“sayıyorum, geriye doğru.” diye fısıldıyorum.
"nasıl yani?”
“başına ne geleceğini bilmediğin zamanlarda, en azından bir sonraki sayının ne olacağını biliyor olmak insanı rahatlatıyor.”
“Ne düşünüyorsunuz?” diye soruyor hemşire.
“Sayıyorum. Geriye doğru” diye fısıldıyorum.
“Nasıl yani?”
“Başına ne geleceğini bilmediğin zamanlarda en azından bir sonraki sayının ne olacağım biliyor olmak insanı rahatlatıyor.”
Sorunları, onlarla karşılaştığın anda halletmelisin bence. Aynen bulaşıkları yıkamak gibi. Sonunda üzerlerinde çıkarmak için çok uğraşılacak kurumuş yemek artıkları duran dağ gibi bir bulaşık yığınıyla baş başa kalmak istemezsin.
'' Pearl’le evlendiğinde senin için her şey yüzde yüz müydü? ''
'' Bence aşk böyle ölçebileceğin bir şey değil. Her bir parçamın hayatımın sonuna dek onunla olmak istediğini biliyordum. Elbette zor tarafları vardı onun da, kimin yok ki? ''
'' Bu zor taraflarla nasıl başa çıktınız? ''
'' Asıl bu zor taraflar sevgimin büyük bir bölümünü kapsıyordu. Hatta bu zor tarafları yüzünden onu daha da çok sevdim. ''