Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hartmut Schickert

Hartmut SchickertHititler yazarı
Yazar
8.7/10
19 Kişi
80
Okunma
1
Beğeni
1.198
Görüntülenme

En Eski Hartmut Schickert Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hartmut Schickert sözleri ve alıntılarını, en eski Hartmut Schickert kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demir madenî hakkında
Demiri MÖ 6.binyılın Mısırlıları da tanıyordu: Bu döneme ait demir süs eşyalarına rastlanmıştır. Tam anlamıyla gökten inmişti bu demir: Bazı meteorlar neredeyse tümüyle demir-nikel alaşımından oluşur. Bu nedenle Mısırlıların demire "göğün armağanı", Sümerlerinse " göğün madenî" demelerine şaşmamak gerek.
Sayfa 214Kitabı okudu
Erken demir eserlerinin çoğu Anadolu'da bulunmuştur ve sadece Alacahöyük'le sınırlı değildir. Yapılan istatistiklere göre, birinci sırayı Hattuşa almaktadır. Jane Waldbaum'un yaptığı değerlendirmeye göre, Anadolu'da bulunan, Tunç Çağı'na ait 33 demir eserden 19'u Hitit kökenlidir.
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
Hititler'de demir madeninin önemi
Hititlerin, Asurlularla ticari ilişkilerinde de demir önemli bir rol oynuyordu; o zamanlar demir, gümüşten kırk kat daha değerliydi (altınla gümüşün takas oranı ise 1:7 idi)
Sayfa 219Kitabı okudu
"Yeni bulgulara göre Troia'nın, Yunanistan'ın değil Anadolu'nun kültürel bölgesine dahil olduğuna, gerek kamu gerekse bilim dünyası henüz alışamadı."
Sayfa 303Kitabı okudu
Belli bir baskı olmadıkça, soylular alıştıkları ayrıcalıklardan kolay kolay vazgeçmezler.
Sayfa 312Kitabı okudu
İlgi duyan hayalperestlere ne demeli?
İlyada'da geçen Olympos tanrılarından hiç söz etmeyelim: Bencillikleri yüzünden insanoğlullarını acımasız anlamsız savaşlara sürükler bu tanrılar.
Sayfa 326Kitabı okudu
Reklam
Ankara'nın yaklaşık 150 km doğusunda, İç Anadolu'nun dağlık bölgesinde bulunan otelimizin teras katında oturmuş, günün yorgunluğunu çıkarıyoruz. Bu yörede yaşanmış büyük değişikliğin izini sürdüğümüz için buradayız: Koca bir kent, ardında neredeyse hiçbir iz bırakmadan yok olup gitmiş; o zamanın ölçütlerine göre büyük bir kent, bir dünya imparatorluğu metropolü.
Bir zamanlar bu kent küçük vadinin ardındaki yamaç ve tepelerin eteklerine kadar uzanıyordu ve en az 800 yıl ayakta kalmıştı; Bu kentin en büyük hükümdarları en güçlü dönemlerinde, Küçük Asya'nın batı kıyılarından Kafkaslar'a, Karadeniz'in kuzeyindeki dağlardan Suriye içlerine ve Mısır'la ortak bir sınırın bulunduğu Lübnan'a dek uzanan bir imparatorluğu yönetiyorlardı.
Siyaset, ekonomi ve -varsayalım ki- yönetim tekniği açısından o kadar mantıklı hareket eden bu insanların, iki istisna dışında, başkentlerini hep buraya inşa etmiş olmaları anlaşılır gibi değil. Sık sık çevredeki soyguncuların saldırısına uğrayan bir yerdi ve imparatorluğun diğer ucuna hızlı atlı ulak bile ancak üç haftada ulaşabilirdi; kısacası, koca imparatorluğun bir uç kenarıydı. Üstelik, ilk başkentleri olmadığı ve içlerinden birisi tarafından lanetlendiği halde seçmişlerdi bu yeri.
Kendimizi aşağı yukarı on bir derece kuzeydeki Hessen Eyaleti'nin dağlık bölgesinde yani evimizde gibi hissediyoruz. Isının geceleri bu kadar düşmesinin bir nedeni, bu yerin deniz seviyesinden 950-1250 metre yüksekte olması; diğer bir nedense, güneşin batışından sonra her akşam aynı saatte çıkan güçlü rüzgâr. Rüzgâr kuzeyde bulunan 2500 metre yükseklikteki dağlardan soğuk soğuk esiyor. Kızılırmak vadisini geçiyor ve tekrar İç Anadolu dağlarının yamaçlarından yukarıya savruluyor.
181 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.