. En sonunda, Mezopotamya’nın verimli ovalarındaki Babil Ülkesi’ne yöneldi. Babil Devleti büyük bir savaşın ardından (İ.Ö 539) düştü ve Kyros kendini hem batının hem de sınırlan Mısır’a kadar uzanan güneyin efendisi olarak buldu. Yeni tebaası arasında, denizci­ leri imparatorluk donanmasına insan gücü sağlayan Fenikeliler de vardı. Doğudan batıya 4-000, kuzeyden güneye 1.500 kilometrelik muazzam genişlikte bir alana yayılan Ahameniş imparatorluğu, altı milyon kilometrekarelik yüzölçümü ve otuz beş milyon olduğu tahmin edilen nüfusuyla, en geniş sınır­ larına ulaşmıştı. Sahip olduğu toprakları öylesine çeşitli ve kontrol edilemez­ di ki, birçok durumda otoriter bir yönetimin dayatılması imkânsızdı. Kyros’un dehası bunu kavradı; Krallann Kralı ve Pers tanrısı Ahura-Mazda olarak yüce otoritesi tanındığı sürece, yerel kültürler ve dinler rahatça gelişebilecekti. Yahudiler Babil’in kontrolünden kurtulup özgürlüğe kavuşmalarını coşkuyla karşıladı. Kyros, Yeşeya’da, Yehova’nın meshettiklerinden biri olarak kurtarıcı ilan edildi. Pers sanatında, bazılarına Krallar Kralının huzurunda silah kuşan­ma izni verilen yabancılar, vakur insanlar olarak gösterilir.
Sayfa 91
205 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.