Sedat Cereci sözleri ve alıntılarını, Sedat Cereci kitap alıntılarını, Sedat Cereci en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman akıyor. Siyahlığında günahların perdelendiği bir gecenin biraz daha uzamasını dilemenin hiçbir anlamı yok. Aydınlık, er geç cürmümüzü bir ucundan yakalayıp, yüzümüzü utanç kırmızısına boyayacak elbet. Hiçbir suç sahibinde kalmayacak.
Zaman akıyor. Her şey, olmak zorunda olduğu hal üzere, her şey yazgısına tutsak akıyor.
Bilinen bir çağa açılır kapı.
Şehirler kirli, kelimeler ucuz, bilginler şaşkındır.
Ölüm gelir insanın aklına amma,
yaşamaya doğmuştur bir kere.
Yaşayacaktır.
Popüler kültür büyük ölçüde, çağdaş koşullar nedeniyle sorun yaşayan insanları sorunlarından geçici olarak uzaklaştıran eğlenceli ürünler üretmekte ve bunları televizyon aracılığıyla yaymaktadır.
Televizyon, kendine özgü bir kültür üretip bu kültürü geleneksel kültürlere alternatif olarak sunarak pek çok toplumda kültürel dönüşümün birincil etkeni olmuş bir araçtır.
Yaşamın büyük bölümünde egemen olan televizyon, ortak noktalara çektiği dikkatler ve oluşturduğu tutumlarla izleyiciyi de yayınları gibi birbirine benzeştirmekte, tek sesli, renksiz bir kitlenin ortaya çıkmasına neden olmaktadır..
Gerçekten özgür olmak, 'kendine uygun olabilmek', her şeye rağmen 'kendisi' kalabilmektir de. Bu da fıtrata sadık kalmak, fıtrata uygun yaşama yolunda mücadele etmek demektir. Kadın özgürlüğü hareketlerinin açmazı da buradadır işte: Kadınların ezilmişliğine son vermek isterken, özgürleştirme adına kadın için erkeğin konumu talep edilmektedir. Oysa erkeğin 'egemen' konumu, eleştirilerin asıl hareket noktasıdır. Egemenlik için erkeklerle mücadele etmenin soylu bir yanı olmadığı gibi, böyle bir hedef adına ter dökmek kimseye gerçek bir özgürlük sağlayamayacaktır.
Ey esef,
Ey hüzün, ey keder...
Ey bir zamanlar aziz iken
Tuğyana dalınca zelil olanlara çöken gam!
Dün saraylarında kral gibi yaşayanlar
Bugün küfür beldelerinde köle oldular.
Onları görsen hayretler içinde kalırsın,
Üzerlerinde hiç işaret kalmamış İslâm'dan,
Üzerlerinde rengarenk zillet giysileri!
***
İşte kalp böyle felâketlere ağlar, erir,
Kalpte iman, kalpte İslâm varsa eğer.
■ Ebul-Beka Salih b. Şerif er-Ründî
Teknolojinin olanaklarından sınırsız ölçüde yararlanan televizyon, egemen gücüyle insanlara nasıl konuşacaklarından ne giyeceklerine, hangi durumda ne kullanacaklarından ne zaman ağlayacaklarına kadar her şeyi öğretmektedir.
Televizyonun tüm dünyaya yaydığı ve çekici unsurlarıyla yeni bir yaşam biçimi oluşturan popüler kültür, sayısız insana nasıl yaşayacağını, nelerle uğraşacağını, nerede okuyacağını, ne tüketeceğini, nasıl saygın bir toplumsal konuma sahip olacağını öğretirken insanları da televizyona bağımlı hale getirmektedir.
“ Türk basını hiçbir zaman ülke insanını tam olarak yansıtmamış, onun sesi olmamıştır ama; geçmişle olan bağlarından koparılmış kimliksiz insanları, bilinmeyen yanlara doğru savurmayı başarabilmiştir.”
Batı, sömürdüğü toplumlara, hepsi de seküler kavramlar olan anayasa, demokrasi, parlamento, siyasi partiler, sosyalizm, milliyetçilik v.s.'den oluşan politik fikirler bağlamında politik kültürünü aşılar.