Gerçek bu idi, yalın ve basit, görmemek için çok uğraştığım gerçek. Ve bu hiç de güzel değildi. Aslında yaşlı ve çirkindi, ve ben ona baktıkça daha da çirkinleşiyordu.
Kitabın konusu hikaye tadında olsa da aslında kişisel gelişim türünden bir kitap. Sesini yitiren bir hikaye anlatıcısının sesini kaybettikten sonra yaşadıklarını korkularını, aile yaşamını, sesini kaybetmeyi kabullenemeyişini yazar kendi başından geçenleri anlatmış kısacası. Yazar kendi başından geçenleri, geçmişten günümüze kadar gelen hikayelere dayanarak anlattığı için ortaya gerçekten okuması kolay, kolay olduğu kadar da, satır aralarında kendinize yaşam hakkında dersler de çıkartacak bir roman ortaya koymuş...
Uzun zamandır rafımda duruyordu ve kitaptaki bazı öğretiler gibi insan gözünün önündeki hazineyi bazen fark edemiyor. Olaylar insanda üzüntü yaşatsa bile çok değerli tecrübelere şahit olmanıza fırsat tanıyor. Üzüntülerim yoğun olduğu yazıların arasına yerleştirdiği hikayeler hem eğlendiriyor hem de bir şeyler öğretiyor, çok ilginç bu zıt şeylerin bir arada uyum içinde olması. Hayatta başımıza gelen zorlukların o an bir nedeni olmuyor ama üzerinden zaman geçtikten sonra bazen bir neden görebiliyoruz. Travmalardan büyük bilgelikler doğabiliyor. Gelen acı olaylar, insanı çok fazla büyütüyor. Bu kitap hakkında kişisel görüşlerimin hepsini yazmak istesem bir bu kadar kitap da buraya ben yazarım desem çok abartmış olmam. Kitaptaki olaylar kendi yaşantımla çok bağdaşıyor ve o yüzden en az bende kitaptaki kadar söz edebilirim diye düşünüyorum. Eğer elinize bu kitabı okuma fırsatı geçtiyse bilin ki çok şanslısınız.
Bu kitap bana çok farklı bir bakış açısı kazandırdı okumanızı aşırı bir şekilde tavsiye ediyorum gerek aralarda giren kısa hikayelerle gerekse karakterin yaşadığı olaylar akıı hiç bozmadan sizi sürükleyip götürüyor