Kitapların bu kadar pahalı olduğu bir dönemde öneri üzerine araştırarak kitap almayı tercih ediyorum.157 sayfalık bu kitabı 68 sayfaya kadar zor okudum.İlk defa bu yazım şekliyle kitap okuyorum sürekli biz hitap şekli ile anlattığı için ne karakterlere ne de konusuna adapte olabildim hiç ama hiç sevmedim.Konusu güzel ama yazar resmen bu konuyu harcamış.
Yüzücüler kitabıyla karsılaştırınca dilin benzerliğini farkediyorsunuz. Birinci coğul anlatıcı örnegi bir kitap okumamıştım,bence bu kitap güzel bir örnek.
Uzun bir araştırma sürecinden sonra yazılmış. Verdiği örneklerdeki insanlar hem bir topluluğun temsili hem de topluma zoom yapınca görünen kişisel fotograflar. Eski bir fotograf albümüne bakar gibiydi okurluk deneyimim. Her karede bir anı vardı ve albümün adı tanıtım yazısında dediği gibi "Amerikan Rüyası" idi.
1900ler'de kimi Japonya'nın şehirlerinden,dağ köylerinden,balıkçı kasabalarından yola çıkmış, ellerinde sadece fotoğraf ve birkaç mektupla,hiç görmedikleri müstakbel eşlerine kavuşmak ve mutlu bir yaşam arzusuyla binlerce kilometreden bambaşka kıtaya Amerikaya gelen bir grup japon kadının hikayesi.Evlilikleri,kocalarıyla,çocuklarıyla ilişkileri,hayal kırıklıkları,pişmanlıkları,sevinçleri, herşekilde sömürülmeleri,kültür farklılıkları,amerikan halkı ile ilişkileri,hayatta kalmak için seçtikleri yollar detaylıca anlatılmış.Hüzün,yoksulluk,göçmenliğin zorlukları,kadın ve erkeklerin düşünceleri,davranışları,bakış açıları dünyanın neresinde olursanız olun hep aynı.Değişen sadece isimler ve yüzler.Üslüp ve anlatım tarzı muhteşem.Bir satırda birçok hayatı aynı anda anlatıyor.Kitabın sonunda anlatıcı değişiyor ve hikayeyi birde Amerikalılar açısından okuyup değerlendiriyorsunuz.Gerçekten bir başyapıt.Çoğu yerde boğazınız düğüm düğüm oluyor.Yaşadıkları olaylara hem üzülüyor hemde kızıyorsunuz.Gerçekten çok beğendim.Kesinlikle tavsiyedir.