"Ha bu arada sonradan öğrendim bir olay oluyor tribünlerde. Birinci devrede mağlubuz ya. Saraçoğlu tribünde Recep Peker'e takılıyor. Orada Adnan Akın var. Onu çağırıyor. Oğlum bugünkü Beşiktaş'lının hali ne böyle, diyor. Adnan, aman paşam bu Beşiktaş takımı belli olmaz, hiçbir takıma benzemez, bitiş düdüğünden evvel kimse bu takım yenildi diyemez, diyor. İnanmıyor ama peki diyor Saraçoğlu. Ve Beşiktaş' ın öyle ağır bir durumdan ayağa kalktığını görüyor gözleriyle. Beşiktaş takımı elbet kalkar. Beşiktaş yalnız orda mı bütün kentlerde İzmir' de de maç yaptı. Olmaz demeyin yani, Beşiktaş takımı yapar. Beşiktaş takımı bir tarihte birinci devreleri hep mağlup bitirirdi. Küçümsemiştir rakibini de ondan olmuştur. Ama ikinci devrelerde, ilkinde kaç yediysek fazlasını atardık. Ne derlerdi bir ara? Beşiktaş avans veriyor derlerdi. Bir süre böyle gittik...
Trabzon futbolu özelinden ülke futbol geçmişimize bir bakış. Ciddi bir araştırma ve emek olduğu görülüyor kitapta. Birkaç tespitim var : Tekrarlı ifadeler epey fazla, cumhuriyet dönemine de ince ince göndermeler var. Geçmişi değerlendirirken o dönemin şartlarıyla değerlendirmeyi pek beceremiyoruz maalesef. İlave olarak 70 li yıllardaki trabzonsporun başarıları ve renklerinin bordo maviye evrilmesi çok hızlı geçiştirilmiş. Buralarda biraz daha durulabilirmiş diye düşünüyorum.
Trabzon'da futbol sadece toplumun modern anlamda dönüştürülmesi değil; kentin 'bölgesel öncülük' misyonunun yerine getirilmesi bağlamında da kentin ileri gelenlerinin ilgisini çekecekti.
Trabzon futbolu üzerinden Türkiye'de futbolun gelişimi, insanların futbola olan bakışları, futbol kulüplerinin toplumu geliştirmek, sosyalleştirmek için aldıkları sorumluluklar anlatılıyor.
1920'lerden 1970'lere kadar sporun amacının; insanları bedensel olarak harekete geçirmek, mücadele etmek ve keyif vermekten, ne olursa olsun kazanmaya evrilişinin de bir hikayesi aslında.
Dönemin imkansızlıkları, insanların nezaketi ve misafirperverlikleri ustaca işlenmiş kitapta.
Trabzon futbolunun yanısıra toplumun da gelişimini genel olarak resmeden kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.
Trabzonsporlu olmam ve okuduğum 61. kitap (bu platformda) olması da ayrıca hoş bir tesadüf benim için.
O dönem kentin temsil edilebileceği başka bir platform söz konusu olmadığı için, harici temasların sahada ve saha dışında kent temsiliyetinin gerçekleştiği yegane zaman olduğu söylenebilir. Bu nedenle sahada centilmenlik, saha dışında misafirperverlik esastır.
İstanbul ve Avrupa olan ile olan ilişkisi kesilen Trabzon kenti, ekonomik ve sosyal açıdan yitirdiği temas ve etkileşimi futbol üzerinden yeniden kurmaya çalışıyordu.
Aidiyet, mücadele, rekabet, duygusal boşalım, eğlence, nihai hedef: galibiyet... Futbol mahalle delikanlılarına bir kavgadan arzuladıkları her şeyi verebilmekteydi.