"Yolda bir çikolata dükkanı gördüm ve burası gözüme, Guy de Maupassant romanıma gömülmek için mükemmel bir yer olarak gözüktü, hemen günlüğüme sarıldım."
"Bugün için neler yapacağıma göz gezdirmek için çantamdan, içinde notlarımın ve haritalarımın bulunduğu kara kaplı defterimi çıkardım. Romanımın üstünde çalışmak ve hayalimi süsleyen yerleri görmek listenin birinci sırasındaydı."
Yeni yıl etkinliği olarak kitap takasından elime ulaşan bu kitap meğer bir vampir serisinin ilkiymiş. Oldukça basitti. Gençler beğenebilir sanırım.
Tek ilgimi çeken kitaplarla ilgili bölüm oldu.
"Yolda bir çikolata dükkanı gördüm ve burası gözüme, Guy de Maupassant romanıma gömülmek için mükemmel bir yer olarak gözüktü, hemen günlüğüme sarıldım."
Fena değil. Fakat bazı yerler gerçekten sıkıyor. Ben içinde aşk olan pek kitap okumadığımdan mı bilmem lakin önemli olaylardan çok birden fazla tekrar edilen gereksiz-bence- aşk paragrafları kitabı okumamı zorlaştırdı. Ve kitap bitmiyor yarıda kalıyor. 2.side yok sanırım.
Galiba satın aldığım kitaplar ile gelen bir promosyon ürünüydü ve kısa olması nedeniyle hızlıca göz atıp bitirmek istedim. Fakat 232 sayfa bir türlü bitmek bilmedi.
Bir kitap ne kadar klişe olabilirse o kadar klişe, tasvirler, betimlemeler ne kadar yüzeysel olabilirse o kadar yüzeysel. Fakat garip huyum nedeniyle başladığım bir şeyi bitirmezsem içim rahat etmiyor ne yazık ki. Bu nedenle kendimi iyi niyetimin ve kötü bir kitabın kurbanı olarak görüyorum. Böylesine kötü olması nedeniyle de tek bir olaya bile etkisi olmayan, vampirler tarafından korunup kollanan güzel kızın, bön bön izlediği bu hikayeyi bu paragrafın ardından unutmak istiyorum. Şeytan görsün yüzünü.