Hilafet ve Saltanat kitabının son kırk sayfasında bu reddiyelere değinerek şöyle diyor:
Ben geçenlerde bir üniversitemizde
Hilafet ve Saltanat hakkında ne düşünüyorsunuz diye sınav sorusu olduğunu işittim. Bizler talebelerimize bunları anlatmazsak gidip ecnebilerin görüşlerinin yer aldığı eserleri okumaları daha mı iyi olur? Ayrıca ben
Ehli Sünnetin önde gelen isimlerinin eserlerinden faydalandığımı söylüyorum, sizler bunu demekle bu eserlerin mühim konularını reddettiğinizi bilmiyor olamazsınız.
Bilin ki öğrenilmesi için çaba harcanilmaya en layık olan ve bilinmesiyle hedefe ulaşılan şey
elde edilmesiyle Allahın rızasına erişilen bilgidir. Bu meziyetleri kendisinde toplayan vahiydir"
Şurası kesindir ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. Ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar." (Yunus, 10/44)
Allah insanlara onların hidâyeti anlayıp kabullenebilecek kapasiteler vermedikçe, onları hidâyetiyle sorumlu tutarak onlara zulmetmez. Hidâyet yollarını kapatarak onlara zulmetmez.
Hattâ bunun da ötesinde elçiler ve kitaplar göndererek onlara kendisini ve istediği kulluğu açık, açık anlatmadan, onları elçileri ve kitaplarıyla uyarmadan onların yaptıkları yanlışlarından ötürü cehennemine göndermez. Her bir dönem uyarıcılar göndererek insanları azapla, cehennemle, cennetle uyardıktan sonra yine de uyarılmak istemeyen ve kendileri için, ateşi tercih edenler için, sizler cehennemi boylayacaksınız tehdidinde bulunmaktadır Rabbimiz.Ve sonunda bu akılsızlar hâlâ bu tehdidin gereği davranışlarda bulunmuşlarsa, duymamaya, görmemeye, akıl etmemeye ısrarlı bir tavır takınmışlarsa; elbette bu insanlar cehennemi boylayacaklardır. Bu konuda hiç kimsenin her hangi bir itiraz hakkı da kalmamaktadır.