Sakin sakin ilerleyen bir Alman taşra polisiyesi okudum,bitti. Fena değildi aslında okunabilir düzeydeydi büyük beklentiyle başlanmazsa sakince okunur. Beni asıl rahatsız eden şey kadın yazarımızın kadınların dertlerini önemsiz bulduğu için erkek karakter yaratma isteği oldu. Kitabın sonunda açıklama yaparken bunu yazmış. Tüm kitap boyunca hiç rahatsızlık duymadığım durum yazarın bizzat kendisi tarafından gözüme sokularak rahatsızlık yarattı. Neyse seri üç kitaptan oluşuyor ve ben devamını almış bulundum yavaş yavaş okurum bilahare.
İyi, eğlenceli bir seri... Okumalı mı? Okumalı... çok mu iyi... hayırr. Bazen çok iyi kitaplar da okumamalı... Kafa dağıtalım...Molada elimize bir şeyler alalım. Öyle bir kitap.
#okumalimi #kitap #polisiye #polisiyeroman #mizah #kitapçekilişi #kitaptavsiyesi
Üçlemenin en sonuncusu olmasına rağmen Bence en kötüsüydü. Sanki zoraki olarak yazılmış. Ilk iki kitabı okuyup bunu okumadıysanız hiçbir şey kaybetmemişsinizdir boşuna zaman kaybı.
Serinin 2.kitabı. Yine aynı polis Franz bu kez bir lise müdürünün cinayetini çözmeye çalışıyor. İlk kitapda da olduğu gibi kitap sonunda büyükannenin yemek tarifleri var. Polisiye severlere tavsiye ederim.
Üzerinde üç beyaz şerit olan yeşil-mavi bir eşofman giymişti. Üzerinde söyle yazıyordu; Abidas. Çek Cumhuriyeti'ndeki Vietnam pazarından alınmış kötü bir taklit. Artık taklit etmeye çalışmaktan bile vazgeçmişlerdi anlaşılan.
Hayatta çeşit çeşit insan vardır. Kimisinin omzunda şöyle hafifçe dokunursun, ne demek istediğini anlar. Kimisinin de aklının çalışması için kafasına tahtayla vurman gerekir.
Taşrada yaşan orta halli bir polisin etrafında gelişen olaylar ve 4lü cinayet. Anlatımı oldukça basit liseli bir gencin günlüğü gibi. Biraz da komik, eğlenceli. Polisiye sevenlere basit gelir ama tavsiye ederim.