Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Misli Baydoğan

Hu Diyen Karga yazarı
Yazar
Çevirmen
8.9/10
203 Kişi
571
Okunma
73
Beğeni
5,8bin
Görüntülenme

Misli Baydoğan Gönderileri

Misli Baydoğan kitaplarını, Misli Baydoğan sözleri ve alıntılarını, Misli Baydoğan yazarlarını, Misli Baydoğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyi insanların varlığını bilmek, dünyanın yörüngesinden emniyet duymak gibidir.
Sayfa 378Kitabı okudu
İnsanın isyan ederek tüm inandıklarından yüz çevirmesiyle, yerlere kapanarak hamd etmesi arasında bazen sadece birkaç saniye oluyor. Ve sonra seneleri yazıklanıp kendine kızmakla geçiyor. Öyle insanlar tanıdım ki, zorluklarla ve bir insanın başına gelmesi en beklenmedik sınavlarla mücadele ederken düştükleri yerden 'Allah” diyerek kalktılar.
Reklam
Ancak saklanmak isteyen insan karanlığı özleyebilir.
Ölmek isteyip de ölememenin ne olduğunu bilen insanlar, aynı anda ya da farklı zamanlarda bulundukları Yusuf'un kuyusu gibi bir evrensel acı çukurundan belleklerinde hep izler taşırlar. Diğerlerinden farklı, boş vermiş görünümleri altında, tam teslimiyet ile açıklanabilecek ve ayaklarının değilebilecek en dibe basmış olmaklığından ötürü yedikleri bir tür deli damgasını, istiklâl madalyası gibi yakalarında taşırlar. İnsanın dayanamam sandığı ağır sınavların ardından neden ben dememesi ve oturup muhasebeye girişmemesi, kendisinin bir kum zerresi kadar yer tutarak içinde bulunduğu bir düzenin işleyişini idrakle ödüllendirilir. Döner... Her şey döner... Bırakınca iradeni, bir ses duymaya başlarsın... O sesi duyduktan sonra da bir daha onmazsın... Döner başın... Masa döner... Suyunu tabağa salmış, çekirdeklerin kenarlara tutunduğu kavun tabağı döner... Leblebiler, bademler, kabak çekirdekleri döner... Elin bardağı bir türlü denk getiremez, bardak döner... Etrafında sana doğru büyüyerek bakan, çiftlerce göz olur... Bir şeyler derler, soru sorarlar, sesleri beyin zarında yankılanır, sözcükler birbirine karışır, anlaşılmaz birtakım harf yığınları arasından bir tek adını anlarsın, döndün geriye doğru gittin gittin de kulağına adını sesliyorlar sanırsın...
Sayfa 323Kitabı okudu
Tüm renkler bizim kafamızda. Benim yeşilim başkasının yeşili değil oysa. Kırmızım başkasının kırmızısı değil.
Sayfa 279Kitabı okudu
Çünkü sormak, ardından başka soruları, başka sorular karşılıklı soruları ve onlar da bitmek tükenmek bilmeyen başka bir sürü ardı ardına cümleyi, sözcüğü, havada uçuşan noktalama işaretlerini getirir. Bir kez başlayınca artık bunu durdurmanın yolu yoktur. İnsan konuşması beklenen ortamlarda gizlerini korumak için olmadık numaralar çevirmek, sözlerine taklalar attırmak, bir hayli gayret sarf etmek durumunda kalır. Oysa susmanın vergisi yoktur. Susarsın. Çok zorunlu kalınca kısa, mümkün ise tek, hadi bilemedin iki kelimelik cevaplar verirsin. Arkandan ağırbaşlı derler. Dalgın derler. Çok çok ketum derler. Desinler.
Sayfa 275Kitabı okudu
Reklam
Zekeriya Bey sık sık, madem buralarda aradığın huzuru buluyorsun, o halde bir cuma sen de gel kabristana ne olur, diyor. Bana kendimi daha iyi hissetmem, kendim ve Işık için en doğru şekilde hareket etmem konusunda yaptığı uyarıların, verdiği telkinlerin ve ısrarların pek çoğundan zaman içinde vazgeçti. Beni kendi halime bıraktı. Ancak kabristana onunla ve Işık'la birlikte gitmem konusundaki hatırlatmalarından, bunu ne kadar çok istediğini ve bir gün inadımın kırılmasını beklediğini her fırsatta bana belli etmekten vazgeçmedi. Gitmek lazım, toprağı avuçlamak, oturup dua etmek, o otları tek tek yolup temizlemek, mermeri sıvazlamak lazım, diyor. Bu, orada yatandan çok biz arkada kalanlar için mühimdir, yoksa amacımız duanın izlediği yolu, mevtanın başına gidip bu dünyanın ölçüsü ile kısaltmak değildir, diye bu kaçınmayı artık daha fazla sürdürmemem gerektiğini bana bıkıp usanmadan anlatıyor.
Sayfa 275Kitabı okudu
Bu yazma işine hiç bulaşmasam iyiydi. İnsan bir yandan yazarken bir yandan da anahtar aradığı dolu bir çantanın içini, eliyle alt üst eder gibi, iç dünyasını karıştırıp kurcalamaya başlıyor. Elime çokça safra geliyor. Bütününden kini kopmuş, işe yaramaz, işlevini yitirmiş bir dolu duygu ve düşünce kırıntısı. İşime yaramıyorlar. Ne de onları oradan alıp, temizlemek biraz boşaltmak mümkün olabiliyor.
Sayfa 278Kitabı okudu
Tarih atmak geleceğe dair bir hesabı olanların işi. Zamanın burası ya da orasında olmayı umursayanların, kendisi için hazırlanıp tasarlanmış bir son olduğunu düşünmeyi tercih edenlerin. İnsan hayatının bir döneminde kendini seçilmiş hissediyor. Bir görevi olduğuna, bu dünyada bulunuşunun ölümlü bir aklın sınırlarını aşan uhrevi bir amaç taşıdığına inanıyor. Sonra şansı varsa bu sanrıdan sıyrılıyor. Sıradanlığın çıplak et kadar yavan yüzeyine alışıyor. Yavanlaşıyor Kalabalıkta oradan oraya giden siyah, kahverengi sarı, kızıl ya da et rengi noktalardan biri oluyor.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.